Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Ekim 2012
BENİM MİLLETİM…

Sır küpü için bir gecede hukuka aykırı yasa çıkarılabilir. Polisi işkenceci de olsa terfi eder. Genelkurmay Başkanının ayakkabısına yapılan yorumlara bile doğrudan Başbakan cevap verir. Ancak benim milletim demişse Başbakan (eğer balkonda değilse!), bilin ki birilerini millet adına mahkum ediyordur, hedef gösteriyordur, ötekileştirip itibarsızlaştırıyordur, ayrıştırıyordur.

BENİM MİLLETİM…

Ankara Valiliğinin Cumhuriyet bayramıyla ilgili yasak kararı üzerine fikri sorulan Başbakan "garip" konuşmasında; "…Bunu muhalefet partileri kendilerince yapıyorlarsa, buyursunlar belediyelerinde de aynı şeyleri yapabilirler. Ama şimdi özellikle Ankara’da, Hipodrom’da zaten devlet-milletiyle kaynaşıyor. Buyursunlar orada hep birlikte kaynaşarak bunu yapalım. Ayrıca bir programlama yapmak suretiyle, orada valiliğin de aldığı istihbaratı doğrulayacak adımların atılması herhalde yanlıştır" demiş. 

 

Konuşmadaki "gariplik" bir yana, Başbakanın kastettiği "millet" kimdir acaba? Başbakan, önüne "benim"i de ekleyerek çok kullanıyor "millet" sözcüğünü. Benim bakanım, benim polisim, benim sır küpüm, benim valim, benim ordum derken açık bir kibir, koruma ve sahiplenme var. Artık "fethedilerek" ya da "ram olarak" bu aidiyete mazhar olanların kılına zarar gelmez. 

 

Sır küpü için bir gecede hukuka aykırı yasa çıkarılabilir. Polisi işkenceci de olsa terfi eder. Genelkurmay Başkanının "ayakkabısına" yapılan yorumlara bile doğrudan Başbakan cevap verir. Ancak "benim milletim" demişse Başbakan (eğer balkonda değilse!), bilin ki birilerini "millet adına" mahkum ediyordur, hedef gösteriyordur, ötekileştirip itibarsızlaştırıyordur, ayrıştırıyordur. 

 

Üstelik bu ayrıştırmayı da artık "aşkın" bir "millet" adına yapıyordur. Referans aldığı "milleti" artık ne klasik tanımıyla "millet kavramı" karşılar ne de kendisine oy verenler. Başbakan’a göre hak arayan Tekel işçileri "milletine" dahil değildir. Onlara "millet adına" teessüf ederken, "üç milyon işsizin, işçilerin, memurların, emeklilerin vebali" ni işçilerin omuzlarına yükler. 

 

Başbakan; "biz millete inandık. Anamuhalefet, muhalefet şöyle demiş bizi ilgilendirmez. ‘Millet’ bizi ilgilendirir. Çünkü biliyoruz ki ‘millet bizim arkamızda’" derken anlıyoruz ki, "milletine" anamuhalefet ve muhalefet de dahil değil. "Millet, bir fetret döneminin ardından evlatlarını kendi istediği okullara gönderebilmenin mutluluğunu yaşadı" sözlerinden 4 4 4 yasasına karşı çıkanların da "başbakanın milleti"ne dahil olmadığını anlıyoruz. 

 

Ezidiler ve Zerdüştlere gelince bırakın "milletine dahil" olmalarını onlar zaten teröristtirler! ÖSYM skandallarını Taksim’de protesto eden liseliler de "millete" dahil değil. Ancak sırf "gerginlik olmasın" diye yedekte bekleyen "5-10 bin genç "millettir". içki yasağına karşı çıkanlar "gençliği tamamen alkolik yapmak isteyenler", kürtaj düzenlemesine karşı çıkanlar ise "milletin" nüfusunu yaşlandırarak çökertmeye ve bu "milleti" bu şekilde bitirmeye çalışanlardır. 

 

Aleviler ise bırakın "milletine" dahil olmayı, adları her geçtiğinde yuhalatılacak, nefret söylemini aşan bir düşmanlığın nesnesi olarak, başta yargı ve ordu olmak üzere kamudan (hatta komşu ülkenin hükümetinden!) ayıklanacak "ateistlerdir". 

 

Bu örneklerin sayısı artırılabilir. Başbakanın bu tavrından vazgeçip, birleştirici çoğulcu bir söylem ve pratiğe dönmesini beklemek artık hayal. Oynadığı oyun tehlikeli! Kutuplaştırıcı, bölücü, ayrıştırıcı, nefret söylemi ve pratiğinin pedallarını çevirmeyi bıraktığı anda (konsolide ettiği oyları kaybedip) "düşeceğini" düşünüyor. Ancak Başbakan’ın "benim milletim" payesi verdiği, ve bu payeyi kabullenen kesimlerin tehlikeli gidişi görmeleri gerekir. 

 

Nefret saçarak, kimilerine Kandil’i, kimilerine Suriye’ yi adres göstererek toplumsal barış kurulamaz. Cumhuriyet gibi toplumun büyük kesiminin sahiplendiği ortak değerleri bile ayrışma vesilesi yapıp kriminalize etmek tehlikelidir. 

 

Kutlamaların adresi olarak hipodromu, "muhalif belediyelere" dayatmak yabana atılmayacak büyüklükte bir kitleyi yasalın/normalin dışına itmektir. Yapılması gereken Başbakan’ı "devleti", sonsuz nefreti, kibri ve aşkın/soyut milleti ile başbaşa bırakıp "cumhurun" kendi barışını yeniden inşa etmesinin yollarını bulmaktır.

DİĞER HABERLER
İSİG: MAYIS AYINDA EN AZ 177 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
İSİG: MAYIS AYINDA EN AZ 177 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre, mayıs ayında en az 177 işçi hayatını kaybetti.

ÇOCUKLAR PARKTA DEĞİL, FABRİKADA!
ÇOCUKLAR PARKTA DEĞİL, FABRİKADA!

Bugün 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü, ülkedeki çocuk işçilik gerçekliği ise hiç olmadığı kadar yakıcı boyutlarda. İlk 5 ayda en az 29 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

LİMONUN KİLOSU 100 LİRAYA YÜKSELDİ
LİMONUN KİLOSU 100 LİRAYA YÜKSELDİ

Tarımda ürünleri vuran don fiyatları da yukarı çekti. Limonun kilosu 100 liraya çıktı. Osmaniye’de bir satıcı, “1 tane limon alanlar var” dedi.

VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Fruko Meşrubat (PepsiCo) fabrikasında çalışan üyemiz Bülent Çırgan vefat etmiştir.