BİR TUTANAK ‘İŞ’İNİ BİTİRMEYE YETEBİLİR
Ölümlü kazaların ardından iş sağlığı ve güvenliği standardını artırmak için Meclis´e getirilen tasarı, işin kendisini tehlikeye atabilir. Çünkü iş güvenliği önlemine uymadığı iddiasıyla tutanak tutup tazminatsız işten çıkarmak mümkün hale geliyor.

"ESKİ İFADE"
4857 SAYILI YASANIN 25. MADDESİNİN II. KISMI
işverenin haklı fesih nedenleri içerisinde bu iki madde de var:
h) işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevle hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğir tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri 30 günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
"YENİ İFADE"
İŞ GÜVENLIGI TASARISI NEYİ DEĞİŞTİRDİ?
MADDE 2- 6331 sayılı kanunun 19’uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
"iş sözleşmesi ile çalışanların bu maddede belirtilen yükümlülükleri kendisine yazılı olarak hatırlatıldığı halde yerine getirmemesi, işveren bakımından iş sözleşmesinin 4857 sayılı kanunun 25’inci maddesine göre haklı nedenle derhal fesih hakkı doğurur."
BU TUTANAK ‘İŞ’İNİ BİTİRMEYE YETEBİLİR!
Ölümlü iş kazalarının peş peşe gelmesi üzerine Meclis’e sevk edilen yeni iş sağlığı ve güvenliği yasa tasarısı, işçinin güvenliğini ve sağlığını korumaya yönelik maddeler getirmeyi hedeflemekle birlikte işin kendisini de tehlikeye atacak önemli bir değişiklik öngörüyor.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesi, işverene haklı nedenle iş akdini fesih hakkı tanıyan durumları sıralıyor. Bu maddede sağlık nedenlerinin dışında, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sayılırken ‘h’ fıkrasında zaten "İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" ifadesi yer alıyor.
Ayrıca aynı maddenin ‘f fıkrasında da işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi iş akdinin tazminatsız haklı fesih nedenleri arasında gösterilmiş.
Bu maddeler zaten varken, yeni tasarıda "İş güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin işçiye ‘yazılı olarak hatırlatıldığı’ halde yerine getirmemesi" ifadesine yer verilmiş. Tasarının 2. maddesinde işçiye yazılı olarak hatırlatıldığı halde kask takmak, halat bulundurmak gibi önlemleri almaması halinde bunun 4857 sayılı kanunun 25’inci maddesine göre haklı nedenle derhal fesih hakkı doğuracağı belirtiliyor. ‘Yazılı’ demek işverene tazminatsız çıkarmak için yeni bir ispat aracı getirmiş oluyor.
TUTANAĞIN AKSİNİN İSPATI İŞÇİYE DÜŞECEK
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Özveri, tasarı yasalaştığı takdirde işverenin, bir işçi ya da işçi grubunun kaskını takmadığını ya da 10’uncu kata çıkarken güvenlik malzemelerini yanına almadığını yazılı bir tutanağa dönüştürürse "Şekil şartını yerine getirdim" diyerek işçinin durumunu rahatlıkla 4857 sayılı yasanın 25’inci maddesine sokabileceğine dikkat çekti, "işçi nasıl ispatlayacak?" diyen Özveri, diğer çalışanların tanıklığına başvurulması halinde onların işyerinde çalışmaya devam ederken işveren aleyhine ifade vermelerinin çalışma koşulları dikkate alındığında çok zor olduğunu kaydetti.
Kamera kayıtları istendiğinde de Türkiye’de maalesef çok sık "Kamera devre dışı ya da arızalı" cevabıyla karşılaşmak mümkün, işte bu şartlarda bir yandan iş sağlığı ve güvenliği için net kurallar koymanın zamanının geldiği bir gerçekken diğer yandan işçiyi tehlikeye atacak, tazminatsız keyfi işten çıkarmalar için yeni bir yol açılmasına da izin vermemek gerekiyor.