BEYAZ PALTOLULAR!
THY Grevi devam ediyor. Üstelik büyüyerek devam ediyor. Her geçen gün dayanışma ziyaretleri çoğalıyor. Grev nedeniyle seferler aksıyor, gecikmeler oluyor. THY Yönetimi grevi kıracağım çabasıyla yolcuların hayatını riske ediyor.
THY Grevi devam ediyor. Üstelik büyüyerek devam ediyor. Her geçen gün dayanışma ziyaretleri çoğalıyor. Grev nedeniyle seferler aksıyor, gecikmeler oluyor. THY Yönetimi grevi kıracağım çabasıyla yolcuların hayatını riske ediyor. Doğacak olumsuz sonuçların elbet bir bedeli olmalı. Ancak; ne THY yönetimi ne de grev kırıcılığına destek veren AKP her daim yaptıkları gibi insan hayatını hiçe saymaktalar.
Olası bir kazada ölenler onlar için ulvi bir mücadelenin maliyet hesabında bir kalem olarak anılacaklardır sadece. Tıpkı, Ostim’de, Davutpaşa’da, Roboski’de, Reyhanlı’da ve diğerlerinde olduğu gibi… Grevin, seferlere olan etkilerini ne kadar saklamaya çalışsalar da başaramıyorlar. Nitekim, THY yönetiminin; "Seferlerde aksama, iptal edilen uçuş yok" şeklindeki grev kırma çabaları devam ederken, THY’deki rötar nedeniyle katılacağı programa geç kalan ve "THY’ye hakkımı helal etmiyorum" diyen Bakan Çağlayan’ın sözleri grev sonrası THY’de yaşanan krizi gözler önüne sermekte.
Hal böyle iken Ulaştırma Bakanı; " Grev yaşandı, grev süresince de seferlerin hiçbiri de aksamadan yapıldı. Böyle bir grev dünyanın başka yerinde olsaydı tek bir uçak kalkmazdı" sözleriyle herzamanki gibi alışıkolduğumuz pişkinlik modunda. Bakan Yıldırım gündemde içki yasağı olmasa büyük bir ihtimal Bakan Çağlayan için de "Yükseklik sarhoşluğu ile ne dediğini bilmiyor" diyecek de diyemiyor anlayacağınız … Bakan Babacan greve karşıyız deyip tehditler savurmakta. Başbakan daha bir yıl öncesinden uzun vadeli bir grevin ülke ekonomisine zarar vereceğini söylerken ilk mesaj veren konumunda idi zaten.
Anlaşılan o ki balkon konuşmalarında zafer sarhoşluğu ile söylenenler ayılınca anında unutulmakta. Şimdi yazarken dikkat ediyorum da yükseklik sarhoşluğu, zafer sarhoşluğu derken bilimum sarhoşluk bunlarda. Zaten Cemaat ile çatışmanın ayyuka çıktığı günlerde Gülen de "Yani sıradan bir insan gelir, şöyle böyle konjonktürel olarak bir yerde bazı imkânları elde edebilir, dümene oturabilir. Dümene oturduktan sonra artık götürdüğü o vasıtanın içindeki o insanların hiçbirinin hukukuna riayet etmez. Hep tepeden bakar onlara" derken, Erdoğan’ı iktidar sarhoşluğu ile itham edip sarhoş şoför yerine koymamış mıydı? Her ne kadar kavga Hoca Nasreddin gibi biraz da biz ölelim kavgası ise de durum böyle.. Görüleceği üzere sarhoşluk halindeki bir iktidar kendinden başka sarhoş istemiyor. . . .
Gelelim grevin öte yüzüne. THY çalışanlarının bir kısmı da şu anda greve rağmen çalışmakta. En kolay yoldan çalışanları " arkadaşlarını satmakla" suçlamak mümkün. Ancak, gelinen noktada insanlar korku ve güvensizlik içerisinde. Bir yandan işsizlik, geleceğe ilişkin korkular öte yandan geleceğe ilişkin örgütlerine duyduğu güvensizlik. Şüphesiz her insan gibi bu gün greve rağmen işe gidenler kendi içlerinde bir vicdan muhasebesi yapmaktadırlar. Ancak edimleri vuku bulmuştur ve cam çatlamıştır bir kere. Artık geriye dönüş yoktur, cam eski cam değildir. Dolayısıyla yapılan bünyede sindirilir ve bu durumda bozulma başlamış demektir. Arkası gelir. Kapitalist- emperyalist sistemin insan üzerindeki yapı bozuculuğu işlemektedir.
Ne yazık ki bu coğrafyada sendikalar, meslek odaları, sol-sosyalist siyasi partiler de toplum nezdinde bir güven eşiğini aşabilmiş değiller. Elbette bunu gerçekleştirmek kolay bir şey değil. Yol alınmadığını kimse söyleyemez. Ancak beyaz paltolu bizden hızlı yol almakta bu da bir başka gerçeklik. Beyaz paltolu kim mi? Anlatayım… Sarhoşun biri tıka basa dolu bir belediye otobüsüne biner. Bir süre sonra; -"Ben bu otobüsteki herkesin ağzına ederim ama şu beyaz paltolu adam hariç.."der.
Yolcular sadece tebessüm ederler.. Sarhoş bu sözleri 4-5 kez üst üste söyler. Beyaz paltolu adam da kendisinin hariç bırakılmasından cesaret alarak; -"Affedersiniz. Herkesin ağzına ediyorsunuz da beni niye hariç tutuyorsunuz?" Sarhoş; "Seni tuvalet kağıdı olarak kullanacağım da ondan".. Son söz yerine; " Eyy, iktidar ve zafer sarhoşları, eyy zulmün zikir sarhoşları, özellikle siz beyaz paltolular şairin dediği gibi şarabın renginden korkun, şarabın rengini almış kafası hoş olanlardan, sokak sarhoşlarından!"