BAKLİYAT TÜKETİMİ ARTIYOR, TÜKETİM ALANLARI GENİŞLİYOR
Bakliyat sektöründe hem tüketim alanları hem de dış ticaret açısından son yıllarda önemli değişimler yaşanmaktadır. Tarım ve gıda sektörünün stratejik öneminin her geçen yıl arttığı dikkate alındığında ülkemiz açısından bu sürecin iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Mersin Ticaret Borsası Başkanı ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir “Son yıllarda bakliyata olan talep istikrarlı bir şekilde yükselmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya genelinde 2009-2019 yıllarını kapsayan on yıllık dönemde kişi başına düşen bakliyat tüketimi yüzde 18 oranında artarak 7,3 kg seviyesine ulaşmıştır. İçerisinden geçmekte olduğumuz pandemi sürecinde ise bakliyat talebindeki artış daha da hızlanmıştır. Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) tarafından yapılan açıklamaya göre son bir yılda dünya bakliyat tüketimi yaklaşık yüzde 9 oranında yükselmiştir” dedi.
Tüketim alışkanlıkları değişiyor
Bakliyatın tercih edilme nedenleri ise çeşitlilik göstermektedir. Gelir seviyesi düşük ülkelerde bakliyat tüketimi ekonomik olması sebebiyle daha yüksektir. Örneğin Afrika kıtasında kişi başına düşen bakliyat tüketimi 11,4 kg’dır. Nijer, Ruanda, Malavi ve Kamerun kişi başına 20 kg’ı aşan miktar ile bakliyat tüketiminin en yoğun olduğu ülkelerdir.
Diğer yandan gelir seviyesi yüksek olan Amerika, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde bakliyatın kendisinin tüketim düzeyi son derece düşüktür. Bu ülkelerde özellikle yoğun tempolu çalışma koşulları nedeniyle pişirme süresi uzun olan yemeklerden ziyade tüketimi hızlı ve zahmetsiz olan gıdalar ile snacks olarak adlandırılan atıştırmalık ürünler tercih edilmektedir. Dolayısıyla bakliyat yaygın olarak konserve, humus, cips, bakliyat unundan ekmek, kek, pasta gibi türev ürünler şeklinde tüketilmektedir.
Bakliyatın bir diğer tercih nedeni ise sağlık yönüyledir. Son yıllarda obezite, kanser, kalp ve damar hastalıkları gibi artış gösteren sağlık sorunları tüketici davranışlarında değişikliklere neden olmaktadır. Bakliyat ise sahip olduğu yüksek protein seviyesi ve zengin mineral içeriği ile tüm bu hastalıklar ile mücadelede etkindir. Ayrıca Covid-19 salgın sürecinde virüslerin çoğalmasını engelleyen ve bağışıklık sistemini güçlendiren niteliğe sahiptir. Bu özellikleriyle bakliyat, sağlıklı beslenme listeleri açısından vazgeçilmezdir.
Yine son dönemlerde vegan beslenme yöneliminin artması, bakliyat bazlı protein ve protein tozu tüketimine eğilim, bakliyatın katkı maddesi olarak kullanımının yaygınlaşması vb. hususlar gelecekte bakliyat tüketim alışkanlıklarının hangi yönde değişeceğini göstermektedir.
Dünya bakliyat üretiminin yüzde 21’i dış ticarete gidiyor
Tüketim yapısının çeşitlenmesiyle birlikte bakliyat dış ticareti de her geçen yıl daha da önem kazanmaktadır. FAO verilerine göre bundan 30 yıl önce dünya bakliyat üretiminin yüzde 10luk bölümü dış ticarete konu oluyordu. Bugün ise 88 milyon tona ulaşan üretimin yüzde 21’ini oluşturan 19 milyon tonluk hacim söz konusudur.
Bundan 30 yıl önce bakliyat üretimi ve dış ticaretinde söz sahibi olmayan ancak sektörün geleceğini önceden öngörmeyi başaran ülkeler ise bugün bakliyat dış ticaretinden en “Türkiye, önemi her geçen gün artan, tüketim alanları ve dış ticaret hacmi hızlı bir şekilde gelişen bakliyat sektörüne yönelik bakışını çok daha fazla ilerletmek zorunda. Bunun için de üretimi artırmakla birlikte, gittikçe zenginleşen kullanım alanlarını da dikkate alarak katma değer yaratacak ürünlere yönelik Ar-Ge çalışmalarını ve teknoloji yatırımlarını çoğaltmalıyız.” önemli payı almaktadırlar.
Örneğin Türkiye 30 yıl önce dünya bakliyat üretiminde beşinci ve ihracatında ise ilk sırada yer alıyordu. Şu an dünya bakliyat üretiminde 13’üncülüğe gerileyen ve bakliyat dış ticaretinde miktar olarak net ithalatçı pozisyona düşen bir Türkiye var.
Oysa o yıllarda bakliyat sektöründe ülkemiz ile kıyaslanamayacak kadar geride olan Kanada bugün dünyanın en büyük ikinci üreticisi durumunda. Dünya bakliyat ihracatının ise yüzde 33lük bölümünü gerçekleştirerek bu alanda birinci konumda bulunuyor. Ülkemizin gerçekleştirdiği kırmızı mercimekithalatımnyüzde78’iniKanadasağlıyor.
Benzer şekilde Rusya bundan 30 yıl önce bakliyat dış ticaretinde ismi dahi anılmayan bir ülkeydi. Oysa şu an dünyanın en önemli 4’üncü bakliyat ihracatçısı. Üstelik ülkemize kırmızı mercimek, nohut ve bezelye ihraç ediyor.
Kazakistan ve Kırgızistan da son yıllarda bakliyat sektöründe adını duyurmaya başlayan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, Kazakistan’dan kırmızı mercimek ve Kırgızistan’dan kuru fasulye ithal ediyor.
Daha önce kırmızı mercimek ihraç ettiğimiz Mısır, Dubai ve Sri Lanka gibi yerler ise artık kendi tesislerini kurdular. Türkiye’den kırmızı mercimek ithal etmedikleri gibi, bu ürünü yakın coğrafyalarına ihraç ediyorlar.
Katma değer yaratacak ürünlere yönelmeliyiz
Ülke olarak, önemi her geçen gün artan, tüketim alanları ve dış ticaret hacmi hızlı bir şekilde gelişen bakliyat sektörüne yönelik bakışımızı çok daha fazla ilerletmek zorunda olduğumuz kanısındayım.
Üretimi artırmakla birlikte, gittikçe zenginleşen kullanım alanlarını da dikkate alarak katma değer yaratacak ürünlere yönelik araştırma geliştirme çalışmalarını ve teknoloji yatırımlarını çoğaltmamız gerektiğini düşünüyorum.
Devlet, özel sektör ve başta üniversitelerimiz olmak üzere araştırma kuruluşlarımız el ele verdiği takdirde, Kanada örneğinde olduğu gibi bakliyat sektöründe önemli bir dönüşüm gerçekleştirebileceğimiz kanaatindeyim.
Türkiye’nin 2020 yılında gerçekleştirdiği bakliyat ihracatının yüzde 73’ü Mersinli firmalar tarafından yapılmıştır.
Ayrıca, Türkiye’de kurulu olan bakliyat işleme tesis kapasitesinin yaklaşık yüzde 70’i Mersin’dedir. İlimizdeki firmaların kırmızı mercimek işleme kapasitesi yıllık bir milyon tonun üzerindedir. Kuru fasulye, nohut ve yeşil mercimek eleme kapasitesi ise yıllık 1,5 milyon ton dolayındadır.
Diğer yandan kentimizde 300’e yakın firma bakliyatın ticaret ve sanayisi ile iştigal etmektedir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarladan sofraya kadar geçen süreçte, bakliyat sektörü kentimizde on binlerce kişiye doğrudan veya dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır.