Maliye Bakanı Mehmet Şimşek´in, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdüriüğü´ne ait Sülfürik Asit ve Borik Asit fabrikalarının özelleştirileceğine ilişkin açıklamalarına tepkiler sürüyor.

MALİye Bakanı Mehmet Şimşek’in, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdüriüğü’ne ait Sülfürik Asit ve Borik Asit fabrikalarının özelleştirileceğine ilişkin açıklamalarına tepkiler sürüyor.
Daha önce Maden-lş Sendikası ve Petrol-lş Sendikası’nın "Özelleştirme girişimlerine set çekeriz" açıklamalarından sonra bir araya gelen sendikalar ve meslek odaları ortakyaptığı açıklamada "Bor madenlerimizin özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Türk-lş’e bağlıPetrol-lş Sendikası, Türk Enerji-Sen, KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) ve TMMOB’a bağlı Maden Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Metalürji ve Malzeme Mühendisleri Odası, MALİye Bakanı Mehmet Şimşek’in, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdüriüğü’ne ait olan Sülfirikasit ve Borikasit fabrikalarının özelleştirileceğinin sinyalim vermesi üzerine ortak açıklama yaptı.

‘GERÇEKLER SAKLANIYOR’
Açıklamada, Bor madenlerinin özelleştirilmesine ilişkin olarak 1985 yılında yürürlüğe giren 3123 sayılı Maden Kanunu’nun 49. maddesi ile başlayan sürecin, farklı yöntemlerle ve denemelerle sürekli olarak gündeme getirildiği belirtildi. Saldırı girişiminin en son 2012 yılında yeniden gündeme geldiğine dikkat çekilen açıklamada, 31 Ekim 2012 tarihinde üst komisyonda görüşülerek karara bağlanan kanun tasarısının, meslek odaları ve sendikaların olaya müdahil olması ve mücadelesi sonucu yaşama geçirilemediği hatırlatıldı. Tasarı Plan-Bütçe Komisyonu’nda beklemekte olan özelleştirme girişimlerinin tekrardan gündeme getirildiği ifade edilerek şunlar söylendi:
‘Tapılmak istenen özelleştirme kamuoyu önünde tartışılacağı zaman AKP hükümeti tarafından sadece ve sadece Borikasit ve Sülfirikasit fabrikalarının özelleştirileceği ifade edilip, Bor madenlerimizin ruhsat hukukunun 2012 yılında olduğu gibi devlette kalacağı belirtilecektir. Ancak şu gerçek hepimiz tarafından da bilinmektedir ki, bor madenlerinin işletilmesi ve bor kimyasalları üretiminde hammadde güvenilirliğini tehlikeye atacak bir özelleştirme girişimi kesinlikle doğru değildir.
Bugün borda hammadde üreten Sülfirikasit ve Borikasit fabrikalarının özelleştirilmesi, yarın bor madenlerinin işletilmesinde yeni özelleştirmelerin gündeme getirilmesini kolaylaştıracaktır. Adım adım bor madenleri özel sektöre devredilecektir. Halkımızdan saklanan bu gerçeği kamuoyuna açıklamak bizlerin asli görevidir."

‘ANLAMSIZ SAVUNMA’
"Bu fabrikaların özelleştirilmesiyle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretimi de devlet tekelinden çıkarılacaktır" denilen açıklama şunlar kaydedildi: "Bunun sonucunda; ülkemizin geleceği açısından oldukça önem arzeden Bor, Toryum ve Uranyum madenlerimiz uzun vadede çok uluslu şirketlerin eline geçecektir. Yapılacak özelleştirmelerin savunması siyasi iktidar tarafından yapılırken gösterilecek olan ‘Rezervlerin ve ruhsat sahasının mülkiyetinin devlette kalacaktır’ savunması hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Çünkü madenin üretilme izninin devredilmesi nedeniyle rezervi tükendiğinde mülkiyet kavramı, içi boşaltılmış bir kağıt parçasından ibaret olacaktır. …Uranyum ve Toryum gibi nükleer enerji sektörünün girdileri olan madenlerimizin korunmasını ülkemizin güvenliği açısından oldukça önemli buluyoruz. Sonuç olarak, ‘Bor tuzları, Uranyum ve Toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır’ yasa hükmünün korunması ve yeni icad edilmiş olan by-pass yöntemlerinin yaşama geçmemesi gerektiğini bir daha belirtiyor ve halkımız ile TBMM üyelerim dikkatli olamaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz."