ASILAN İŞÇİ ÖNDERLERİNİN SON SÖZLERİNDEKİ ÇARPITMA
İkinci Enternasyonal´in 1889 yılında Paris´te yapılan ilk kongresinde, ABD Sosyalist İşçi Partisi delegesi J.E Busche, işgününün kısaltılması için her yıl gösterilerin düzenlenmesi amacıyla belirli bir günün saptanmasını önerdi.
İkinci Enternasyonal’in 1889 yılında Paris’te yapılan ilk kongresinde, ABD Sosyalist İşçi Partisi delegesi J.E Busche, işgününün kısaltılması için her yıl gösterilerin düzenlenmesi amacıyla belirli bir günün saptanmasını önerdi.
Çeşitli tarihler üzerinde görüşme yapıldı. Busche, Amerikan Emek Federasyonu’nun bu amaçla 1 Mayıs 1890 günü gösteriler düzenleyeceğine işaret etti. Fransız Sendikalar Federasyonu yöneticilerinden Raymont Lavigne, bu öneriyi destekledi.
Alınan kararda şöyle deniliyordu:
"1 Mayıs 1890 Günü Uluslararası Gösteri. Tüm ülkelerde ve kentlerde aynı zamanda, üzerinde anlaşma sağlanan aynı günde işgününü sekiz saate yasal olarak indirmek için işçilerin kamu yetkililerinin karşısında güçlerini göstermeleri ve Paris Uluslararası Kongresi’nin diğer kararlarının uygulanması için belirli bir tarihte büyük bir uluslararası gösteri örgütlenecektir.
Amerikan Emek Federasyonu’nun 1888 Aralık’ın St.Louis’te düzenlenen kongresinde 1 Mayıs 1890 tarihinde benzer bir gösterinin düzenlenmesine daha önceden karar verilmiş olduğu göz önüne alınarak, uluslararası gösteriler için de bu tarih kabul edilecektir. Değişik ülkelerin işçileri kendi ülkelerinin özel durumlarının ortaya çıkardığı koşullara göre bu gösteriyi gerçekleştireceklerdir." Görüldüğü gibi, 1 Mayıs’ın Şikago olaylarıyla en küçük bir ilgisi alakası yoktur.
DİSK kitapçığındaki yanlış
1 Mayıs’ın tarihine ilişkin diğer bir efsane de asılan işçi önderlerinin son sözlerine ilişkindir. DİSK tarafından 1976 yılında yayımlanan 1 Mayıs Dünya İşçilerinin Birlik Mücadele Dayanışma Günü kitapçığında (s.17) şöyle yazılmaktadır: "Parsons bunu reddetti. ‘Ben suçsuzum. Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam, cani olduğumdan değil, sosyalist olduğumdan asılacağım.’ Parsons’un son sözleri bu oldu." Aynı ifadeler DİSK’in 1978 yılında yayımlanan 1 Mayıs, Birlik Dayanışma Mücadele kitapçığında da yer aldı (1978, s.34). Bu sözler birçok başka yayında da yer almaktadır. Bu sözler tümüyle uydurmadır. Ciddi bir kanıta dayanmadan asılarak öldürülen Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer ve George Engel birer anarşistti. Hukuk dışı bir biçimde idam edilirken anarşizmi savundular. Bu konuda en önemli belge, Albert Parsons’un eşi Lucy Parsons’un 1887 yılında yayımladığı kitaptır. Kitap, Albert Parsons’un yazılarından oluşmaktadır:
Anarşizm: Felsefesi ve Bilimsel Temeli (A.R. Parsons, Anarchism: Its Philosophy and Scientific Basis, 1. Basım 1887, tıpkıbasım 1970).
Ancak kitabın sonunda idamlarla ilgili bir bölüm de bulunmaktadır (s.200). 11 Kasım 1887 günü Parsons, Spies, Fischer ve Engel idam yerine getirilir, boyunlarına ilmik ve başlarına çevrelerini görmelerini engelleyecek biçimde birer kukuleta geçirilir.
Ktaptaki bölüm şöyledir: "Ondan sonra, kukuletaların altından şu sözcükler geldi:
Spies: ‘Bir gün gelecek, bizim sessizliğimiz bugün boğduğunuz seslerden daha güçlü olacaktır.’
Fischer: ‘Yaşasın anarşi.’
Engel: ‘Yaşasın anarşi!’
Fischer: ‘Bu, yaşamımın en mutlu anı!’
Parsons: ‘Ey Amerika’nın insanları, konuşmama izin verilecek mi? Şerif Matson, bırakın konuşayım! Halkın sesinin duyulmasına izin verin! Ey..’
Ancak işaret verilmişti ve devletin görevlileri hem konuşmacıları ve hem de konuşmayı boğarak görevlerini yerine getirdiler."
Tarihin mücadelemize ışık tutabilmesinin önkoşulu, gerçeklere dayanmasıdır; yaratılan ve yayılan efsanelere değil.
BİTTİ