Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
25 Temmuz 2020
BİR SERMAYE SALDIRISI DAHA ENGELLENDİ

Türkiye’nin her açıdan büyük sıkıntılar yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Böylesi dönemlerde birlik ve beraberliğin korunması ve geliştirilmesi son derece önemlidir.

BİR SERMAYE SALDIRISI DAHA ENGELLENDİ

Türkiye’nin her açıdan büyük sıkıntılar yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Böylesi dönemlerde birlik ve beraberliğin korunması ve geliştirilmesi son derece önemlidir. Ancak bizlerin korumaya çalıştığı bu birlik ve beraberliği bozma çabasında olanlar var.

Türkiye’nin üretim devriminde veya ekonomik kalkınmasında devletimizin yanı sıra özel sektörümüzün de büyük önemi ve katkısı vardır. Ekonomide devletin ve özel sektörün sınırları ve ilişkileri, ülkemizin ve halkımızın çıkarları temelinde demokratik yollardan belirlenir. Ancak temel amaç, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal bağımsızlığını pekiştirecek ekonomik yapıyı korumak ve geliştirmektir. Bunu yaparken de milletimizin yüzde 70’ini oluşturan işçi ve memurların haklarına saygı gösterilmesi esastır. Bu saygı gösterilmeden, milletimizin birliğinin ve bütünlüğünün korunması ve geliştirilmesi mümkün değildir.
 
Bölücülüğün çeşitli biçimleri vardır. İnsanları etnik kökenlerine, inançlarına, siyasi görüşlerine göre bölüp kavga ettirmek de bölücülüktür, işçi haklarına göz dikerek toplumsal sınıflar arasındaki çelişkileri keskinleştirmek ve çatışmalara zorlamak da bölücülüktür. Türkiye’de bugün işçi haklarını kısıtlamaya çalışan her girişim, bu anlamda, Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğüne zarar verecek bölücü bir girişimdir.
 
Diğer bir deyişle, benim gibilerin özel sektöre bakışında kullandığımız iki ölçüt vardır: Birinci ölçüt, Türkiye’nin ekonomik gücüne yapılan katkıdır. İkinci ölçüt, işçi ve memurların hak ve özgürlüklerine gösterilen saygıdır, bölücülük yapılmamasıdır. Ben, ancak bu iki koşulun birlikte yerine getirilmesi durumunda, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya hedefini unutmadan, bugün özel sektöre saygı duyarım.
 
Eğer bir şirket, işçisine iyi haklar tanıyor, ancak Türkiye’nin çıkarlarına zarar verecek işler yapıyorsa, yanlış yoldadır. Eğer bir şirket, Türkiye ekonomisine katkıda bulunurken, işçi hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alıyorsa, o da yanlış yoldadır. Her iki yanlış da, Türkiye’ye zarar verir.
 
KIDEM TAZMİNATI SALDIRISI
 
Türkiye’de özel sektörün yıllardır temcit pilavı gibi tekrar tekrar gündeme getirdiği bir konu, işçilerin kıdem tazminatı hakkının kısıtlanması ve mümkünse tümüyle kaldırılmasıdır.
 
Kıdem tazminatı fonu veya tamamlayıcı emeklilik sigortası biçiminde Haziran ayında gündeme getirilen girişim, esasında işverenlerin gerçek amacı değildi. Böyle bir sisteme geçilseydi, tek tek bazı işçilerin kıdem tazminatı hakkı geriye götürülse bile, bugün kıdem tazminatından yararlanamayan birçok işçinin de eninde sonunda az da olsa bir kıdem tazminatı almasının yolu açılacağı için, işverenlerin toplam kıdem tazminatı yükü artıyordu. Bu nedenle, işçi sendikaları gibi işveren örgütleri de kıdem tazminatı fonu girişimine karşı çıktılar. Ortada bir kanun teklifi taslağı bile yokken, tartışmalar bu nokta üzerinde odaklatılarak, esas amaç gizlendi. Cambaza bak numarası yapıldı.
 
Ancak işverenlerin asıl amacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve iş güvencesi haklarının tümüyle ortadan kaldırıldığı belirli süreli iş sözleşmelerinin kullanımının önündeki engellerin kaldırılmasıydı. On yılı aşkın süredir işveren örgütlerinin gündeminde olan bu talep, ilk kez sistemli bir biçimde 2020 yılı Haziran ayında Yeni İstihdam Kalkanı Programı kapsamında gündeme getirildi.

ENGELLENDİ
 
Bu girişim, işçi sendikalarının kararlı tavrıyla engellendi. İşçi sendikaları ilk başlarda kıdem tazminatı fonu ve tamamlayıcı emeklilik sistemine odaklanmıştı ve tartışmayı, ortadan bir kanun teklifi taslağı bile yokken, bu nokta üzerinden sürdürüyordu. Ancak daha sonra ağırlığı esas tehlikeye kaydırdılar ve belirli süreli iş sözleşmelerinin kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve iş güvencesi açılarından yarattığı sorunları ön plana çıkardılar. Cumhurbaşkanlığı da, işverenlerin ilk başlarda tereyağından kıl çeker gibi halledebileceklerini düşündüğü bir konuda çıkacak büyük kavgayı gördüğü için, bu konudaki girişimleri ertelediğini açıkladı. Haziran ayının ortalarında TBMM Başkanlığı’na verilmesi düşünülen kanun teklifi, kamuoyuna bile açıklanamadan, gündemden çıkarıldı.
 
Türkiye’de işverenler bölücülük yapmamalıdır. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğe her zamankinden daha fazla ihtiyacının olduğu bir dönemde, işçilerin kazanılmış haklarına yönelik her saldırı, bölücülüktür. Toplumu etnik kökene, inanca, siyasi görüşe göre bölmek ne kadar tehlikeliyse, işçi haklarına saldırarak toplumsal sınıflar arasındaki çelişkileri keskinleştirmek de aynı derecede sakıncalıdır. Sermayedar sınıf yaşanan büyük sıkıntı ortamında bulanık suda balık avlamaktan, fırsatı ganimet bilerek bazı işçi haklarını yok etme girişimlerinden vazgeçmelidir.
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.