AKP hükümeti yapacağını yaptı. Kaşıkla verip kepçeyle almayı artık iyi öğrendi. Asgari ücrete yaptığı artışı, vergi oranları ve diliminde değişiklik yaparak fazlasıyla geri alıyor. İçerisine bir de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) zırvalığını eklerseniz, asgari ücretlinin cezası daha da büyüyor.

AKP hükümeti yapacağını yaptı. Kaşıkla verip kepçeyle almayı artık iyi öğrendi. Asgari ücrete yaptığı artışı, vergi oranları ve diliminde değişiklik yaparak fazlasıyla geri alıyor. İçerisine bir de Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) zırvalığını eklerseniz, asgari ücretlinin cezası daha da büyüyor.
Asgari ücret hükümetin bir zam vaadi olarak artırıldı. Artışın bir seçim rüşveti olduğu en başından belliydi ama yine de iyi tarafından bakmak gerek diye çok da dillendirilmedi. Artış bir kazanç gibi gösterilirken gerek sendikalı işyerlerinde TİSTerde, özellikle de sendikasız olarak çalışılan işyerlerinde ücret artışlarında sorun olarak karşımıza çıktı. Asgari ücrette artış yapıldığı gerekçesiyle işverenler bunun üzerine başka bir artış yapmayı kabul etmediler. Hatta sendikal örgütlülüğün olmadığı işyerlerinde asgari ücret artışı bile kağıt üzerinde kaldı.
Asgari ücret, adı üstünde en alt limit olarak çalışana ödenebilecek ücrettir. Oysa kayıt dışı istihdamın oranı asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırmanın da net göstergesidir. Diğer yönüyle ise devletten kaçırılan verginin somut delilidir. Devlet bu kayıt dişiliğin boyutunu bilir, ama her nedense önünü kesmek yerine kayıp vergiyi, kayıt altında çalıştırandan ve çalışandan almayı tercih ederek kayıt dişiliği teşrik eder. Bu bir çeşit cezalandırmadır, kuralsızlığın, kural haline getirilmesidir.
Zaten en alt sınırda ücretle çalışan işçiye, bir de vergi diliminde yapılacak değişiklikle 70 liralık kesinti yapmak, devlet anlayışı ve ahlakıyla örtüşmez. 15 Temmuz’da kahraman ilan edilenler, ekim ayında yolunacak kaza dönüştürülüyor. Devlet, AKP’den önce tüm tırpanlanmasına rağmen hala sosyal olma vasfını koruyordu. Şimdi yakında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun başına geleceklerin habercisi gibi ortaya atılan BESTe, hükümet yine emekçinin cebine el atıyor.
Yani asgari ücret artışı, 1 Ocak 2016’da vardı, ancak 2016 daha çıkmadan yok olacak. Hani AKP’nin seçim sloganı vardı ya, "Hayaldi, Gerçek Oldu" diye, işte onun tersi, "Gerçekti, Hayal Oldu."
Hükümetin vergiyi asgari ücretliden almak yerine, oranını hesaplamalarda yaptığı değişiklik sonucu düşük gösterdiği kayıt dışı konusunda çözüm üretmeli. Bir insani yardım olarak Suriyelileri çalışma hayatının içine her türlü kaydın dışında sokanlar şimdi yıllarca asgari ücretle çalıştırılan TC vatandaşı işçilerden verdiği artışı geri almanın formülünü kuruyorlar. Hemen bu kayıt dışına en kestirme çözümü söyleyelim; sendikalaşmak!
Sendikanın girdiği işletmeler önce kayıt altına alınıyor. Ardından o işletmede çalışma bir düzene giriyor ve en önemlisi, anayasal hak da sahibine teslim ediliyor. Demokrasi de bu değil midir? Herkesin haklarını kullanabilmesi ve tercihini yapması. Yani sendikalı çalışmak zorunlu olmalı.

CAMDA SEÇİM HEYECANI

Kristal-İş Sendikası 24-25 Eylül tarihlerinde Genel Kurul’unu gerçekleştirecek. Kristal-İş Sendikası Türkiye’nin cam damarı Şişecam’da örgütlü olan sendika. Hani şu grevleri tüm yasaları aşarak milli güvenlik gerekçesiyle ertelenen, dolayısıyla işveren karşısındaki en önemli silahı elinden hükmetler tarafından alınan sendika. Aynı zamanda da, Türk-İş içerisinde 10 sendika tarafından oluşturulan ve ilkeler çerçevesinde alternatif sendikal oluşum olarak ortaya çıkan fakat ömrü çok da uzun olamayan Sendikal Güç Birliği Platformu’nun bileşenlerinden de bir tanesi. 2014 yılında yapmaya çalıştığı grev sonrası Kristal-İş Sendikası da içeriden kanştırılmaya çalışıldı. Tıpkı SGBP’de olan diğer sendikalar gibi. Umuyorum ki önümüzdeki hafta yapılacak genel kurul hem Kristal-İş’in içinde dolaşan bu karıştırıcı elin temizlenmesine hem de sendikal mücadelesine katkı sağlar. Kristal-İş Sendikasina ve üyelerine şimdiden hayırlı olmasını dilerim.