16 Eylül 2013
BİBER GAZI İÇ GÜVENLİK HARCAMALARINI ARTTIRDI
Yeni karakol yapımı ve 2013 yılında kullanılan gaz bombası, iç güvenlik adı verilen harcamaları arttırdı. Bugün açısından halk sağlığı ve güvenliği önünde en büyük tehlike olan gaz bombasına ne kadar pay ayrıldığı bilinmiyor. Ancak Bilgi Üniversitesi tarafından hazırlanan bir rapora göre, 2013 yılında düşürülmesi planlanan harcamalar artmış görülüyor. Sebebi ise İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü harcamalarının artması.
Yeni karakol yapımı ve 2013 yılında kullanılan gaz bombası, "iç güvenlik" adı verilen harcamaları arttırdı. Bugün açısından halk sağlığı ve güvenliği önünde en büyük tehlike olan gaz bombasına ne kadar pay ayrıldığı bilinmiyor. Ancak Bilgi Üniversitesi tarafından hazırlanan bir rapora göre, 2013 yılında düşürülmesi planlanan harcamalar artmış görülüyor. Sebebi ise İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü harcamalarının artması.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları EĞİTİM ve Araştırma Birimi, Prof. Dr. Nurhan Yentürk’ün başkanlığında "Türkiye’de Sosyal Koruma Harcamaları: 2006-2013" başlıklı bir rapor hazırladı.
Raporun bir bölümünü, yine 2006-2013 yılları arasını kapsayan "Türkiye’de İç Güvenlik Harcamaları" oluşturuyor.
Raporda iç güvenlik harcamalarının, polis, gizli servisler ve istihbarat servisleri, kamu kurumlarındaki özel güvenlik şirketlerine yapılan ödemeler ve sivil savunma harcamalarından oluştuğu belirtildi. Ayrıca paramiliter ve eğitimi askeri birliklerce yapılan bölüklerin askeri harcamalar içinde kabul edilmesi gerekirken, köy korucularının maaşları ve kullandıkları silahlar İçişleri Bakanlığı’nın harcamaları içinde yer aldığı için, bu kalemin de iç güvenlik harcamalarına dahil edildiği kaydedildi. İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın harcamaları da iç guvenlik harcamaları kapsamında yer alıyor.
Raporda, "gizli hizmet" harcamalarına da dikkat çekilerek, örtülü ödenekten yapılan gizli hizmet harcamalarının ne kadarının iç güvenlik ne kadarının askeri amaçlı olduğunun bilinmediğine dikkat çekildi.
Rapora göre, iç güvenlik harcamaları sürekli artıyor ve 2012 yılında en üst düzeye çıkıyor. 2006 yılından itibaren geniş kapsamlı iç güvenlik harcamaları şöyle: 10 milyon 18 bin 493 TL (2006), 11 milyon 703 bin 154 TL (2007), 13 milyon 370 bin 233 TL (2008), 15 milyon 536 bin 372 TL (2009), 18 milyon 977 bin 440 TL (2010), 21 milyon 198 bin 330 TL (2011), 25 milyon 311 bin 499 TL (2012)
Bütçe Kanunu’na göre, 2013 yılında düşürülmesi planlanan harcamalar artmış görülüyor. 2013 yılı için kanunlaşan harcama tutarı 27 milyon 328 bin 556 TL. Harcamalardaki artışta İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü harcamalarındaki artışın etkili olduğu belirtiliyor.
KARAKOL İNŞAATI VE BİBER GAZI MI ARTTIRDI?
İçişleri Bakanlığı’nın 2011 ve 2012 yıllarındaki gerçekleşmiş harcamalarında en önemli artışın sermaye transferi ve sermaye giderlerinde olduğu görülüyor. Bunu mal ve hizmet alımları ve personel giderleri izliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün harcamalarındaki artış ise en büyük olarak sermaye transferi kaleminde görülüyor. Personel harcamaları ve mal ve hizmet alımı aynı oranda büyüyor. Bu artışlar içinden sermaye giderlerinin 2012 yılından itibaren TOKİ tarafından Kürt illerinde yapılan 250 adet karakol inşaatı nedeniyle, mal alımlarının ise biber gazı alımları ile ilgili olup olmadığı bilinmiyor. Raporda, bunun öğrenilebileceği bir kaynak olmadığı belirtildi.
İç güvenlik harcamalarında en büyük pay Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait. Yıllara göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün harcamaları şöyle: 5 milyon 161 bin 782 (2006), 6 milyon 59 bin 708 TL (2007), 6 milyon 885 bin 824 TL (2008), 8 milyon 12 bin 844 TL (2009), 9 milyon 402 bin 56 TL (2010), 11 milyon 394 bin 398 TL (2011), 13 milyon 119 bin 577 TL (2012)
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılı kanunlaşan harcama tutarı ise 14 milyon 777 bin 121 TL. 2014 yılı için bütçe öngörüsü 16 milyon 216 bin 641 TL, 2015 yılı için 17 milyon 652 bin 981 TL.
Rapora göre, iç güvenlik harcamalarının GSYH’ya oranı 2012 başında yüzde 1.13 olarak kanunlaşmışken, 2012 sonunda 1.27 olarak gerçekleşti.
