BAŞKANLAR KURULUMUZ TOPLANDI
Başkanlar Kurulumuz 1 Mart 2021 Pazartesi günü video konferans yöntemiyle toplandı.

Pandemi sürecinde çalışma hayatında karşılaşılan sorunlar ve bundan sonrasına ilişkin izlenecek stratejilerin ele alındığı toplantıda ekonomik tabloya ilişkin de kısa bir bilgilendirme yapıldı.
Başkanlar Kurulu öncesi Ekonomist Evren Devrim Zelyut, pandeminin başladığı 2020 yılından itibaren ekonomik göstergelere ilişkin bilgi verdi. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darboğazda açıklanan büyüme rakamlarının vatandaşın borçlandırılmasıyla elde edildiğini ifade eden Zelyut, büyüme rakamlarının ekonominin sac ayaklarına yansımadığını söyledi. 2021 yılında Türkiye’nin önündeki ödenmesi gereken dış borca da dikkat çeken Zelyut, devletin üretim politikalarını dışa bağımlılığı giderecek, yerli üretime ağırlık verilecek şekilde bir an önce oluşturması gerektiğinin de altını çizdi. Yeniden kendi kendine yeten bir yapıya dönülmez ise gelecek yıllarda faturanın daha da ağırlaşacağına dikkat çekti.
Ekonomist Zelyut’un sunumunun ardından başkanlar kurulu pandeminin çalışma hayatına yansımaları gündemiyle toplandı. Başkanlar Kurulumuzun Sonuç Bildirgesi şöyledir:
“Sendikamız, pandemi sürecinde gıda işkolunda yaşanan sorunlar karşısında karşılıklı diyalog yöntemiyle ürettiği çözümlerle, endüstriyel ilişkilere ve üyelerimizin sağlıklı ortamda çalışmasına önemli katkı sağlamıştır.
Pandemi sürecisince ekonomide yaşanan sıkıntıları aşmak için uygulanan Kısa Çalışma Ödeneği ve İşten Çıkarma Yasağının en azından yıl sonuna kadar devam ettirilmesi doğru olacaktır. Ekonomik tablonun pandemi sorunu azalsa da giderek daha da kötüleşeceği öngörülerinin güçlü olduğu ve bunun tüm iş kollarına yasakların kalkmasıyla birlikte hızla yansıyacağı görülmektedir. Hali hazırda işverenler yasakları ücretsiz izinler ve kamuoyunda Kod 29 uygulaması olarak bilinen yollarla aşmaktadır. Eğer önlemler ivedilikle alınmazsa işten çıkarma yasağının kalkması, büyük bir işsizlik dalgası yaratacaktır.
İşten çıkarmaların kayıt dışı ve sendikasız işçilerden başlayarak sendikal örgütlenmenin olduğu iş yerlerine de sıçrayacağını işverenlerin söylemlerinden anlıyoruz. İşverenler bu süreçte işçiyi işten atamaması karşısında ücretsiz izinlerle adeta cezalandırmaktadır ve açlığa mahkûm etmektedir. Sendikamızın pandemi sürecinde yetki aldığı Bel Karper ve Döhler işyerlerinde, devletin kurumları kandırılarak, sendikamız üyesi işçiler ücretsiz izin kılıfıyla işten çıkartıldılar. Sendikamız bu işyerleri önünde eyleme başlayarak işten atılan üyelerine sahip çıkmış ve ilgili kurumlara da durumu bildirmiştir.
Çalışma Bakanlığı ve yetkili kurumların bu yasa tanımaz işverenlere ağır yaptırımlar uygulaması ve işten çıkarma yasağının Kod 29 da kabul edilmeksizin sürdürülmesi gerektiğine inanmaktayız.
Başkanlar Kurulumuz, ülkemizin içinde bulunduğu krizin aşılması için emek kesimine düşen sorumluluğun bilincindedir. Ancak yükün sadece emekçiler üzerine yıkılarak çözülemeyeceği, sanayicilerden, siyasetçilere kadar toplumun her kesiminin aynı oranda fedakârlık yapması ve ayrışmadan, ortak çözümü oluşturması gerektiği de bilinmelidir. Krizin işçi üzerindeki zararını en aza indirmenin yollarından biri, hatta en önemlisi sendikalaşmadır. Sendikalı iş yerleri sadece işçinin güvencesi değil, üretimin ve kamusal ilişkilerinde düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Sırf bu sebeple bile sendikalaşmanın önündeki her türlü engelin kaldırılması, sendikalılığın teşvik edilmesi gerekmektedir.”