İşçi sendikalarının üye sayılarındaki son durum geçen günlerde yayınlandı. DİSK’in üye sayısı 149.187, Türk-İş’in 925.039, Hak-İş’in ise 615.301 idi.
1 yıl öncesine, Ocak 2017’ye göre üye sayısını DİSK 7.458, Türk-İş 35.530 artırmıştı. Hak-İş ise ikisinin artış toplamını üçe katlamıştı. Tam 126.578 yeni üye. Ve sadece 1 yılda.
Nasıl oldu bu? Büyük mücadelelere önderlik etmiş, büyük sendikacılık maharetleri sergilemiş, işçilere büyük haklar sağlamış olmalılardı. Türk-İş ve DİSK’in bilmediği, beceremediği ve yapmadığı neyi yapıyorlardı?
20, 40, hatta 60 yıllık sendikanın, düşe kalka, grevlerde, direnişlerde, onlarca toplusözleşmede, yüzlerce toplantıda, mitinglerde, her yerini yara bere içinde bırakarak ulaştığı seviyeye, bir bakıyorsunuz ki Hak-İş’in yeni doğmuş sendikası bir, hadi bilemediniz üç yılda alıveriyor. Hatta onu katlıyor.
Anlayamadınız, şaşırdınız değil mi? Ben de öyle… Mesela şu örnekteki üstün sendikacılık sırrını çözemedim bir türlü:
ZAHMETSİZ, ÇABASIZ…
Sağlık ve Sosyal Hizmetler işkolu… İşkolundaki DİSK’in sendikası Devrimci Sağlık-İş 1973’te kurulmuş. 45 yıl var gerisinde. Ama üye sayısı artacağı yerde, erimiş habire. 2013’ten bu yana bile üye sayısı üçte bire düşmüş. Şu anda sadece 440 üyesi var.
Hadi bu sendikadaki sorunu sendikal politikalara ve çalışma tarzına bağlayalım. Türk-İş’in bu işkolundaki sendikası olan Türkiye Sağlık-İş Sendikası’na bakalım bir de. Genel Başkanı Hasan Öztürk, dürüstlüğü, çalışkanlığı ile bilinir. Eski Genel Başkan Mustafa Başoğlu ise efsane isimlerdendi. Anlayacağınız, sendikanın arkasında yarım asırdan fazla var. Tam 57 sene. 1961’de kurulmuş. Şimdiki üye sayısı 19.171.
Bir de Hak-İş’in sendikasına bakalım. Adı Öz Sağlık-İş… 27 Şubat 2014’te kurulmuş. Askerde “çömez” denilen durum yani… Gelin görün ki bu “çömez”, 57 senelik sendikanın yolunu 4 senede alıyor. Hem de grevsiz, eylemsiz, direnişsiz, mitingsiz. Yani zahmetsiz, çabasız… Hatta sollayıp geçiyor, 7.321 üye fark atarak. Üyesi tam 26.492.
Bu örneğe bakınca dedim ki, “demek ki Sağlık-İş ve Devrimci Sağlık-İş çok beceriksizlermiş”. Başka bir işkoluna döndüm sonra.
DİSK’in Sosyal-İş Sendikası var bu işkolunda. 1966’da kurulmuş. 10.416 üyesi var. Türk-İş’in iki sendikası var bu işkolunda. 55 yıl önce kurulan Koop-İş’in 51.126 üyesi, 56 yıl önce kurulan Tezkoop-İş’in 62.002 üyesi var. Ya Hak-İş? 2011 yılında Öz Büro-İş kuruluyor. Daha 7 sene olmuş yani. Ama 7 senede Sosyal-İş’i dörde katlamış, neredeyse diğerlerine yetişmiş. Üye sayısı 47.122.
Demek ki bir işkoluna özgü beceriksizlik ya da tılsım değil karşımızdaki olay. Sadece Hak-İş sendikalarının sahip olabildiği özel yetenek söz konusu demek ki…
NEDİR BU KERAMET?
Emin olmak için birkaç işkoluna daha bakalım:
Finans sektöründeki sendikalar:
1964 yılında kurulan BASİSEN’in üyesi 41.780, 1972’de kurulan BASS’ın 14.829. Oysa Hak-İş’in daha 2013 yılında, yani kurulalı daha 5 sene olmamış olan Öz Finans-İş’in üye sayısı 37.506.
Evet, sadece Hak-İş sendikalarında olan bir tılsım bu… Mücadelesiz, emeksiz, zahmetsiz gelmektedir, üyeler akın akın. Bir sihir açıl susam açıl misali diğerlerinin 50-60 yıldır açamadığı kapıları açmaktadır.
Sendikacıların sendikacılığı ve mücadelesi değilse nedir bu keramet? Geriye bir tek seçenek kalıyor. Kamuda Hükümet, özel sektörde patron etkisi…
Devam edelim:
Taşımacılık işkolu… 1975’te kurulan Nakliyat-İş’in üyesi 4.299, 1949’da kurulan Tümtis’in 8.873, 1952’de kurulan Demiryol-İş’in üye sayısı 16.086.
Oysa daha 2012 yılında, yani 6 sene önce kurulan Öz Taşıma-İş’in üye sayısı 22.344.
Sendikacılıkta işveren etkisinden emin olmak istiyorsanız, genel hizmetler işkoluna bakacaksınız. Belediye başkanlarının öttürdüğü düdüğe göre işçinin sendika değiştirdiği işkoluna yani. Bakalım;
Belediye-İş’in 63.015, Genel-İş’in 66.861 üyesi var. Biri 56, diğeri 69 senelik sendika. Hizmet-İş’in üye sayısı ise 251.122. Onların yarısı yaşında bile değil, ama ikisinin üye toplamını ikiye katlıyor. Üstelik çok değil, daha 2013 Ocak ayındaki üye sayısı 51.079.
Ve yer veremediklerimiz…
50-60 senelik sendikaları bile yaya bırakan bu tılsımı, işçi sınıfı da, millet de merak ediyor.
Bu sır açılmak ve tartışılmak zorunda.
Türk-İş’in ve DİSK’in beceriksiz yöneticileri, siz merak etmiyor musunuz?