AKP REKOR KIRIYOR
AKP rekor üstüne rekor kırıyor; kendi rekorlarını egale etmekle kalmıyor; onlar da aşıyor. Rekor alanı, kamu kurum ve kuruluşlarının satılması. AKP öncesindeki hükümetler de özelleştirmeciydi; onlar da kamunun mal varlığını pazarladılar.

AKP rekor üstüne rekor kırıyor; kendi rekorlarını egale etmekle kalmıyor; onlar da aşıyor. Rekor alanı, kamu kurum ve kuruluşlarının satılması. AKP öncesindeki hükümetler de özelleştirmeciydi; onlar da kamunun mal varlığını pazarladılar.
1985 yılından 2002 yılına kadarki özelleştirmeci hükümetlerin toplam saüş tutan 8,0 milyar ABD Dolanydı. AKP iktidarlan döneminde, yalnızca 2005 yılında yapılan özelleştirmeler 8,2 milyar Dolardı. 2006 yılında da 8,1 milyar Dolarlık saüş yapıldı. 2013 yılında bu rekorlar da aşıldı. 2013 yılında 12,5 milyar Dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi.
BÜYÜK ÖZELLEŞTİRMELER GÜNDEMDEDİR
2014 yılında MÜ Piyangonun, enerji santrallannın ve demiryollannın özelleştirilmesi gündemde. AKP, ekonominin çöktüğü koşullarda, devletin elinde ne var ne yoksa satılığa çıkararak günü kurtarmaya çalışıyor. Büyük satışların yanı sıra, kıyıda köşede kalmış arsalar bile pazarlanıyor.
Özelleştirme konusu Türkiye’de genellikle yanlış ve eksik tartışılıyor. Özelleştirme yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarının saüşı değildir. Özelleştirme, emperyalizmin ve sermayedar sınıfın devletçiliğe ve halkçılığa yönelttiği bir saldındır. Kamu kırum ve kuruluşları Türkiye’de Osmanlı’dan devralınan halkı milletleştirmenin önemli araçlanndan biri olarak da düşünülmüştü.
Türkiye’yi bölüp parçalamayı ve Türkiye halkını (Türk milletini) aynşürarak birbirine kırdırmaya amaçlayanların en önemli araçlanndan biri, özelleştirmedir. Özelleştirmeye karşı çıkmayan, devletçiliği ve halkçılığı savunmayan sendikacı da ya kendi ayağına kurşun sıkan biridir, ya da bilerek veya bilmeyerek emperyalistlerin oyununa alet olandır.
HİZMET ALIMI VE TAŞERONLUK DA YAYGINLAŞTIRILIYOR
Fason üretim, hizmet alımı ve taşeronluk da özelleştirmenin bir biçimidir. Kamu İhale Kurumunun raporlarına göre, Kurum yetki alanındaki kamu ihalelerinin ve doğrudan alımlannın toplam tutarı 2003 yılında 5,6 milyar TL idi. Bu rakam, 2004 yılında 16,1 milyar TL, 2005 yılında 30,7 milyar TL, 2007 yılında 66 milyar TL ve 2008 yılında da 84 milyar TL oldu. Kamu ihale ve doğrudan alımlannın tutan 2011 yılında 91,8 milyar TL ve 2013 yılında da 105,5 milyar TL olarak gerçekleşti.
Kamu alımları 2003 yılından 2013 yılına kadar tam 19 katına çıktı. Bu sayede sermayedar sınıfa büyük kaynak aktanım sağlandı; "mücahitler müteahhit oldu". Kamu İhale Kurumunun aracılığı olmadan yapılan ihalelerle bu rakam daha da büyümektedir. Sağlıkta ve eğitimde yaşanan özelleştirme de bu kapsamdadır.
Özelleştirmenin üçüncü biçimi, kamu mülkiyetinde kalan kuruluşlann artık kâr amaçlı çalışmasıdır. Kamu kuruluşlannın işleyişinde halkçılık ilkesi kenara irilirse, bunlann mülkiyetinin kimde olduğu da önemini büyük ölçüde yitirir. Özelleştirmenin diğer bir biçimi de, devletin ekonomiye halk lehine müdahale araçlannın ortadan kaldırılmasıdır ("deregülasyon").
AKP günümüzde kamu mülkiyetindeki işletmelerin ve gayrimenkullerin satışında rekor üstüne rekor kınyor. Ancak AKP’nin rekor kırdığı diğer bir alan da özelleştirmenin diğer biçimleridir. Sendikaların büyük çoğunluğu, AKP’nin özelleştirmeleri karşısında sessizliğini koruyor. Özelleştirmeyi bir bütün olarak almak ve bunlann tümüne karşı çıkmak gereklidir. Bugün özelleştirmenin tüm biçimleri karşısında suskun kalanlar, yann rahmetle ve saygıyla anılmayacaktır.