AKP’NİN YENİ HEDEFİ: GAZETECİLER SENDİKASI
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı (AA) işyerinde örgütlü Türkiye Gazeteciler Sendikası´na (TGS) karşı bir tavır gelişti. AA´da sendikalı 524 çalışandan 465´inin imzasıyla TGS yönetiminin istifa ederek olağanüstü kongreye gidilmesi istendi.
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı (AA) işyerinde örgütlü Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) karşı bir tavır gelişti. AA’da sendikalı 524 çalışandan 465’inin imzasıyla TGS yönetiminin istifa ederek olağanüstü kongreye gidilmesi istendi.
Bunun üzerine TGS yönetimi yazılı bir açıklama yaparak, "İşverenin sendikanın iç işlerine müdahale olarak gördüğümüz ve AA Genel Müdürlügü’nün talimatı ile olağanüstü genel kurul çağnsı yapılmasını reddetmekteyiz" görüşüne yer verdi. TGS açıklamasında, "İlgili metin, AA yöneticilerinin aracılığıyla yapılan baskılar sonucu üyelerimize imzalatılmaya çalışılmıştır. İşveren temsilcileri, çalışanlardan ‘Sendika ile AA yönetimi arasında saflarını belirlemelerini’ isteyerek, üyelerimizi ‘işten atmak ve haritadan yer beğenmekle’ tehdit edebilmişlerdir" denildi.
Tüm bunlar ne anlama geliyor? TGS özellikle son süreçte gazetecilerin tutuklanması ve baskı altına alınması üzerine Gazetecilere Özgürlük Platformunun kurulmasına öncülük etmiş, tutuklu gazetecilerin duruşmalannı takip etmiş, bu yönde eylemlere katılmış, uluslararası gazeteci örgüt ve sendika temsilcilerinin konuyu dünya kamuoyunun gündemine getirmesine katkıda bulunmuştur.
TGS aynca, Türk-lş içinde bir muhalefet hareketini temsil eden Sendikal Güç Birliği Platformu içinde yer almış ve son Türk-lş kongresinde tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve basın üzerindeki baskılann sona ermesi yönünde bir genel kurul kararının çıkartılmasında etkili olmuştur.
Kuşkusuz bu gelişmeler AKP iktidarını rahatsız etmiş ve TGS’nin tek örgütlü olduğu AA’da bir sendikal operasyon başlatılmasına vesile olmuştur. AKP, her alanda bir "dikensiz gül bahçesi" istemekte, en ufak bir muhalefet odağına dahi tahammül edememektedir. Tabii burada 524 sendikalı çalışandan 465’inin bu metne imza atması da düşündürücüdür. Kuşkusuz işsizlik korkusu, baskı, sürgün önemli unsurlardır. TGS yönetiminin çeşitli hatalan olmuş olabilir ancak bunun yolu özgür irade ile sendikal mekanizmalan işletmektir.
Gazetecilerin diğer çalışanlardan farklı olarak daha bireysel ve rekabete açık iş koşullannda bir statü mesleğine sahip olmalan, sendikal ve sınıfsal bilinç düzeyini olumsuz yönde etkilemektedir. Nitekim 1990’h yıllann başında sendikanın medyadan tasfiyesi sürecinde işveren tarafından ödenen noter parası ile TGS’den istifa etmek ibretlik bir olay olarak tarihe geçmiştir.
Şimdi AA’da belli bir sürede mevcut TGS yönetiminin değiştirilmesine çalışılacak ya da Hak-lş’e bağlı bir basın sendikası kurdurulabilecektir. TGS yönetiminin sadece AA’da değil diğer işyerlerinde de örgütlenmeye çalışması, diğer sendikaların bu girişime destek vermesi ve AA çalışanlannın tarihteki örnekleri dikkate alarak sonunda yine kendilerinin kaybedeceğini unutmamalan gerekir…