KENDİNE YETEBİLEN TÜRKİYE KITLIK EKONOMİSİNE GEÇTİ!
Rekor kıran gıda enflasyonu ile meyvenin lüks, etin ulaşılmaz, sebzenin ise tane ile alınır hale geldiği Türkiye’de vatandaş adeta adı konulmamış bir kıtlık yaşıyor
TÜİK’in enflasyon rakamlarıyla, çarşı pazardaki enflasyon arasında uçurum olduğunu belirten CHP’li Bekir Başevirgen, “Halkın sofrası yangın yeri. TÜİK’in makyajlı verileriyle açıklanan enflasyon rakamları mutfaktaki gerçeklikle örtüşmüyor. Bugün artık dar gelirli yurttaş domatesi, biberi, patlıcanı kiloyla değil taneyle alıyor. Taneyle gıda dönemi başladı,” diye konuştu.
Etiketi gören elini çekiyor
Türkiye’nin şu anda gıda enflasyonunda tarihe geçecek bir krizi yaşadığına vurgu yapan Bekir Başevirgen şunları söyledi: “Vatandaş açlık sınırının altında boğuluyor. Sofrasına gıda koyamıyor, beslenemiyor. Sebzenin, meyvenin etiketini görünce elini geri çekiyor. Bir zamanlar dar gelirlinin protein kaynağı olan tavuk ve yumurta artık erişilemez noktaya geldi.”
Fiyata bakmadan alan yok
“Yumurtanın kolisi 150 lirayı, tavuk etinin kilogramı 100 lirayı aştı. Kırmızı et ortalama 800 liraya dayandı. Dar gelirli yurttaşlar artık ihtiyaçlarına değil, fiyatlara bakarak alışveriş yapmak zorunda. Türkiye artık fiilen kıtlık ekonomisine geçti. Et, balık, tavuk sofraya uğramıyor. İktidar ise üç maymunu oynuyor; vatandaşı görmüyor, duymuyor, konuşmuyor.”
Türkiye fiilen kıtlık ekonomisine geçti
Başevirgen: “Meyve lüks, et ulaşılmaz, sebze ise tane ile alınır hale geldi. Halkın sofrası yangın yeri. Et, balık, tavuk sofraya uğramıyor. TÜİK’in makyajlı verileriyle açıklanan enflasyon rakamları mutfaktaki gerçeklikle örtüşmüyor. İktidar ise üç maymunu oynuyor.”
Türkiye gıda enflasyonunda dünya rekoru kırarken, bu rekor da her geçen gün halkın mutfağını küçültüyor. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Türkiye’nin 2025 yılının ortasında gıda enflasyonunda tarihe geçecek bir kriz yaşadığını belirterek, vatandaşların taneyle meyve sebze almaya başladığını söyledi.
Başevirgen, “Semt pazarlarında ortalama fiyatlar şeftali 80 ila 100 lira, vişne 250-300 lira, armut 100 lira, domates 50 lira, salatalık 25 lira, patlıcan 30 lira bandında değişiyor. Bir zamanlar dar gelirlinin protein kaynağı olan tavuk ve yumurta artık erişilemez noktaya geldi; meyve lüks, et ulaşılmaz, sebze ise artık tane ile alınır hale geldi. Türkiye artık fiilen kıtlık ekonomisine geçti. Et, balık, tavuk sofraya uğramıyor. İktidar ise üç maymunu oynuyor; vatandaşı görmüyor, duymuyor, konuşmuyor,” dedi.
Ortalama gıda fiyatlarını da gündeme getiren Başevirgen, konuya ilişkin bir açıklama yaptı. İktidarın aparatı hale gelen TÜİK’in enflasyon rakamlarıyla, çarşı pazardaki enflasyon arasında uçurum olduğunu belirten Başevirgen, “Enflasyon düştü deniliyor ama halkın sofrası yangın yeri. TÜİK’in makyajlı verileriyle açıklanan enflasyon rakamları mutfaktaki gerçeklikle örtüşmüyor. Bugün artık dar gelirli yurttaş domatesi, biberi, patlıcanı kiloyla değil taneyle alıyor. Taneyle gıda dönemi başladı. 2025’in ortasında Türkiye, gıda enflasyonunda tarihe geçecek bir krizi yaşıyor. Vatandaş açlık sınırının altında boğuluyor, sofrasına gıda koyamıyor, beslenemiyor,” dedi.
Pazar fiyatlarına dikkat çeken Başevirgen, “Bir zamanlar dar gelirlinin protein kaynağı olan tavuk ve yumurta artık erişilemez noktaya geldi. Yumurtanın kolisi 150 lirayı, tavuk etinin kilogramı 100 lirayı aştı. Kırmızı et ortalama 800 liraya dayandı. Dar gelirli kırmızı eti artık rüyasında bile göremiyor,” diye konuştu.
İktidarın açlık sınırı altında boğulan vatandaşları umursamadığını kaydeden Başevirgen, “Dar gelirli yurttaşlar artık ihtiyaçlarına değil, fiyatlara bakarak alışveriş yapmak zorunda. Çünkü meyve lüks, et ulaşılmaz, sebze ise artık tane ile alınır hale geldi. Türkiye artık fiilen kıtlık ekonomisine geçti. Et, balık, tavuk sofraya uğramıyor. İktidar ise üç maymunu oynuyor; vatandaşı görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. İktidarın gündeminde sadece ballı ihaleler, yandaş müteahhitler var,” ifadelerini kullandı.




















































































