Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Kasım 2012
AKP 10 YIL ÖNCE DE AYNI AKP’YDİ

Yurt Gazetesi yazarı Atilla Özsever´in köşe yazısı..

AKP 10 YIL ÖNCE DE AYNI AKP’YDİ

Kasım 2002’de iktidara gelen AKP, 10 yılını doldurdu. Bu vesile ile çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Liberal çevreler, "sol" liberaller, AKP’nin bu süreçte değiştiğini, başlangıçta özgürlükçü ve demokrat bir kimliğe sahipken giderek otoriterleştiğini belirtiyorlar.

Kimi gazeteciler de, "Yasaklamayı yasaklayacaktı, şimdi kendisi yasakçı oldu" diyorlar. AKP, gerçekten demokrat, özgürlükçü bir parti miydi, sonra zaman içinde mi değişti, yoksa özgürlükçü görünümü bir yanılsama, bir aldatmaca mıydı? Suda kırılmış gözüken bir tahta parçası gibi aslında kırılmamış bir tahta mıydı?

Profesör, edebiyatçı, yazar, gazeteci kimlikli bu kişiler, biraz sosyolojiden, biraz Türkiye’deki sağ partilerin geleneğinden, biraz sınıfsal analizden haberdar olsalar, herhalde böyle hatalara düşmeyeceklerdi. Yanılmış olduklarını, hayal kınklığına uğradıklarını söylemeyeceklerdi. Bir siyasal partinin özgürlükçü, demokrat niteliği, yasakçı olup olmadığı öncelikle sınıf ilişkilerine bakışından belli olur.

AKP, temsil ettiği sınıf açısından emek karşıt bir parti olduğunu daha başından itibaren ortaya koymuş bir partidir. Çalışma hayatı ile ilgili ilk çıkardığı yasa da, Haziran 2003’te yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunudur. Tüm eski iş kanunları, "işçi lehine yorum ilkesi"ni benimserken, bu yeni kanunla işletmenin, daha doğrusu işverenin çıkarları esas alındı. Kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, ödünç iş ilişkisi (kiralık işçilik) gibi güvencesiz esnek çalışma biçimleri yasaya girdi.

Yine bu yasayla taşeron çalıştırılmasına olanak sağlandı. Böylece sendikal örgütlenmenin önündeki en önemli engellerden biri olan taşeron uygulaması yaygınlaştı. AKP’nin nasıl bir parti olduğunu daha başlangıçta saptamıştık. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) delegesi olarak Aralık 2003’te katıldığımız Türk-İş Genel Kurulu sonrası Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı olan Bizim Gazete’de izlenimlerimizi aktardık.

9 Aralık 2003 tarihli gazetede "İşçi için Özal’dan daha zor bir dönem" başlıklı yazımızda şöyle diyorduk:

"Genel kurulda bir konuşma yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, sert bir üslupla delegelere, bir anlamda işçi sınıfına meydan okudu. Başbakan Erdoğan, ‘Siz Türkiye’nin tamamı değilsiniz. Türkiye 70 milyon. Ben sizin kürsünüzden 70 milyona sesleniyorum’ dedi… Başbakan Erdoğan, sermaye sınıfının çıkarlarını akıllıca bir biçimde savunup IMF ve Dünya Bankası destekli programı uygulayacaklannı, özelleştirmeye ağırlık vereceklerini belirtti. SSK hastanelerinin de Sağlık Bakanlığına devredilerek hizmet satın alınması yoluyla zaman içinde özelleştirileceğini ima etti…

Tüm bu veriler ışığında önümüzdeki dönemde başta Türk-İş olmak üzere işçi sınıfının daha zor koşullarla karşı karşıya kalacağı, bu yeni dönemin işçiler açısından Özal döneminden de daha zor geçeceği görülmektedir. Başbakan Erdoğan, Türk-iş Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayla bunun ciddi bir işaretini vermiştir."

Nitekim 2005’te SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredildi. 2008’de sosyal güvenlik alanında büyük hak kayıplanna yol açan 5510 sayılı yasa kabul edildi. 2011’deki Torba Yasayla da emekçiler açısından önemli hak kayıpları oluştu. 2012’de de memura grev yasağı getiren bir toplu sözleşme yasası ve nihayet üç gün önce de Cumhurbaşkanı Gül un onayladığı grev yasaklanyla dolu, işçilerin örgütlenme hakkını son derece sınırlayan Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu yürürlüğe girdi.

9 Aralık 2003 tarihli yazımızda ayrıca, Teksif Genel Başkanı Zeki Polat’ın kongrede yaptığı konuşmaya atıf yaparak, "Kamuda sendikacılığı ve giderek Türk-İş’i bitirecekler. AKP kendi yandaşlan olan bir konfederasyonu (Hak-Iş’i kastetti) devlet sendikası yapacaktır" sözüne de yer vermiştik. Bu son Sendikalar Yasasıyla da Polat’ın sözü yerine gelmiyor mu? Hey liberaller, size "günaydın" demekten başka ne diyelim?…

DİĞER HABERLER
DOĞANAY GIDA’DA TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI
DOĞANAY GIDA’DA TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

Yeni örgütlendiğimiz Doğanay Gıda işletmesinde ilk toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, bugün İstanbul’da yapılan toplantıyla başladı.

ÖYLE BİR LİRALAŞIYORUZ, ÖYLE BİR LİRALAŞIYORUZ Kİ, SORMAYIN!
ÖYLE BİR LİRALAŞIYORUZ, ÖYLE BİR LİRALAŞIYORUZ Kİ, SORMAYIN!

Neredeyse son bir buçuk yılın en eğlenceli metni Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz kararından sonra yayımladığı metin… Bu metinde öyle ifadeler var ki, “Türkiye’den mi söz ediliyor” diye düşünmemek mümkün değil.

4 EMEKLİ BİR YOKSUL ETMİYOR
4 EMEKLİ BİR YOKSUL ETMİYOR

Mayısta açlık sınırı 12 bin liraya dayandı, yoksulluk fırladı.

İŞÇİ SINIFINI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
İŞÇİ SINIFINI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE

24 Ocak 1980 istikrar programıyla Türkiye’nin ekonomi politikasında köklü bir değişikliğe gidilmişti.