16 Nisan 2013
AKİL SENDİKACI OYUNUNU İŞÇİ BOZAR
“Akil insanlardan bir cacık çıkmayacak ama biz tartışmaya devam edeceğiz” diye bitirmiş Metin Çulhaoğlu, soL haber portalında 13 Nisan günü yayınlanan yazısını.
“Akil insanlardan bir cacık çıkmayacak ama biz tartışmaya devam edeceğiz” diye bitirmiş Metin Çulhaoğlu, soL haber portalında 13 Nisan günü yayınlanan yazısını.
Doğrudur, “akiller” üzerindeki tartışma daha çok su kaldıracağa benzemektedir. Bunun için bölge heyetlerinin ilk tur performansları yeterli fikir vermiştir.
Gördüğümüz fotoğrafta bolca kırılan potlar, kimi zaman yalakalık düzeyine varan başbakan seviciliği ve atama yolu ile görevlendirmenin kaçınılmaz sonucu olan kifayetsizlik var. Bir de Orhan Gencebay’ın müzik ödülleri töreninde okuduğu açılımın gerici ruhunu yansıtan şiiri…
Üzerinden atlanmaması gereken bir başka önemli husus ise akillerin içindeki sendikacılardır.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, AKP’nin açılıma işçi sınıfı aşısı denemesidir. Tayyip Erdoğan’ın elinde ne yazık ki bundan fazlası yoktur.
Bu isimlerin sendikacılığa en önemli “katkısı”, kelimenin önündeki “sarı” sıfatının yerine “yandaş” sıfatının yerleşmesini sağlamış olmaları. Sırf bu yüzden bile onların, işçi sınıfını herhangi bir şey adına, herhangi bir şeyin arkasına dizme ehliyeti bulunmuyor. Onlar, Türkiye işçi sınıfı için herhangi bir anlam taşımıyorlar.
Daha ötesi de var.
Örneğin Türk-İş yönetimi tarafından Ankara’nın göbeğinde yüz üstü bırakılmaları, binlerce TEKEL işçisinin hala hafızasındadır.
Konfederasyonun genel sekreterinin gözünü kırpmadan attığı imza ile ücretleri yüzde 35 aşağıya çekilen 6 bin Ereğli Demir-Çelik işçisi, onların eşleri, çocukları ve yakınları, adı tadilat kendi ihanet sözleşmesini unutmamıştır.
14 bin Çaykur işçisi yıllarca toplu sözleşmesiz kalmalarına neden olan organizasyonun en önemli parçasının Hak-İş’li sendikacılar olduğunun, greve hazırlandığı bugünlerde daha da farkındadır.
Çevre ve Orman Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı işletmelerde, Tigem’de, Anadolu Ajansı’nda ve başka birçok işletmede kurum ve şirket yönetimleri ile her türlü işbirliği ve baskıyla sendika değiştirmeye zorlanan işçilerde acaba nasıl bir Hak-İş algısı vardır?
Memur-Sen’in 40 binden 600 bin üyeye yükseliş hikâyesinin, ülkede güçlü bir memur hareketinin varlığından kaynaklanmadığının her halde en fazla kamu emekçileri farkındadır. Birçok hakkı gasp edilen ve daha fazlası ile önümüzdeki günlerde yüz yüze gelecek olan kamu emekçileri için, mücadele başlığı olarak kılık kıyafet serbestliği adı altında “türbana özgürlük” gündeminin oyalayıcılık işlevinin sınırları bulunmaktadır.
AKP cenahından “barış açılımının” sendikal vitrini ancak bu kadardır.
Buradan “başkanlık sistemi için yeni Anayasa”ya işçi-emekçi sosu çıkmaz.
Açık ki yeni anayasaya için Hak-İş, Memur-Sen ve Türk-İş başkanları ile “işçi desteği” görüntüsü yaratılamıyor. KESK’in Genel Başkanı’nın akil sendikacılar arasında yer alması, AKP’nin bu konuda yaşadığı sıkışıklığa iyi gelmiştir. Bu en başta on binlerce KESK üyesi için hayal kırıklığı olmuştur.
AKP, PTT ve demiryolu özelleştirmelerinde önemli bir aşama kat etti. 657 sayılı yasada angarya, zorunlu sürgün ve güvencesizliği kural haline getirecek değişiklikleri kamuoyuna açıkladı. AKP, bu saldırıların tümüne toplum nezdinde meşruluk kazandırmanın yolunun yeni Anayasa tartışmalarından geçtiğini çok iyi biliyor. Zaten Recep Tayyip Erdoğan gündeminde, Lami Özgen’in anladığı türden bir barışın değil, başkanlık ile taçlanacak bir Anayasa değişikliğinin olduğunu da saklamıyor.
Neyse ki Türkiye sadece hayal kırıklıklarının ülkesi değil.
Daha dün soL haber portalında, Türkiye’de metal işçileri içerisinde önemli bir temsiliyeti barındıran isimlerin, AKP’nin yeni anayasa girişimine karşı başlatılan kampanya için verdikleri imzalar yayınlandı.*
“Türkiye AKP Anayasası’na Sığmaz” başlıklı imza metnine işçi ve kamu emekçileri sendikalarının farklı iş ve hizmet kollarından sendikacı, işyeri temsilcisi ve öncü işçileri imza vermeye devam ediyor.**
İşçi sınıfını öteki koroya dâhil etmek o kadar da kolay olmayacak.
