Çalışanların hakları bir bir ellerinden alınıyor.
Yıllar önce sigortalı olmuş ve o tarihte devletle bir ‘anlaşma’ yapmış olan bir çalışana o tarihte vaat edilen haklar uçup gidiyor.
‘Şu tarihte emekli olacaksın’ deniyor mesela devlet tarafından çalışana sigortalı olurken…
Sonra aynı devlet ‘Vazgeçtim, o tarihte emekli olamazsın. 15 yıl daha beklemen lazım’ diyor.
Sigortalı olurken ‘Muayene parası ödemeyeceksin. İlaçlar için de yüzde 5 ödeyeceksin’ diyen devlet şak diye bir yasa çıkarıp muayene parası ve ilaçtan yüzde 20 almaya başlayabiliyor mesela…
Peki çalışanlar ne diyor bu duruma?
Hiç…
Üstelik hiçbir şey demeyip devlet kendisine ne kazık çakarsa ses çıkarmayan o çalışanlar, onların da hakkını arayanlar Ankara’da tazyikli suyla, biber gazıyla darp edilirken, televizyon karşısında göbeklerini kaşıyıp ‘Anarşik lan bunlar’ diyebiliyor.
‘İşsizlik fonu’ için toplanan paraları bütçeye aktaran devlet, kıdem tazminatını kuşa çeviren maddeyi Torba Yasa’ya sıkıştırıveriyor…
Sendikalar, köşe yazarları, aydınlar kendilerini yırtıyorlar ‘Haklarını elinden alıyorlar’ diye…
Oralı olan yok…
– – –
Çok değil bundan 1 hafta önce 31 Ocak günü insanlar Davutpaşa’da yürüdü yine…
Her yıl yürüyorlar…
2008’de Davutpaşa’daki kaçak havai fişek imalathanesi patladığında ölenlerin yakınları onlar.
‘Davalar hala sürüyor, denetimler hala yapılmıyor, sorumlular cezalandırılmıyor’ diye yırtıyorlar kendilerini…
Sonuç?
Davutpaşa hala kaçak imalathane cenneti.
Hemen bizim gazetenin dibi…
Binlerce insan, kaçak, sigortasız çalışıyor.
O patlamadan sonra bugüne kadar kaç denetim yaptığını, Davutpaşa’da kaç işyerine ceza kesildiğini açıklasa keşke Çalışma Bakanı Ömer Dinçer…
Açıklamıyor…
‘Bu kadar işyeri var. Elemanımız yetersiz. Vatandaş ihbar etsin’ diyor…
Ankara’da patlayan işyerlerinden birini kaçak işçi çalıştırıyor diye 1 yıl önce ihbar etmiş işte vatandaş.
Ne olmuş peki?
Bir süre kapatma, sonra kaldığı yerden devam.
Üstelik ihbar eden de o patlamada öldü.
– – –
Bir gıdım ilerleme olmadığına göre iş güvenliği konusunda, Çalışma Bakanı bari şu soruya cevap versin;
Ankara’da ölenler de Zonguldak’takiler gibi güzel mi öldüler Sayın Bakan?