Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Haziran 2010
TEKEL, MALİYE POLİTİKASIZLIĞI SORUNU

TEKEL, MALİYE POLİTİKASIZLIĞI SORUNU

TEKEL, MALİYE POLİTİKASIZLIĞI SORUNU

Tekel işçileri bu saatten sonra elbette son derece haklıdır. Lafı eğip bükmeye de gerek yoktur. Ortada küresel krizin getirdiği derin bir sosyal felaket ihtimali vardır. Hükümet ise sosyal barışı korumak için ne yaptığını biliyor gibi görünmemektedir. Yaklaşık iki aydan beri, ülkemizin gündeminde yer bulmaya çalışan Tekel işçileri meselesine, ülkenin değişen koşullarını tespit ederek yaklaşmakta fayda vardır. Mesele esasen Tekel işçileri meselesi filan değildir. Mesele "küresel kriz sonrasında" kamu maliyesi, özelleştirme ve sosyal politika arasındaki etkileşime nasıl bakılacağı meselesidir. Hükümetimizin, Tekel işçileri özelinde bakıldığında, her zamanki gibi, değişenin farkında olmadığı ve de belirgin bir politika çerçevesine sahip olmadığı dikkati çekmektedir. İsterseniz önce meselenin nasıl göründüğüne bir bakalım sonra da altım çizelim: Gelin bakın Tekel işçileri neden "elbette" haklıdır. Hükümetimiz ise iktidarının sekizinci yılında nasıl hâlâ acemidir. Şimdi mesele nedir? Hükümetimiz içinde bulunduğu kamu maliyesi krizine bir çözüm bulmaya çalışmaktadır. Siz öyle "yok bir problem, vaziyet muhteşem" açıklamalarına bakmayın, 2008 krizi dünyanın her tarafında hükümetleri bir kamu maliyesi batağına sürükledi. Türkiye bu ülkelerin arasında esasen bir "yıldız" gibi parlamaktadır. Hükümetimiz, krizin etkilerini bertaraf etmek için ciddi bir canlandırma programı başlatmadığı, bankalara para aktarmak durumunda kalmadığı halde, yine de ortaya bir kamu maliyesi batağı çıkmıştır. Neden böyle olmuştur? İki nedenle: Birincisi, vergi gelirlerinin kaynağı dolaylı vergiler olduğu için bütçenin gelir tarafı 2009 yılında ağır bir hasar görmüştür. İkincisi, hükümetimizin sonunu düşünmeden başlattığı sağlık ve de belediye reformları gibi adımlar bütçe için birer kara deliğe dönüşmüştür. Bu iki noktadan çıkarılması gereken sonuç ise herhalde açıktır: Türkiye’nin kamu maliyesi felaketinin kaynağı doğrudan küresel kriz değil, bütçe politikalarındaki yapısal bozukluklar ve hatalı politikalardır. Şimdi ne yapılmaya çalışılmaktadır? Şimdi bir panik halinde nasıl kamu maliyesi felaketi düzeltilebilir diye sağa sola saldınlmaktadır. Bankalara kelle vergisi böyleydi, ortadaki öngörülemez vergi ve fıvat artışları da bövledir. Panik, veni hataları. yeni hatalar ise artan paniği getirmektedir. Tekel işçileri hadisesi, hükümetin bilinçli bir politika tercihi değildir. Hükümet bir kamu idaresi reformu çerçevesinde, verimliliğe yönelik adımlar atıyorken Tekel’in tütün işletmelerini gündeme almış değildir. Ortada bütüncül bir politika çerçevesi yoktur. Hadise. "Aman Allahım, bütçe felaket, bir şey yapmalı ama ne yapmalı" arayışının bir sonucudur. Bu, hükümet tarafına bakıldığında çıkartılması gereken ilk sonuçtur ve işçilerin bu işte doğrudan bir günahı yoktur. Gelelim ikinci sonuca: Tekel işçileri kendilerine sunulan seçeneklerle ilgili özgür iradelerini ortaya koyarak 4C kadrosuna aktarılıyor değillerdir. Burada Sayın Başbakan doğruyu söylememektedir. Tekel özelleştirmelerine bakıldığında görünen şudur: 2003 sonunda, yine bu iktidar döneminde. Tekelin içki bölümü özelleştirilmiş ve o vakit işçilere sorulmuştur. İsteyenler tazminatlarını alıp gitmişlerdir, kalanlar ise Tekelin sigara işletmelerine aktarılmışlardır. 2008 yılında Tekelin sigara işletmeleri özelleştirilirken satın alan BAT’ye istediği işçileri alabileceği söylenmiş, kalanlar ise doğrudan Tekel’in tütün işleme tesislerine aktarılmışlardır. O yıl kimse işçilere "ne yapmak istersiniz" diye sormamıştır. Bu arada, hakkını verelim, çalışanların haklarına bir zarar da verilmemiştir. Bu son adım hariç elbette: Şimdi bu işçilere Tekel’in tütün işleme tesislerinin kapatıldığı söylenmektedir. Örgütlü yaklaşık on iki bin işçinin kazanılmış haklarının kaybı, bugün, bu ortamda devreye girmektedir. Bu da akılda tutulması gereken ikinci noktadır. Gelelim üçüncü noktaya: Küresel krizin dünyanın her tarafında yol açtığı sosyal hasar günün temel konusudur. Böyle bir ortamda, sosyal politikaların tasarımında kamunun rolü birinci planda gelmektedir. Bugün artık zaman farklıdır. Piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemesine faydalı olacak kamu politikalarını keşfetme zamanıdır. Diyelim ki. bu hükümet çok bilinçli bir biçimde verimsiz kamu işletmelerini kapatmak istemektedir. Bunun kaynak israfı yarattığını düşünmektedir. Bunu artık dünkü gibi yapmak, "yapıyorum ve oluyor" demek değişenin farkında olmamaktır. Buna artık "özelleştirme" demek de doğru değildir.

 
Referans Gazetesi- Güven SAK
 
DİĞER HABERLER
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]

YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR
YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR

Son vaka, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaşanıyor. Emekli maaşı alabilmek için eşinden boşananların sayısındaki artıştan yola çıkan kurum; boşandığı eşiyle yaşamaya devam eden 2 bin 418 kişi belirledi.

İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?
İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?

Aynı anda veya çalışma sürelerini bölerek farklı işverenlere yönelik çalışma giderek yaygınlaştı. Çoğunlukla ekonomik gerekçelerle olsa da kişilerin farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterme isteği de bunda etkili oluyor.

“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?
“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?

Bir ay önce bugünler… Yerel seçimlere birkaç gün kalmış. Seçim sonrasına ilişkin tahminler havada uçuşuyor. En çok merak edilen de dövizin seçimden sonra nasıl bir seyir izleyeceği…