Bugünlerde türbana geçirilmek istenen havacılara, imrenmişizdir hep. Şıklıklarına, eğitimlerine, kültürlerine imrendik. Ferhat´ın deldiği dağlara, evliya çelebinin şehirlerine kuşbakışı bakanlardı.

Bugünlerde türbana geçirilmek istenen havacılara, imrenmişizdir hep. Şıklıklarına, eğitimlerine, kültürlerine imrendik. Ferhat’ın deldiği dağlara, evliya çelebinin şehirlerine kuşbakışı bakanlardı. Ormanlan, ırmakları, okyanusları fethedenlerdi. Kartaldı onlar, kartalın kıskandığı aslında. Şairlerin kıskandığı da onlardı. Güneşi ilk gören, bulutların arasından süzülen, enginleri fethedenlerdi. Ama bu göklerin kartalları, Azrail ile çarpışıyorlar havada. Azrail’e teslim olmayanlar ise, akla gelmedik hastalıklara yakalanıyor. Boyun ve bel fıtığı, kas yorgunluğu, iklim farkı rahatsızlıktan, orta ve iç kulak hastalıktan, nefes yolu rahatsızlıktan…

Yukarıda Azrail ve hastalıklar, yerde ise AKP hükümeti karşılarında. Ellerini uzatmışlar millete ve işçi sınıfına, destek istiyorlar. 15 Mayıs’tan beri grevdeler. Sendikalan Hava-İş, Hükümete seslendi, "işçiye zulmün bitsin, insanca yaşama ve çalışma koşullan olsun" dedi. Masada istedikleri ise, 36 saatlik ER dinlenme hakkı, part time personelle işlerin yürütülmesine son verilmesi, sağlık raporu aldı diye işten atılmalara son verilmesi, uçuş programının her gün değiştirilmesine ve yorgun uçmalara son verilmesi, kıdem haklannın düzeltilmesi, emniyetli uçuş, insanca yaşama ücreti ve işten atılan 305 arkadaşlarının geri alınması idi.

Her yeri taşeron cehennemine çevirmek, işçiyi köle pazarlarında kiralayabilmek, esnek çalışmayı yaymak, kıdem tazminatını gasp etmek için kanunları değiştirmeye çalışan Hükümet, tınmadı. Anayasal haklara da el uzatmaya kalkmış, grev haklarını gasp etmek istemiş, haklannı istediler diye 305 işçiyi işten atmıştı. Çay işçilerine sahip çıktı diye, Tekel direnişinden beri kin duyduktan Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel’i, diğer sendika yöneticilerine baskı yaparak istifa ettirmek isteyen hükümet, kartalların önderi Atilay Ayçin’e de saldırıyordu. İşçi öndersiz kalsın, köle olsun istiyor. İşçi ne diyor peki?

Sosyal medyadan bazı örnekler; Sinan Coşkun; "ER boşum ve boş günlerimin ardından bu sabah 06.30 lokal Gatvvick uçuşuma yasal grev hakkımı kullanarak gitmedim. Aranızdayım." Şelale Arca Topabgta; "Bugün biraz geç GM de olacagim… yanımda 1/2 porsiyonumla geleceğim :)))" Sema Işıklar; "Grev hakkimi kullanarak bugünkü uçuşuma gitmiyorummm cunku sabahh gm de arkadaslarimla omuzomuza olma zamaniii…" Umut ismail Özkan; "Hala GM de misiniz? 7 kişi geliyoruz:)))))" Aslı Ava Şanlıtürk; "Yıllık izin biter, Grev başlar… 3:50 (z) Mad gitmem arkadaş..;) ohhhh beee 1" Seda Erdoğan Alpay; "Anadolu yakasından isteği olan varmı çıktık geliyoss:)" Mihriban Ercan; "Deniz otobüsünde de direnişe devam!:)" Çiğdem Aslan; "iki kişi daha yolda, biz de geliyoruz!" Sema Işıklar; "Grev hakkimi kullanarak bugünkü uçuşuma gitmiyorummm cunku sabahh gm de arkadaslarimla omuzomuza olma zamaniii.." Süleyman Kucukkeskin; "sevgili ve değerli kabin ekibi arkadaşlarım.. .ben başka bir şirkette pilotum .. sizinle kısa bir olayı paylaşmak istedim..su anda paris deyim ve 6,30 saatlik bir ucusun ardından üşenmeden size yazıyorum, .ben thy de değilim ama size canı gönülden destek veriyorum ..

Türkiye’ye dönünce de soluğu yanınızda alıcam.
Serap Dinç Kayabaş; "dün gece annemlerde kaldım, Canım annem benim rüyasında şunu sayıklıyordu:

BİRLİK OLURSANIZ KAZANIRSINIZ KIZIM:)))
canım annem benim rüyasında bile bize destek veriyordu:)))) Dilek Karakaş; "Daha başlangıç demiştik, süresiz direniş, sadece zafer çığlığı ile biter" İşçinin dediği bu… Türk-İş ise, grevci işçiye sahip çıkmak yerine, akil sendikacılığa, AKP’nin milleti parçalama planına destek vermeye devam ediyor. Yazının yazıldığı saatlerde, milyonları yürüten TGB, Barbaros Sansal ile yanlarında olacak. Zonguldak’tan, grevin kahramanlarına basanlar diliyorum.