BİLLUR TUZ DİRENİŞİ VE ALİCENGİZ OYUNLARI
Direnişin 24. günü. Tek Gıda-İş Sendikası´nın örgütlü olduğu Billur Tuz Fabrikasında işveren, sendikaya üye oldukları için 54 işçiyi işten attı.
Direnişin 24. günü. Tek Gıda-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Billur Tuz Fabrikasında işveren, sendikaya üye oldukları için 54 işçiyi işten attı. Yeni yılı işçiler, kendilerini kapıda bulmuş olarak karşıladılar. 1 Ocak’tan beri direniş sürüyor.
Billur Tuz, ham tuz ihtiyacının tamamını İzmir Kuş Cenneti’nin yanındaki Çamaltı’ndan karşılıyor. 48 yıllık işletme. Rafineleştirdiği deniz tuzunu sofralarımıza ve sanayiye gönderiyor.
Sendika bu işyerine ilk defa giriyor da değil. Tek Gıda-İş, 13 dönem boyunca toplu sözleşme imzalamış. Tam 28 yıldır burada örgütlü.
Billur Tuz 3 yıl önce el değiştirmiş. Yeni işveren işçilerin sendikalı olmasına razı değil. 2011 sonunda, son toplu sözleşme süresinin bitimine doğru, sendikanın yetkisini kırmak için harekete geçrniŞ3 ayrı taşeronlar sokmuş işyerine ve yıllardır çalışan işçileri de taşeVonlara aktarmış. Asıl işi artık taşeronlar yapar olmuş. Yeni alınan işçilerle sendikanın yetkisini düşürmeye çalışmış.
Telaş komedi olmuş, Genel Müdür kendisini bile taşeron çalışanı göstermiş! 120 kişi çalışıyor toplam. Sendika işçinin 113’ünü üye yapmış.
Ama işçinin tamamını üye yapsanız bile, işverenlerin hilelerini bir de yargıda alt etmeniz lazım. İşveren, ‘bunlar taşeron işçisini örgütlediler, beni ilgilendirmez’ diyor. Sendika ise, ‘işçilerin hem taşeron öncesi işçi olduğunu, hem de işverenin hileye başvurarak taşerona asıl işini yaptırdığını ve suç işlediğini’ belirtiyor. Şimdi mahkeme karar verecek, taşeron işverenin asıl işini mi, yoksa yardımcı işlerini mi yapıyor. Buna göre sendikanın muhatabını belirleyecek.
Sendika taşeron işçisini de üye yapınca, bu kez taşeron adını değiştiriyor. İşveren, önce taşeron, sonra başka bir taşeron yüzüyle çıkıyor sendikanın karşısına.
Mahkemenin kararı, muhatabın Billur Tuz işvereni olduğunu belirler ve taşeronların, sendikalaşmayı önlemek amacıyla oyunlar olduğunu tespit ederse, isten atılan işçilere işe geri dönme hakkı doğacak ve sendikanın işyerinde yeniden yetki alma imkanı olacak.
Ama mahkemenin aylar sürecek araştırmasına işçilerin tahammülü yok. 1 Ocaktan itibaren işten atılan 54 işçi direnişe geçiyor.
5 gün önce, 15 ve 25 yıldır çalışan yıllık 2 işçiyi Fabrika Koordinatörü, direnişe destek verdiklerini söyleyerek, sendikadan istifa etmezlerse işten atacağını söylüyor. İstifa etmeyince çıkış gerekçeleri ellerine bile vermeden işlerine son veriyor. Çıkarılma kağıdını alabilmek için bile direnişteki arkadaşlarıyla eylem yapmaları gerekiyor.
Akın akın destek alıyor direniştekiler. Kim destekliyor; Kışın ayazında 24 gür dür süren eyleme aileleri destekliyor.
Sendikalaşma sebebiyle benzer sorunlar yaşayan diğer direnişteki işçiler, Kampana, Savranoğlu vs. Başka kim: Sendikal Güç Birliği’ne bağlı diğer sendikaların yönetici ve üyeleri. Başka; İşçi Partisi ve diğer Partiler.
24 gündür süren, işçileri köleleştirme amacıyla yapılan her türlü haksız, hukuksuz ve alicengiz oyunlarına karşı süren bu direnişi kimler görmedi;
Türk-İş, kendisine bağlı sendikalar olan Deri-İş ve Tezkoop-İş’in diğer yerlerde yürüttüğü direnişleri görmediği gibi. Tek Gıda-İş’in 24 gündür Billur Tuz direnişini de görmüyor.
Çalışma Bakanı, Bakanlığın Bölge Çalışma Müdürlükleri görmüyor, Hükümet görmüyor.
Hükümet büyük işlerle meşgul… Kamuda taşeron işçisi 2 milyon olmuş, ama yetmez, bütün işçilere için performans adıyla güvencesizlik, kiralık işçi bürolarıyla kölelik ve esnek çalışmayla emekliliği kaldırıp sendikaları bitirmenin peşinde, kıdem tazminatını kaldırmanın hesabını yapıyorlar.