Uzun yıllardır fon tartışmaları ile bir gündeme getirilip, bir çekilen kıdem tazminatı şimdi Ali Cengiz oyunuyla kaldırılmak isteniyor. Üstelik sadece kıdem tazminatı değil bu sefer emeklilik hakkı, iş güvencesi de hedefte.
AKP hükümeti işverenlerle birlikte çalışma barışının altına dinamit yerleştiriyor.
Uzun yıllardır fon tartışmaları ile bir gündeme getirilip, bir çekilen kıdem tazminatı şimdi Ali Cengiz oyunuyla kaldırılmak isteniyor. Üstelik sadece kıdem tazminatı değil bu sefer emeklilik hakkı, iş güvencesi de hedefte.
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, istihdam üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılması gerekçesiyle hem kazanılmış haklarımızı hem geleceğimizi yok etmeyi amaçlıyor. İstihdam üzerindeki olumsuz etki işçinin kıdemi yada emeklilik primi değildir. Kayıt dışı istihdam ve işçilik giderleri üzerindeki ağır vergilere dokunmadan işçinin ekmeğini küçülterek, güvencesini yok ederek yapılacak bir düzenleme engeli kaldırmadığı gibi çalışma barışını ve tüm dengeleri alt üst edecektir. Çalışma hayatının sacayaklarından en önemlisidir işçi sınıfı. Çünkü sadece tezgah başında üretmez, aynı zamanda üretileni tüketir de. Yani işçi sınıfı, kendindeki güç gereği iki tarafı keskin bıçaktır. Bu sacayağı kırılırsa bütün denge bozulur.
Korona salgını ve ekonomik krizi fırsat bilip işçi haklarını tırpanlamaya çalışan iktidar, işverenlerin çıkarları ile ayakta kalacağı rüyasını görmektedir. Bizim elimizden kıdem tazminatımız, emeklilik hakkımız ve iş güvencemiz alınırken bizden kesilen primlerle oluşturulan işsizlik fonu, sermayeye hele hele de kayıtdışı işçi çalıştıran, devleti dolandıran işverenlere kaynak olarak aktarılamaz.
25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin belirli süreli sözleşme adı altında çalıştırılması devlet eliyle anayasanın açıkça ihlalidir. Bu düzenleme iş güvencesini ortadan kaldırdığı gibi sendikal örgütlenmenin önüne de yeni engeller koymaktadır. Yıllardır kıdem tazminatı fonuna sıcak bakmadıklarını söyleyen işveren örgütleri meğer daha büyük bir saldırıya hazırlanıyorlarmış. İşverenlerin ve hükümetin iştahını kabartan bu düzenlemenin kimseye hayrı olmayacaktır. Biz kıdem tazminatımıza ve iş güvencemize sahip çıkacağımızı bir kere daha ilan ediyoruz! İşçi sınıfını köleleştirmeyi ve yoksullaştırmayı düşünenler bu defa da hayal kırıklığına uğrayacaklardır!
Krizden çıkış işçinin cebinde ve geleceğinde değildir. Çözüm basittir. Topyekûn bir üretim seferberliği başlatmak ve ülkenin kendi kaynaklarını kullanılır hale getirmektir. İşveren ve işçi üzerindeki ağır vergi yükünün hafifletilmesi istihdamı artıracaktır. Çözümün ilk adımı olarak bu düzenleme derhal geri çekilmelidir. Ekmek yoksa, barış da olmayacaktır!