Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
17 Şubat 2022
AKARYAKITA NİYE FAZLA ZAM YAPILIYOR DİYE MERAK EDENLERE

Elektrik zammı biraz gölgelese de akaryakıt zamları yüksek enflasyonun en başta gelen nedenlerinden.

AKARYAKITA NİYE FAZLA ZAM YAPILIYOR DİYE MERAK EDENLERE

Peki akaryakıta bu ölçüde zam yapmak zorunda mıydık, oranı daha düşük tutamaz mıydık?

Tabi ki daha düşük zam mümkündü. Ama şu faiz indirme politikamız yok mu, zaten her şey o adımla başladı.

Her ne kadar son dönemde elektrik zammı daha baskın çıkmışsa da akaryakıta gelen zam her zaman için büyük sorun. Elektrik zammı istisnasız herkesi, gecekonduda oturan vatandaşı bile etkilediği için, bir de zam oranı çok yüksek olduğu için bir anda ön plana çıktı.

Akaryakıt zamlarına tepki ise öncelikle araç sahiplerinden gelir, genele yayılan böylesine tepki pek olmazdı. Bu yıl akaryakıta da peş peşe zam yapılınca ve toplam oran çok yüksek bir düzeye ulaşınca bu sefer yansıma çok dikkat çekmeye başladı. İzliyoruz işte; zamlardan taşımacılık sektörü çok etkilendi, buna bağlı olarak fiyat artışları hız kazandı. Kimin, “Benim otomobilim yok, akaryakıt zamları beni etkilemez” deme durumu var ki?

Son dönemdeki zamları eleştirenlere karşı geliştirilmeye çalışılan en gözde savunma şu:

“İyi ama tüm dünyada enerji fiyatları artıyor; dolayısıyla Türkiye’de de akaryakıt ve elektrik fiyatlarının artması kaçınılmaz.”

Bunu söyleyenler güzel söylüyor, ağızlarını doldura doldura söylüyor da gerçeği tam dile getirmiyor.              Doğru, tüm dünyada ham petrol fiyatları artıyor, tüm dünyada doğalgaz fiyatları artıyor. Türkiye de enerjide dışa bağımlı, elektrik üretimimizin yaklaşık üçte biri doğalgaza dayalı. Kullandığımız petrolün neredeyse tümünü ithal ediyoruz. Bütün bunlar doğru. Peki iyi bir ekonomi yönetimi enerji fiyatlarının artışı karşısında ne yapar; herhalde bu fiyat artışının etkisini yok edecek mekanizmalar geliştirir.

Bizim yaptığımız ise fiyat artışının etkisini yok edecek ya da azaltacak mekanizmalar geliştirmek şöyle dursun, tam tersini yapmak; evet tam tersini yapmak…

BAKIN MALİYET NASIL ARTIRILDI?

Başlıkta “maliyet nasıl arttı” demiyorum, “artırıldı” kelimesini özellikle kullanıyorum. Çünkü biz ne yapıp ettik ve maliyetin artması sonucunu verecek adımlar attık.

Daha önce de değindiğimiz bir veri setini güncelleyip biraz daha genişleterek tekrar bilginize sunmak istiyorum.

Türkiye ekonomisindeki genel kötü gidiş son dört-beş ayda zirveye çıktı. Bunun tek nedeni var; faizi indirip kuru zıplatmamız! Hiç başka neden aramayın!

Eylül ayında yüzde 19 olan faizi aşama aşama yüzde 14’e çektik, dolar 8.50’lerden 18’in üstüne fırladı, daha sonra türlü enstrümanları devreye sokarak kuru 13.50 dolayına sabitledik. Ve kur yayının her geçen gün biraz daha gerildiğini de biliyoruz. Çünkü kur buralarda yapay olarak duruyor, herkes bunun farkında. Gelelim maliyeti nasıl artırdığımıza…

Her şey çok net. Geçen yılın eylülünden bu yılın şubatına petrolün varili yüzde 33 arttı. TL hiç değer yitirmese bile akaryakıta bu dolayda zam gelmesi kaçınılmazdı.

İnsan düşünmeden edemiyor; acaba bu beş ayda biz TL’nin normal ölçülerde değer kaybetmesini sağlasak, ona göre adım atsaydık; dolar örneğin bugünlerde 9.50’lerde olsaydı… Yani kur beş ayda yüzde 12 kadar artsaydı…

Beş ayda yüzde 33’ü petrol fiyatındaki artıştan, yüzde 12’si de kur artışından kaynaklanmak üzere ham petrolün maliyetinde yüzde 49 dolayında artış olurdu. Hadi biz yüzde 50 diyelim…            Dolayısıyla eylüldeki akaryakıt fiyatları yüzde 50 artar ve bugünlerde benzin ve motorini yaklaşık 11 liradan, otogazı da yine yaklaşık 8 liradan kullanabilirdik.

Oysa geçerli fiyatlar makul düzeyin o kadar üstünde ki… Çünkü biz ne yaptık; faizi indirip kuru tırmandırarak zaten yükselmekte olan petrolün maliyetini daha da artırdık. Dolar kurunun beş ayda yüzde 60 artmasına yol açınca petrolün bir varilinin maliyetindeki artış da yüzde 113’ü buldu. Bu da akaryakıt fiyatlarının yüzde 90-110 arasında artmasına yol açtı.

LİTRESİ 4 LİRA DAHA PAHALI

Türk halkı akaryakıtın litresine “normal koşullarda olması gerekene göre” yaklaşık 4 lira daha fazla ödeme yapıyor.

Ne uğruna?

Enflasyon düşecek diye faizi indirdiğimiz için!

O 4 lira tüm vatandaşların cebinden her alışverişte kuruş kuruş çıkıyor.

Sonra da tutuyor temel gıda maddelerinde KDV’yi indiriyoruz. Böylece ucuzluk sağlayabileceğimizi sanıyoruz.

Akaryakıtın litresi 4 lira daha ucuz olsaydı ne KDV indirimine gerek kalırdı ne başka düzenlemeye.

Altını çize çize bir kez daha vurgulayalım; o 4 lira fiyatların zaten bu düzeye gelmesini önler, KDV indirimine de gerek kalmazdı.

Hem düşünebiliyor musunuz; KDV indirimi Maliye’ye yük, üstelik vatandaşın cebine çok fazla katkı da sağlamayacak.

Ayrıca faizi düşürdük de ne oldu, Merkez Bankası’nın oranı dışında düşük faiz mi var? Ama doğru ya, bizzat Maliye Bakanı “Merkez Bankası’nın faizini önemsizleştirdik” dememiş miydi?

Acaba öyle mi, önemsiz sandığımız faiz kuru tırmandırıyorsa, ki öyle, sakın yanılıyor olmayalım. Bu faiz galiba hala önemli.

Ama şu da bir gerçek; bu faizi düşürmenin kimseye yararı olmadı. Ya da biz olmadığını sanıyoruz. Sonuçta faizi indirmekle kendimiz ettik, kendimiz bulduk!

Ama soru hala yanıtsız:

Neden?

KAYNAK Alaattin AKTAŞ / Dünya
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.