Aile Bakanlığı hiç gürültü yapmadan ailelerin gelir durumunu gösteren Aile Yapısı 2011 Raporu’nu yayımladı. On bin aileye sorularak yapılan ankete dayanan bu raporun duyulması ihracatın artışını gümbür gümbür açıklayan hükümet tarafından nedense istenmedi.
Bakın ailelerin gelir durumu nasıl da içler acısı:
– Nüfusumuzun 59 milyonu 1.200 TL ve altında bir ücretle geçiniyor
– Türkiye’de her 100 aileden 72’si aylık 1.200 TL’nin altında bir gelirle yaşıyor.
– Her 100 aileden 93’ünün aylık geliri 2.500 TL’nin altında. Bu durumda her yüz ailenin 21’inin geliri 1.200-2.500 TL arasında.
– Her 100 ailenin 42’sinin geliri 800-1.200 TL aralığında.
– Türkiye’nin nüfusu 2012 sonu itibarıyla 75 milyon 627 bin 384 kişi. Bir ailenin ortalama 4 kişi olduğunu kabul edersek yaklaşık 19 milyon aile var diyebiliriz.
– Bunun yüzde 93’ü yani 17.6 milyon aileye yani 70 milyona düşen gelir aylık 2.500 TL’nin altında.
– Her 100 aileden 9’u aylık 400 TL ve altında bir para ile geçiniyor. Bu 1.7 milyon aile ve 6.8 milyon kişi demektir. Nüfusumuzun yaklaşık 7 milyonu 400 TL ve altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor.
– Geliri 400-1.200 TL arasında olan kişi sayısı 52 milyon kişi. 7 milyonu da eklediğimizde 59 milyon kişi 0-1.200 TL arasında bir gelir ile geçiniyor demektir. En önemli rakam bu. Nüfusumuzun 59 milyonu 1.200 TL ve altında bir ücretle geçiniyor.
Bu parayla insanlar nasıl geçiniyor?
Bu parayla geçinmeye olanak yok. Burada ek gelir devreye giriyor. Kentlerde hane halkının yüzde 14.4’ü ek iş ve gelir elde ediyor. Kırsal kesimde bu oran yüzde 21.4’e çıkıyor.
Kentlerde her 100 aileden 10’u sosyal yardım alırken kırsalda bu sayı 14.8 olarak görülüyor.
Belediyelerden yardım alan çok. İstanbul’da yüzde 40.9 oranında yardım alınırken bu Ankara’da yüzde 82.5 oranına çıkıyor; bu durumda Ankara Belediyesi daha iyi çalışıyor diyebiliriz! İzmir’de bu oran yüzde 41.5. Aşevleri, burs yardımları, zekâtlar ve diğer yardımlar devreye giriyor.
Hayır ve yardımlar yoksulluğun ilacı!
Yaklaşık 59 milyon kişi 1.200 TL aylık ile geçinmeye çalışırken hayırsever kişi ve kuruluşların yardımları ile bu yaşam mücadelesi iyi kötü yürüyor.
Ama bu sosyal refah devletinde olmaması gereken bir durum. Çünkü sosyal devlet, refahı ve kalkınmayı adil biçimde dağıtmalıdır. Bizde gelir dağılımında adalet dinin gereği olarak ve “Allah razı olsun dedirtilerek” sağlanmakta ve bu da yardımseverleri efendi yapmaktadır.
Rant ise almış başını gidiyor
Köprüler, kanallar, yollar ve havaalanları inşaatlarının ekonomiye büyük bir canlılık kazandıracağı söylenirken spekülatif kazanç sağlayacak alanlar da bir bir belirleniyor. Güçlü ve kulağı delik olanlar bu ranttan payını alıyor. İşitme zorluğu çekenler bu kazançtan mahrum kalıyorlar!
Haydarpaşa Garı çevresi konut inşaatına açılıyor. Riskli alanlar tespit ediliyor. 500 bin konut yenilenecek. Arsalar kapış kapış gidiyor. İmarsız araziler satın alınıyor ve sonra da imara açılıyor. Emsal artışı zaten zenginlik aracı.
Şimdi siz bu rakamları alt alta üst üste koyun, çarpın, bölün ve bir sonuca varın. Eğer sabır taşınız çatlarsa “nasıl zengin olunur” konusunda yol gösteren kitap ve yazıları okuyun. Bu durumda belki 59 milyon kişi dışına çıkabilirsiniz…