AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI HESAPLARI BİLİMSEL Mİ?
Türk-İş´in 25 Haziran 2012 günü yapüğı açıklamaya göre. 4 kişilik ailenin açlık sının 924,98 TL, yoksulluk sının ise 3012,97 TL imiş.

Türk-İş’in 25 Haziran 2012 günü yapüğı açıklamaya göre. 4 kişilik ailenin açlık sının 924,98 TL, yoksulluk sının ise 3012,97 TL imiş.
Açıklamada aynca şöyle deniyor: "Açlık ve Yoksulluk Sının çalışmasında hesaplamaya temel olan gıda maddelerinin fiyatlan, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarlan sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir."
Diğer konfederasyonlar da açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin hesaplamalar yapıyor. Ben bu hesaplara çok gülüyorum. Türk-İş’in hesaplamalannın nasıl yapıldığını bildiğim için özellikle gülüyorum. Diğer örgütlerin hesaplamalannın da çok farklı olduğunu düşünmüyorum.
"Açlık ve yoksulluk sının" gibi iddialar, belirli bir tüketim kalıbını temel alır. Halbuki bu tüketim kalıbı zaman içinde değişir. Aynca, tüketim kalıbındaki ürünlerin ağırlıklarının ve fiyatlarının belirlenmesi de son derece karmaşık ve yüzlerce insanın katkısını gerektiren bir çalışmayı gerektirir. Ankara’da iki süpermarkete gidip peynir fiyatını öğrenerek, haftanın bir günü Sıhhiye pazarına uğrayıp bir pazarcıdan domates fiyatını alarak hesap yapılmaz.
Açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin tüm hesaplamalar bilimsellikten uzakür; bunların bilimsellikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu rakamlar, örgütler tarafından propaganda amacıyla kullanılabilir; ancak bunlan ciddiye alarak analiz yapmak ve politika belirlemek söz konusu olamaz.
"Açlık sının" gibi bir kavramın içini nasıl dolduracaksınız? Bir insanın günde kaç kalori alması gerektiğini nasıl hesap edeceksiniz? Bunun yanı sıra, protein ve diğer gereksinimlerini nasrl belirleyeceksiniz? Bunların hangi ürünlerle karşılanacağına kim karar verecek? Bunlar öylesine karmaşık sorular ki, hiçbir konfederasyonun elinde bu sorulara bilimsel biçimde yanıt verecek sayıda ve nitelikte uzman personel yok.
Ya "yoksulluk sının’na ne demeli? Buzdolabı, çamaşır makinesi, derin dondurucu yoksulların hakkı mı, değil mi? Peki, cep telefonu? Cep telefonunun nasıl bir modeli? Bilgisayar? Yemek yerde sinide mi yenecek, masada mı? Ev nasıl ısınacak?
Bu soruları uzatabilirsiniz; ancak bunların hiçbirinin bilimsel yanıtı yoktur. Günün mevcut kaynaklarına ve sınıflar arasındaki güç dengelerine dayalı kaba tahminlerde bulunabilirsiniz, o kadar.
Burada bir de büyük bir çelişki var.
Türk-lş, yoksulluk sınırının 3012,97 TL olduğunu açıklıyor.
Peki, Türk-îş’e bağlı sendikaların üyelerinin ne kadan ayda net 3012,97 TL alabiliyor? Eğer böyle bir yoksulluk sının belirlerseniz, 60 yıllık Türk-İş’in isçi ücretleri konusunda verdiği mücadelenin büyük bir başansızlık olduğu sonucu çıkar.
Aynca, Türk-İş yoksulluk sınırının ayda net 3012,97 TL olduğunu söylüyor; peki, Türk-İş’te çalışanların aylık net gelirleri bu miktann üzerinde mi, altında mı? Türk-lş çalışanlannın büyük bölümünün ücreti, bu miktann altında
Komik oluyorsunuz.
Hele, 3012 TL’den sonra eklenen 97 kuruşluk bölüme çok gülüyorum.
Uyanık araştırmacılar, böyle küsuratlı rakamlar kullanarak, sanki yapılan hesaplama son derece bilimselmiş gibi bir hava yaratmaya çalışırlar.
Türkiye’de yayımlanan açlık ve yoksulluk sının rakamlannı ciddiye almayın. Hele hele bu rakamlara bakıp, bizim millet açlık çekiyor, yakında bu hükümete ve hatta kapitalizme karşı mücadeleye katılacak gibi beklentiler içine girmeyin. Bu uydurma rakamlara kanıp kendinizi gaza getirmeyin. Hele hele yanıp şaşılıp bunlan bilimsel analizlerde kullanmaya kalkmayın. Komik duruma düşer, mahcup olursunuz. de