Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
27 Haziran 2013
AYAKLAR, BAŞLAR VE BAŞBAKANLAR

Egemenler ve muktedirler tarih boyunca halkı tahkir etmek için nice sıfatlar kullandı. Başbakan da benzer bir söylemle yurttaşların bir bölümünü ayaklar bir bölümünü başlar diye ayırmaya devam ediyor.

AYAKLAR, BAŞLAR VE BAŞBAKANLAR

Çapulcular, Ayaklar, Ayaktakımı, Baldırı çıplaklar,    Paryalar,    Plebler,    Ameleler,    Ümmiler,    Sefiller  
Bunlar . . .

Egemenler ve muktedirler tarih boyunca halkı tahkir etmek için nice sıfatlar kullandı. Başbakan da benzer bir söylemle yurttaşların bir bölümünü "ayaklar" bir bölümünü "başlar" diye ayırmaya devam ediyor. Başbakan’ın bu söylemi yeni değil. 2008’de ı Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen işçiler ve sendikacılar için de "ayaklar baş olursa kıyamet kopar" demişti. Şimdi de "ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı" diyor. Başbakan Türkiye’nin kast sistemini anlatıyor: En altta ayaklar, sonra başlar ve en üstte ise "baş"bakan. Başbakan’ın söylemi tarihsel açıdan da yeni değil.

Tarih boyunca egemen sınıflar, seçkinler, aristokratlar ve burjuvalar halka karşı bir dizi aşağılayıcı ve onur kırıcı kavram kullandılar. Bunların bir bölümü ters tepti ve egemenlere karşı mücadelenin simgesi haline dönüştü. Fransız devrimi sırasında soylular ve burjuvalar gibi pantolon giymeyen halka şans culottes (donsuzlar, baldırı çıplaklar) dendi. Baldırı çıplaklarayaklanan halktı. Önce aristokrasi, sonra burjuvazi onları baldırı çıplaklar olarak küçümsedi. Ancak tarih baldırı çıplakları haklı çıkardı. "Amele" sözcüğü de ülkemizde uzun süre işçileri, emekçileri hakir gören bir ifade olarak kullanıldı. Başbakan’ın bumerang etkisi yaratan "çapulcular" ifadesi ise son örneklerden biri. Bütün bu kavramlar egemenlerin ve muktedirlerin yurttaşları, yoksulları kendileri ile eşit görmeyen zihniyetinin ürünü.

Bir bölümü doğuştan kendilerini üstün ve farklı görüyor. Bir bölümü ise sonradan edindikleri mal-mülkve mevki ile kendilerinin üstün olduğunu düşünüyor. Ancak vahim olanı yasa önünde (kağıt üstünde) eşit yurttaşlar tarafından seçilenlerin kendilerini "baş" ve halkı "ayak" olarak görmeleri. Aslında Başbakan’ın söylemi temsili demokrasinin gerçek yüzünü ortaya sermesi açısından çok önemli. Alt sınıflardan gelse de artık bir muktedir olan Başbakan, alt sınıflara yerlerini ve hadlerini hatırlatıyor. Başbakan yıllarca kendilerinin mağdur olduğu, "zenci" olduğu edebiyatına sarıldı. Ancak şimdi yurttaşlarının bir bölümünü "ayaklar" olarak "alenen tahkir ve tezyif" ediyor, aşağılıyor, değersizleştiriyor ve hakaret ediyor.

Başbakan ve onun medyadaki entelektüel muhafızları "hükümeti eleştirme" ve "hükümete karşı eylem" suçu gibi akıllara durgunluk verici suçlar imal ediyor. Başbakan kendisini eleştiren herkesi çapulcu ve ayaktakımı olarak ötekileştiriyor. Başbakanın bu söylemi Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre suçtur. TCK’nin "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" başlıklı 216. Maddesi’nin 2. Bendi’ne göre, halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak suçtur. Başbakan sistemli bir biçimde "ayaklar" ve "bunlar" diyerek halkın bir kesimini alenen aşağılamaktadır. 1 Mayıs 2008’de işçileri, Gezi eylemleri sonrasında da hükümeti protesto edenleri alenen aşağılamakta ve hakaret etmektedir. Başbakan’ın elindeki iktidar ve medya olanakları nedeniyle bu eylemi, toplumda tehlikeli ayrıştırmaya yol açmaktadır. Başbakan’ın ayaklar-başlar söylemi aslında devletçi-seçkinci geleneğin, egemen sınıfların halkı ve alt sınıfları hakir görme geleneğinin devamıdır. Rejim el değiştirince yeni seçkinler ve egemenler de toplumsal ve sınıfsal hiyerarşiyi hatırlatmaya başlamıştır.

Devletçi seçkincilerin yerini muhafazakâr devletçi seçkinciler almıştır hepsi bu. Başbakan birkaç gün önceki bir başka konuşmasında sosyalistleri karalamak için "Bunlar, güya sosyalist ama milleti böyle tahkir ederler" demişti. Başbakanın sosyalistler hakkında hiç bir şey bilmediği açık veya bildiği halde çarpıtıyor. Sosyalistler yaşamları boyunca eşitlik mücadelesi verirken, kendisi muktedir olur olmaz yurttaşların bir bölümünü "ayaklar" olarak tahkir ediyor. Kimin halkı "tahkir" ettiği açık. Evet, gerçekten aynaya bakmak iyi fikir. Gezi eylemlerinin ve Haziran 2013 başkaldırısının nedenlerini hâlâ anlamayanlar varsa, Başbakanın konuşmalarını bir kez daha okusunlar. Hâlâ anlamadılarsa yapacak bir şey yok.

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.