BİLET
ANKARA´DA güneş yüzünü gösterdi. Ağır bir kışın vurduğu son darbenin ardından umut aşılayan taze bir bahar geliyor. Cemre düştü. Toprak, su, hava ağır ağır ısınacak şimdi. Bahar geliyor gelmesine ama nasıl ki kentin tüm pisliklerini örten beyazlık, yavaşça çamura bulanıyorsa, bahan da daha gelmeden yalancıya çeviren olup bitenler, durmak bilmeksizin sürüyor.

ANKARA’DA güneş yüzünü gösterdi. Ağır bir kışın vurduğu son darbenin ardından umut aşılayan taze bir bahar geliyor. Cemre düştü. Toprak, su, hava ağır ağır ısınacak şimdi. Bahar geliyor gelmesine ama nasıl ki kentin tüm pisliklerini örten beyazlık, yavaşça çamura bulanıyorsa, bahan da daha gelmeden yalancıya çeviren olup bitenler, durmak bilmeksizin sürüyor.
O ağır karanlık, bütün kışlan, bütün baharlan, bütün yazlan hapsediyor. Sonrası hep sonbahar bu coğrafyada. . .. Geçen yıl bu zamanlar, ürettikleri kadar tüketemeyen, üstelik tükettiklerinden az üretmekle suçlanarak işleri ellerinden alınan TEKEL işçilerinin heyecanını yaşamış, dinlenmeye çekilmişti kent. Tam da o dönemde, yorulmak bilmeyen gençler, dünyayı dönüşüm değil bölüşüm olarak tanımladıklanndan, heyecanlı, kimsenin zarar görmediği bir eyleme giriştiler. Ulaşım hakkının ücretsiz olduğunu düşünüyorlardı.
EĞİTİM ve sağlık hakkının ücretsiz olması gerektiğine inandıklan gibi Batıkent metrosuna gittiler, kartlannı basmadan metroya bindiler. Amaçlan, toplumsal bir talep oluşturmak, düşüncelerine ilgiyi çekmek, halkın talepte bulunmalannı sağlamaktı. Hiçbir şiddet içermeyen eylemlerini yaptılar. Biletsiz yolculuğun hırsızlık değil hak olduğunu anlatıp çekildiler sahneden.
Doğru, yaptıklan yazılı kurallara göre kuralsızdı. O nedenle, başlanna geleceği öngörerek eylemlerini yapmışlardı. Fakat kimsenin burnunun kanamadığı bir eyleme ne ceza verilebilirdi ki, belki Kabahatlar Kanunu uyannca para cezası. Artık bir şiddet aracı sayılan yumurta bile yoktu eylemde. . .. EGO Genel Müdürlüğü şikayetçi oldu. "1,5 saat metro seferi yapılamadı" iddiasında bulundu. Oysa eylemin hepi topu 15 dakikaydı. Savcılık, dikkate aldı şikayeti. Eylemi yapanlan tek tek saptadı. Uzun bir soruşturma döneminden sonra da davayı açtı. Suç, "demiryolu ulaşım aracını kaçırmak ve alıkoymak" olarak tanımlandı.
Ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Yani suçlu bulunur ve mahkeme alt sınırdan ceza vermezse, 6 gencin cezasının ertelenmesi, paraya çevrilmesi, cezaevine girmeden çekilmesi söz konusu olamayacak. İddianamede, kart basmadan metroya binenlerin, tek güzergah üzerinde hareket eden metroyu nereye kaçırdıklan ya da aracın ana vagonunu istila edip, hareket edilmesini nasıl engelledikleri açıklanmadı. Zaten gerek de yoktu. Ne de olsa ne olduklan belliydi bu çocuklann! İddianamede, gençlerin sloganlanndan cesaret alıp metroya kart basmadan binen Batıkentliler’in yarattıktan tablo anlatıldı.
Tam 1,5 saat seferin geciktiği iddia edildi tam da EGO Genel Müdürlüğü’nün dediği gibi. 6 gencin geleceklerinin nasıl şekilleneceğinin yargılaması Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. Onlarca başka eylem kabahat bile sayılmazken, devletin milyorlarca lira soyulması, 2 yılın altında cezalarla geçiştirilip ertelenirken, gençler, o gün metroda bekleyenlerin bile hatırlamadığı ağır eylemlerinin cezasını çekecek. . .. Ankara’da güneş yüzünü gösterdi.
Çamurlu karlar yavaş yavaş gelen bahann karşısında eriyor. 3-5 gün önce başkenti teslim alan kar nedeniyle kilometrelerce yürümek zorunda kalan, çocuğunu hastaneye götüremeyen, hasta yakınına kan yetiştiremeyen, düşen, kalkan, geceyi başka başka yerlere sığınarak geçiren binlerce insan yorgunluğunu yeni yeni atıyor. Kar esir aldığında başkenti, hazırlıksız sürücü, hazırlıksız vatandaş, halkı galeyana getiren medya isyan etmişti.
Çünkü ulaşım hakkının engellenmesi suçtu. Çünkü vergilerin karşılığı hazır olmaktan geçiyordu. Ama bunun söylenmesi bile kızdırıyordu yönetenleri. Bilet basmayan çocuklar ulaşımı engellemekten yargılanıyor ama ulaşamadığı için kızan vatandaşlar azard kurtulamıyor bu memlekette. Ö ağır karanlık, bütün kışlan, bütün baharlan, bütün yazları hapsediyor. Sonrası hep sonbahar bu coğrafyada
GÖKCER TAHİNCİOĞLU gokcer.tahincioglu@milliyet.com.tr