Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
01 Aralık 2011
ANGARYA

Angarya, otorite sahibi bir kişi ya da kurumun, karşısındakinin istek ve iradesine karşı zorla yaptırdığı, genelde karşılığında para verilmeyen iş olarak tanımlanır.

ANGARYA

       Angarya, otorite sahibi bir kişi ya da kurumun, karşısındakinin istek ve iradesine karşı zorla yaptırdığı, genelde karşılığında para verilmeyen iş olarak tanımlanır. Anayasanın 18. maddesinde; "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır" ifadesi olsa da, bugün çeşitli işkollarında işçilerin, kamu emekçilerinin çeşitli şekillerde yapmaya zorlandıkları, asli işlerinin dışında olan pek çok işin ücretlendirilmeyerek "karşılıksız çalışma" haline geldiğini söylemek mümkün.

       Fransız devrimine kadar işçiler için çalışmak zorunluydu ve işçiler patronlar tarafından çoğu zaman zor kullanılarak çalıştırılıyordu. Sanayi devrimi ve ona paralel olarak yaşanan Fransız devrimine kadar angarya, işçiler için bir patronun emrinde mutlak itaat altında çalışmasının genel biçimini ifade ediyordu. Öyle ki, kapitalizmin ilk yıllarında işten kaytaran, yavaş çalışan işçiler patronlar tarafından şiddetle cezalandırılıyor, hatta patrondan izinsiz işi bırakıp giden işçilerin fabrika sahiplerinin adamları tarafından dövüldüğü bile oluyordu. İşçilere yönelik şiddet bunlarla da sınırlı kalmıyor, işi bırakıp gitmeyi alışkanlık haline getiren çok sayıda işçi kulakları kesilerek cezalandırılıyordu. Bu şekilde işi bırakıp gitmeyi düşünen diğer işçiler korkutuluyor, patronlara koşulsuz itaat etmeye zorlanıyordu.

       Emeğin, köleci toplumda köle sahibinin doğrudan, feodal toplumda toprak beyinin dolaylı malı olması, sömürücü egemen sınıfların işçiler üzerinde sonsuz hakları olması gibi durumlar, kapitalizmle birlikte en azından "hukuksal" olarak ortadan kalktı. Kapitalizmde eski sömürü biçimlerinden farklı olarak emek gücünün alım ve satımının işçiler ile kapitalistler arasındaki "özgür" anlaşmaya bağlı hale geldi. Bu durum aslında emeğin sömürüsünde belli bir değişim ve ilerlemeyi ifade ediyordu. Ancak çok geçmeden angarya çalışmanın hukuken olmasa da, fiilen uygulandığı çok sayıda örnek yaşandığı biliniyor.

       Ortaçağ karanlığından çıkışı sağlayan burjuva devrimler, emek sömürüsünü geçmişin zorunluluklarından kurtarmakla birlikte, toplumsal yapıyı tamamen, kendine özgü yeni zorunluluklar alanı yaratan kapitalist sömürü ilişkilerine hapsetti. Elbette kapitalizmle birlikte, daha önceki dönemlerdeki kölelikten farklı olarak çalışan işçiler kapitalistin mülkiyetinde değiller. Ancak günümüzde, başta güvencesiz çalışan, geçici ve taşeron işçiler olmak üzere, emekçilerin büyük bölümü sık sık angarya çalışma uygulamaları ile karşı karşıya kalıyorlar. Çalışma şekilleri genellikle kuralsız olduğu için onlara "her işi yaptırmak" neredeyse kural haline gelmiş durumda.

       İşçi sınıfının geçtiğimiz iki yüz yıl içinde yaşadığı deneyimler, özellikle son otuz yıl içinde çalışma hayatında yaşanan gelişmelerle birlikte değerlendirdiğimizde, "özgür emek" kavramının sadece basit bir propagandadan ibaret olduğunu gösteriyor. Çalışma yaşamında esnek ve güvencesiz çalışmanın hızla yaygınlaşması, işçilerin ve kamu emekçilerinin Toplam Kalite Yönetimi (TKY), performans değerlendirme vb gibi uygulamalar üzerinden, yaptıkları işler dışında kendi sorumluluk alanlarında olmayan başka işler yapmaya zorlanması angarya çalışmayı, geçmiş uygulamalarına göre biçimsel olarakfarklılaştırsa da, günümüze taşımış durumda.

       İşsizlik oranlarının yüksekliği güvencesiz çalışmayı hızla yaygınlaştıkken, emeğin gerekçalışma koşulları bakımından, gerekse ücret, sigorta, örgütlenme vb hakları açısından hızla çalışma yasalarının kapsamı dışına itilmesini beraberinde getiriyor. İşsizlik artıkça güvencesizlik yaygınlaşıyor, güvencesizlik arttıkça kuralsızlık ve angarya çalışma uygulamaları daha yaygın olarak uygulanmaya başlıyor. Son dönemde özellikle kamuda yaşanan yeniden yapılanma adımları üzerinden gerçekleştirilen uygulamalar, biçim olarak değişmiş olsa da, çeşitli işkollarından emekçilerin psikolojik ve fiili baskı ve uygulamaların etkisi altında görevleri olmayan işlerde çalıştırılmasını gündeme getiriyor.

       Fabrikalarda, okullarda, hastanelerde, vergi dairelerinde, belediyelerde, kısaca mal ve hizmet üretiminin olduğu bütün alanlarda hızla yaygınlaşan esnek çalışma uygulamaları, adı ister "iş paylaşımı", ister "iş zenginleştirmesi" olsun, işçiler ve kamu emekçilerinin sürekli artan angarya işler nedeniyle yaşadığı fiziksel ve psikolojik çöküntü gün geçtikçe artıyor.

DİĞER HABERLER
PINAR SÜT VE PINAR ET’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
PINAR SÜT VE PINAR ET’TE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Pınar Süt ve Pınar Et arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

ATASU’DA(ELMACIK SU) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
ATASU’DA(ELMACIK SU) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Atasu ve Su Ürünleri Gıda (Elmacık Su) arasında aralık ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

SEKTÖRÜN BANKA VE ŞAHISLARA BORCU 850 MİLYAR TL’Yİ AŞARKEN ÇİFTÇİ FAİZ DESTEĞİ BEKLİYOR
SEKTÖRÜN BANKA VE ŞAHISLARA BORCU 850 MİLYAR TL’Yİ AŞARKEN ÇİFTÇİ FAİZ DESTEĞİ BEKLİYOR

Dünya Çiftçiler Günü’nde Türkiye’deki manzara iç karartıyor. Çiftçi sayısı azalırken borçlar tavan yaptı. Çiftçi ve sektör temsilcileri, “İthalat ve düşük alım fiyatı sonumuzu getirecek” diyor.

1999-2002 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1999-2002 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 1999-2002 döneminde Türkiye’yi Bülent Ecevit’in başbakanlığında 56. ve 57. Cumhuriyet Hükümetleri yönetti. Bu yıllar çalışma yaşamı ve TİSK’in tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki 56. Cumhuriyet Hükümeti (IV.Ecevit Hükümeti) 11.1.1999-28.5.1999 döneminde görev yaptı. 18 Nisan 1999 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçimlerinde DSP oyların yüzde 22,2’sini (136 milletvekili) alarak en büyük parti […]