AKP İLE HESAPLAŞMA: ÇAYKUR GREVİ
TEKGıda-İş Sendikası, 22 Nisan Pazartesi günü ÇAYKUR´a bağlı 58 işyerinde greve çıkıyor. 10 bine yakın işçinin çalıştığı ÇAYKUR´da, 9 bin kişi Tek Gıda-İş, 900 kişi de Hak-İş´e bağlı Öz Gıda-İş Sendikasının üyesi bulunuyor. Tek Gıda-İş ile Öz Gıda-İş arasında yaklaşık 5 yıldır bir yetki sorunu söz konusuydu. ÇAYKUR´da 2008´e kadar Öz Gıda-İş´in herhangi bir örgütlenmesi yok iken bu tarihten sonra çeşitli baskılarla işçiler sendika değiştirmeye zorlandı.
TEKGıda-İş Sendikası, 22 Nisan Pazartesi günü ÇAYKUR’a bağlı 58 işyerinde greve çıkıyor. 10 bine yakın işçinin çalıştığı ÇAYKUR’da, 9 bin kişi Tek Gıda-İş, 900 kişi de Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş Sendikasının üyesi bulunuyor. Tek Gıda-İş ile Öz Gıda-İş arasında yaklaşık 5 yıldır bir yetki sorunu söz konusuydu. ÇAYKUR’da 2008’e kadar Öz Gıda-İş’in herhangi bir örgütlenmesi yok iken bu tarihten sonra çeşitli baskılarla işçiler sendika değiştirmeye zorlandı.
Tek Gıda-İş, nerdeyse 60 senedir ÇAYKUR da örgütlü. TekGıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, AKP "yandaşı" Öz Gıda-İş’in siyasal iktidarın gücünü kullanarak işçileri sendika değiştirmeye zorladığını ifade etti. Bilindiği gibi Hak-İş’in ve Öz Gıda-İş’in eski Genel Başkanı Salim Uslu ile eski Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, halen AKP milletvekili.
Öz Gıda-İş’in toplu sözleşmede yetkili sendikaya itirazı ve daha sonra işletmede çoğunluğu olmadığı halde yetkinin Çalışma Bakanlığınca bu sendikaya verilmesi, konunun yargıya intikaline neden oldu. 4 yıllık yargılama sürecinin sonunda Tek Gıda-İş Sendikası’nın ÇAYKUR’da yetkili olduğu tespit edildi. ÇAYKUR’daki toplu sözleşme süreci, geriye dönük 4 yılık zam farklarının ödenmesi ve ücret anlaşmazlığı nedeniyle uyuşmazlıkla sonuçlandı.
ÇAYKUR Genel Müdürlüğü, sözleşme farklarından Öz Gıda-İş üyelerinin de yararlandırılmasını istedi, ancak hukuken "toplu sözleşmenin imza tarihinden önceki geriye dönük haklardan imza tarihinde taraf sendikaya üye olan işçiler yararlanabileceği" için TekGıda-İş bu talebi kabul etmedi. Tek Gıda-İş Başkanı Türkel, "Bizim üyemiz 5 yıldır bütün baskı ve zorlamalara rağmen sendikasına sahip çıkıyor, böyle bir şartı kabul edemeyiz"’ dedi.
Hak-İş’in bu tavrından sonra bu kez ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, grevin başlamasından 8-10 gün sonra bölgede çay hasadının yapılacağını belirterek ürünlerin fabrikalarda işlenememesi nedeniyle üreticinin güç durumda kalacağını öne sürdü. Sendika Başkanı Türkel de, "Grev devam ettiği için üretici çayını toplayamayacaktır. Biz uyarımızı yaptık, amacımız greve çıkmak değildir, ancak çalışanların taleplerini görmezden geliyorlar. İşveren, ücret teklifimize hiçbir öneri getirmedi, hukuk dışı olarak da karşı sendikanın üyelerinin sözleşmeden yararlandırılmasını istiyor. Ayrıca yasa gereği böyle bir takvim var, mayıs ya da haziranda grev yapamayız" diye konuştu.
Mustafa Türkel, hükümetin Kamu İşverenleri Sendikaları vasıtasıyla Türk-İş’e bir çerçeve sözleşmesi yaparak üye sendikaların elini kolunu bağladığını ve çerçeve sözleşmenin ücret düşüklüğüne neden olduğunu söyledi. Türkel, "Bu durumda Türk-İş’e bir yazı yazdık, sendikaların kimliğini yok eden böyle bir yetkiyi geri aldık" dedi.
Görüldüğü gibi bir yandan Hak-İş, öbür yandan ÇAYKUR Genel Müdürlüğü ve Kamu İşverenleri Sendikaları, üç koldan TekGıda-İş’i sıkıştırmak istiyor. Aslında arkadaki güç AKP. Bu grev, bir anlamda 2013’ün başında işçi sınıfının AKP ile hesaplaşması niteliğini taşıyor.
Başta ÇAYKUR işçisi olmak üzere işçi sınıfının sıkı durması lazım. Türkel, "ÇAYKUR işçisi 5 yıl direndi. Aslında TEKEL’den daha sağlam bir yapısı var" diyor. Rize’deki çay üreticisinin büyük bir bölümü de zaten fabrikalarda işçi. Bu bölgede işçi ve üreticinin bütünleşmesi, grevin başarıya ulaşmasındaki temel koşul gibi gözüküyor. Haydi hayırlısı…