BATI’NIN İŞÇİ SINIFLARI EMPERYALİST SÖMÜRÜDEN YARARLANIR
Emperyalist ülkelerin işçi sınıfları günümüzde kapitalizmin mezar kazıcılan değil, payandalarıdır; çünkü kapitalizm, sömürdüğü işçilere (emperyalist sömürü sayesinde), günün koşullannda insanca yaşanabilecek gelir, iş güvencesi, sosyal güvenlik, sosyal devlet sunabilmektedir.

Emperyalist ülkelerin işçi sınıfları günümüzde kapitalizmin mezar kazıcılan değil, payandalarıdır; çünkü kapitalizm, sömürdüğü işçilere (emperyalist sömürü sayesinde), günün koşullannda insanca yaşanabilecek gelir, iş güvencesi, sosyal güvenlik, sosyal devlet sunabilmektedir. Bu ülkelerin işçi sınıflannın kapitalizmi ve emperyalizmi desteklemesinin nedeni çok basittir. Emperyalist sömürüyü destekleyerek ve kapitalizmi onaylayarak yaşam düzeylerini yükseltebilme, kapitalizme karşı çıkarak yaşam düzeyini yükseltebilmeye göre, çok daha az riskli ve kolaydır. Sıradan işçiler de bu daha az riskli ve kolay yolu seçmektedir.
Emperyalist sömürü işçilere nasıl yaradı?
Emperyalist sömürü sayesinde bu ülkelerde temel tüketim mallan ucuzlatılabildi. Sömürgelerden ve günümüzdeki yarı-sömürgelerden getirilen ucuz gıda maddeleriyle ve ucuz hammaddelerle hayat daha ucuz hale getirilerek, işçilerin satınalma gücü artınldı. Türkiye gibi ülkelerde düşük ücretlerle ve kötü çalışma-koşullarında üretilen giyim eşyaları, televizyon setleri, buzdolapları, v.b., Avrupa işçilerinin tümünün bu mallan ucuza temin edebilmesini olanaklı kıldı. Türkiye de gömlek üreten işçilerin ücretleri artınca, bundan zarar görenler arasında emperyalist ülkelerin işçileri (tüketiciler) de bulunmaktadır.
Ayrıca, sömürge ve yarı-sömürgelerden ve ardından azgelişmiş ülkelerden getirilen işçilere düşük ücretler ödenerek, en pis ve tehlikeli işler yaptırıldı, kentlerin altyapılan inşa edildi. Emperyalist sömürü sayesinde emperyalist ülkelerin şirketleri kârlarını artırdıkça, işçilerin gerçek ücretleri yükseltildi, çalışma koşullan geliştirildi.
Emperyalist sömürüden devlete aktarılan kaynaklarla (vergilerle) "sosyal refah devleti"nin finansmanı gerçekleştirildi; toplumun tüm kesimlerine eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, toplu konut, toplu taşımacılık, v.b. alanlarda önemli yararlar sağlandı. Sermayedar sınıfla girilen ittifak sayesinde, emperyalist ülkelerde işçi haklan, sendikal hak ve özgürlükler ve demokratikleşme daha kolay elde edildi. Birçok ülkede 19. yüzyılda genel oy hakkının elde edilmesi bile, emperyalist döneme geçişle mümkün oldu. Bu dönemde emperyalist ülkelerde kamu kesimindeki istihdarnın toplam istihdam içindeki payı arttı.
Kamu kesiminde iyi koşullarla istihdam, sınıibilincini zayıflattı; işçi sınıfının emperyalist devletle bütünleşme eğilimini güçlendirdi. Bazı emperyalist ülkeler, sömürgeleri sayesinde işsizliği azalttı; işsizlerin bir bölümü sömürgelere yerleştirildi veya emperyalist ülke şirketlerinin sömürgelerdeki işyerlerinde yüksek ücretlerle çalıştırıldı. Sömürgelerden, eski sömürgelerden ve yeni-sömürgelerden getirilen kara, san veya beyaz derili işçiler, emperyalist ülke işçi sınıfında tabakalaşma yarattı; en zor, tehlikeli ve itibarsız işler bu işçilere yaptırıldı. Ayrıca, emperyalist politikalar, emperyalist ülke işçi sınıfına psikolojik bir rahatlama getirdi; bu insanlar "en alttakiler" olmaktan kurtuldu; sermayedarlarla ilişkilerindeki olumsuz konumlannı unutturacak biçimde kendilerini daha üstün görebilecekleri sömürge ve yarı-sömürge ülkeler halklan çıktı. Kafasında emeğin kurtuluşu gibi bir kaygı olmayan sıradan bir işçinin emperyalizmi ve kapitalizmi desteklemesi için bu kadar neden yetmez mi?
Emperyalist sömürünün sürdüğü koşullarda ekonomik krizler sınıf çelişkilerinin keskinleşmesine de yol açmadı; tam tersine, emperyalist ülkelerin işçi sınıflan ile sermayedarlan arasında hem şirketler düzeyinde, hem de ulusal düzeyde daha gelişkin bir bütünleşme gündeme geldi.
ABD de özellikle gençlerin ve işsizlerin eylemlerini izlerken, Amerikan işçi sınıfının çok çok büyük bölümünün sessizliğini ancak bu gerçekle açıklayabiliriz.