Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Eylül 2012
ALMANYA’DA SENDİKAL POLİTİKALAR TARTIŞILDI

Almanya´nın Frankfurt Lkentinde düzenlenen Sendikal Politikalar Kurultayı´na ilgi yoğundu.

ALMANYA’DA SENDİKAL POLİTİKALAR TARTIŞILDI

Almanya’nın Frankfurt Lkentinde düzenlenen Sendikal Politikalar Kurultayı’na ilgi yoğundu. Almanya genelinde çağrısı yapılan kurultaya değişik sendikalardan yüzden fazla mücadeleci sendikacı ve örgüt temsilcisi katıldı.

Sol Sendikacılar İnisiyatifinin (SSİ) girişimiyle, Sol Parti ve Alman Komünist Partisinin (DKP) işyeri-sendika komisyonlarının yanı sıra değişik sendikal platformların ve örgütlerin desteğiyle 22-23 Eylülde düzenlenen kurultay, katılımcılar tarafından "uzun bir aradan sonra atılan bir ilk adım" olarak değerlendirildi.

"ALMANYADAKİ SESSİZLİĞİ BOZALIM"

Kurultayın açılışını yapan Ver.di Sendikası SEKRETERİ Hans Kroha, "Krizin yükü Avrupalı işçi ve emekçilerin sırtına yıkıldıktan sonra şimdi de avroyu kurtarmanın faturası da yine işçi ve emekçilere çıkartılıyor" dedi.

Emekçilerin bu saldırıları her yerde sessizce sineye çekmediğini söyleyen Kroha, "Yunanistan, Portekiz, Belçika, İngiltere, İtalya ve İspanya’da milyonlarca emekçi alanlara çıkarak, genel grevler düzenleyerek ücretlerin ve sosyal kazammların gasbedilmesine karşı mücadele ettiler ve bu mücadelelerini sürdürüyorlar" dedi.

Almanya’da böylesine güçlü bir hareketten söz etmenin mümkün olmadığını söyleyen Kroha, "Burada da gösteriler düzenlendi, eylemler yapıldı. Fakat diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da sendikaların, işçi hareketinin gösterilerin dinamiği olduğunu söylemek mümkün değil" dedi.

Geride bıraktığımız dönemde IG Metali ve Ver.di sendikasının TİS süreçlerine dikkat çeken Kroha, "Almanya’nın en büyük iki sendikasının TİS dönemlerinin aynı döneme denk gelmesi saldırılara karşı mücadeleyi ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmek için önemli fırsattı. Ama sendika yönetimleri bu fırsatı değerlendirmedikleri bir yana Avrupa çapında devam eden saldırılara destek veren bir tutum içine girdiler. Bir tarafta Avrupa sendikalarının saldırılara karşı mücadele çağrılarını destek veren açıklamalar yapan sendika yönetimleri diğer tarafta tasarruf politikalarının uygulanması için çağrılar yaptılar" dedi.

Sendikal Politikalar Kurultayı’m Almanya’da hakim olan sessizliği bozmanın bir adımı olarak düzenlediklerini söyleyen Kroha, "Mücadeleyi yükseltmek bizim elimizde, bunun için gündemde olan acil sorunlar etrafında birleşmeliyiz" dedi. Kroha acil sorunlar olarak Avrupa İstikrar Paktı’na karşı mücadele olduğu gibi kiralık ve taşeron işçiliğin yasaklanması, çalışma sürelerinin kısaltılması, reel ücretlerin yükseltilmesi taleplerini öne çıkardı.

‘KRİZDEN FAZLA SÖZ EDİLİYOR’

Daha sonra değişik örgüt temsilcileri ve sendikal platformlar kısaca sendikal alandaki çalışmaları hakkında bilgi verdiler. Yapılan konuşmalarda dikkat çeken en önemli yan ise temsilcilerin istisnasız hepsinin ortak çalışmanın güçlendirilmesinden yana aldıkları tutum oldu.

Daha sonra kurultaya konuşmacı olarak çağrılan Prof. Frank Deppe, "Kriz döneminde sendikal politikalar" başlıklı sunumunu yaptı. Herkesin krizden söz ettiğine dikkat çekerek konuşmasına başlayan Deppe, "Ben tabii ki ciddi kriz analizine karşı değilim ve bunun yapılması da gerekiyor. Fakat herkes o kadar çok krizden söz ediyor ki kimin ne dediği, kimin neyi amaçladığı karışıyor, belli olmuyor" dedi.

Kriz analizlerinde enflasyon yaşandığını söyleyen Deppe, "Ama bu duruma müdahale, bu durumu değiştirme ve sendikal mücadeleyi örgütleme konusunda benzeri bir tutumdan söz etmek mümkün değil" dedi. "Dikkat ederseniz bu analizlerde kriz hiç bitmiyor, buna bağlı olarak alınan ve alınması gereken önlemlerde bitmiyor, sonu gelmiyor. Alınan her önlem sonrasında sürekli yeni bir analiz ve yeni önlemler gündeme geliyor" diye konuşmasını sürdüren Deppe, "İlginç bir durum da var ki oda solculardan önce gerici kesimlerin sistem sorununu gündeme getirmeleridir. FAZ gibi gazetelerde kriz süreci değerlendiriliyor ve sistem sorunu gündeme getiriliyor ve sonu bilinen -kapitalizmin yenilenmesinin talep edildi- bir tartışma başlatılıyor Oysa Kari Marx, örneğin ‘Louis Bonaparte’in 18. Brumaire’i’ isimli değerli eserinde sistem sorununun nasıl gündeme geldiği, daha ön sözde belirtiyor. Proleter devrimlerin, sınıfların ekonomik durumlarının gelişme derecesi ile, bu gelişme derecesinden doğan üretim biçimleri ve değişim biçimleri ile belirlendiğine ilişkin yasayı Marx bulmuştur" dedi.

Sol, sosyalist sendikacıların sendikalardaki tartışmalara daha aktif katılmaları, eleştiri ve önerilerini daha belirgin ifade etmeleri gerektiğini söyleyen Deppe, "Sendikalar kriz döneminde çok ciddi bir korporatist tutum sergilediler, belki buna kriz korporatizmi demek daha doğru olacak. Fakat şimdi, 2009’un ortalarından bu yana, Alman sermayesinin dayandığı ve faydalandığı birçok faktör giderek eriyor ve yok oluyor. Eğer bu veya şu düzeyde bir değişim isteniyorsa o zaman kendimizden başlayacağız; neyi, nasıl ve ne zaman öne çıkaracağız, hangi tartışmalara sessiz kalmayacağız. Bence örneğin sendikaların sürdürdüğü ‘iyi iş’ ("Gute Arbeit") kampanyası iyi bir fırsattır. İyi iş nasıl olmalı, neleri içermeli sorularını sormaya başladığımızda gerçekten de kısa sürede sistemin sınırlarına dayanılacaktır. Demek istediğim sistem sorununu sürekli sözde ifade etmek değil, sürdürülen faaliyetle bunu pratikte yapmak. Eğer toplumsal ekonomik koşullar o olgunluğa eriştiyse bu zaten kendiliğinden gündeme gelecektir. Sistemin sınırlarını zorlayan faaliyet sürdürüldüğünde o zaman önemli bir fark şu olacaktır; bu tartışmanın gidişatını gericiler değil tabandakiler belirleyecektir" dedi.

‘SOL SENDİKACILAR KÖKSALMALI’

 SSİ’nin ve Stuttgart’taki "Sendikaların Gelecek Forumu"nun kurucusu olan ve uzun yıllar HBV ve daha sonra Ver.di Sendikasının Stuttgart Şube sorumluğunu sürdüren ve son parti kongresinden Sol Parti (Die Linke) Başkanı görevine seçilen Bernd Riexinger, kurultayın merakla beklenen konuşmacılarındandı.

Alman Sendikalar Birliği DGB ve ona bağlı sendikaların kriz politikalarını eleştiren Riexinger, "Son dönem imzalanan sözleşmelerde ücret artışının biraz daha fazla olması sendikaların içinde bulundukları durumun da değiştiği anlamına gelmiyor. Aşağıdan yukarıya doğru devam eden dağılıma karşı yapılanlar çok yetersiz. Alman sermayesinin durumuyla Güney Avrupa’daki çalışanların durumu arasında bağlantı kurulmaması, bunun görmezden gelinmesi kabul edilecek bir durum değildir" dedi.

SSİ’nin de yetersiz kaldığına dikkat çeken Riexinger, "Sorunu sadece sendika yönetimlerinin tutumuyla açıklamaya kalkarsak ilerleyenleyiz. Bu durumun aynı zamanda sendikaların içinde faaliyet yürüten sol kesimin de zayıflığı ile ilgili olduğunu görmeliyiz" dedi. Geçmiş yıllarda bölgesel ve fabrikalar temelinde ağlar oluşturmanın başarılmadığım söyleyen Riexinger, "Eğer önümüzdeki dönem bunu başaramazsak sol sendikacılar giderek anlamsızlaşacaktırlar. SSİ yeni kesimlere buluşmak için kapılarını açmalı, gençleri saflarına çekmek için daha fazla çaba göstermeli, burada gördüğüm kadarıyla gençlerin sayısında gözle görülür bir artış var" dedi.

SSİ’nin çalışmalarının 2003 yılında doruk noktasına ulaştığını söyleyen Riexinger, "DGB’nin bütün engellemelerine ve diğer sendikaların görmezden gelme tutumlarına rağmen 100 binden fazla insanı Berlin’e taşıyabildik. O zaman gelişmekte olan hoşnutsuzluğa -hem sendikalar içindeki hoşnutsuzluğa hem de toplumsal hoşnutsuzluğa- bir platform sunabildik. Ama bugün bundan çok uzağız. SSİ, mutlaka olmalı ve böyle bir oluşuma ihtiyaç var. Fakat SSİ olarak yeniden bir rol oynamak istiyorsak o zaman özellikle fabrikalara ve diğer iş merkezlerine ve bunun üzerinden bölgelere kök salmalıyız. Aksi takdirde işlevimizi yerine getirenleyiz. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var; SSİ yedekteki bir sendika değildir ve hiçbir zaman da böyle olmayacaktır Onun görevi belirli tartışmaları sendikalara taşıyarak sendikaların ilerlemesine katkı sunmaktır" dedi.

SOMUT TALEPLER ETRAFINDA MÜCADELEYE

İlk gün yapılan konuşmalar ve ardından gerçekleşen tartışmalarla sona erdi. Sendikal kurultayın ikinci gününde ise "Çalışma sürelerinin kısaltılması", "Güvencesiz işlerin engellenmesi – Kiralık işçiliğin yasaklanması", "TİS politikasını geleceği", "Grev hakkının geliştirilmesi" ve "Yeni kuşaklar – yeni yollar- yeni hedefler" başlıkları altında beş değişik çalışma grubunda sorunlar ele alındı ve yönelimler belirlendi.

Buna göre SSİ ve kurultaya katılan diğer oluşumlar çalışma sürelerinin tam ücret ve personel karşılığı kısaltılması talebini tekrar sendikaların gündemine taşıma, yasal asgari ücret ve kiralık işçiliğin yasaklanması konusunda devam eden kampanyaların güçlendirilmesi için adımlar atacaklar.

Kapanışı yapan Daimler İşyeri Temsilcisi Christa Hourani, "Bu kurultay mücadeleci güçlerin bölünmüşlüğünü aşmak için atılmış bir ilk adımdı. Tartışmalarımızı ve sorunlarımızı aşmak için 27 Ekim günü Stuttgart’ta yeniden buluşacağız" dedi.

DİĞER HABERLER
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI
AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETE DAYANDI

Martta açlık sınırı 16 bin 646 TL, yoksulluk sınırı 57 bin 578 TL Günlük maliyet 555 TL

GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK
GIDA ENFLASYONUNDA OECD’Yİ 13’E KATLADIK

Türkiye, şubat ayında yüzde 71.1 ‘e ulaşan gıda enflasyonuyla dünya ülkelerine fark attı.

WASHİNGTON’DAN GELEN İKİ HABER
WASHİNGTON’DAN GELEN İKİ HABER

IMF başkanlığına Georgieva yeniden seçildi. Şimşek, Dünya Bankası ile finansman anlaşması imzalandığını açıkladı. Washington İkizleri IMF-DB derinleşen gelir ve servet dağılımı bozukluklarının başlıca sorumluları.

TİSK VE İŞ GÜVENCESİ TARTIŞMALARI (1992)
TİSK VE İŞ GÜVENCESİ TARTIŞMALARI (1992)

1992 yılında çalışma hayatında önemli değişikliklerin yaşandığı günlerde iş güvencesi talebi öne çıktı.