Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
02 Haziran 2020
BÜYÜME ANALİZİ

Türkiye, 2020 ilk çeyrekte yüzde 4,5 büyüme ile rekor kırdı. Bizden sonra ikinci sırada yüzde 2,7 büyüme ile Romanya ve üçüncü sırada yüzde 2,5 büyüme ile Litvanya geliyor.

BÜYÜME ANALİZİ

Türkiye, 2020 ilk çeyrekte yüzde 4,5 büyüme ile rekor kırdı. Bizden sonra ikinci sırada yüzde 2,7 büyüme ile Romanya ve üçüncü sırada yüzde 2,5 büyüme ile Litvanya geliyor. 

Büyüme gelir ve refah artışı açından önemlidir. Ancak aynı zamanda kalkınmanın da bir aracı olursa toplumsal refahın artmasına yardımcı olur. Kalkınmanın aracı olması için gelir dağılımının daha adil olması ve istihdam yaratması gerekiyor.
 
Ekonomide anlaşılması zor işler oluyor… Bunlardan birisi büyüme oranı açıklanmadan yapılan büyüme tahminleridir… Ertesi yıl veya bir çeyrek sonrası için önceden tahmin yapmak doğru ve gereklidir. Ancak TÜİK’ in büyüme oranını açıklamasına üç-beş gün varken böyle bir tahmin yapmanın ne gerekçesi olabilir? Söz gelimi ciddi akademik kuruluşlardan birisi kesinleşen Ocak-Şubat ve Mart ayları verilerini kaynak göstererek ilk çeyrek büyüme oranının yüzde 6,7 olacağını açıkladı. Bir köşe yazarı akademisyen de ilk çeyrek büyüme için yüzde 6 fazlası yüzde 7’ye yakın olacak dedi. Bu yanlışlar ilgili kurum ve kişilere eksi yazıyor. Ancak kafa karışıklığı yarattığı için toplum için de zararlı oluyor.
 
1936 yılında kurulan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi kurucularından rahmeti Prof. Dr. Ömer Sarç’ın istatistiklere güven konusunda fakültede hep söylenen bir sözü vardır; "Yalan … Kuyruklu yalan … İstatistiki yalan…"
 
Aslında istatistikler olmadan da olmuyor. Ancak kullanırken ihtiyatlı olmamız gerekiyor.
 
Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar olduğu yıl 2002 yılı sonundaydı. Ekonomik performansını değerlendirmek için başlangıç yılı olarak 2003 yılını almak gerekir. 2003 yılında 1998 baz yılına göre sabit fiyatlarla GSYH  773,3 milyar lira idi. 2019 yılında 1 757,3 milyar liraya yükseldi. Bu durumda 17 yılda yıllık ortalama büyüme oranı 4,93 oldu. 
 
GSYH hesabında, 2007 yılında TÜİK tarafından 10 yıl geriye gidilerek düzeltme adıyla bir gecede yapılan yüzde 31 oranındaki artış, büyüme hesabının zafiyetini oluşturuyor. Buna rağmen Resmi veri olduğu için bu veriyi esas almak zorundayız. 
 
Türkiye’nin nüfus artış oranı yüzde 1,5 ile yüzde 1,3 oranı arasında değişiyor. Yüzde 1,4 nüfus artışına göre hesaplarsak bu 17 yılda  ortalama fert başına yıllık GSYH’de büyüme yüzde 3,48 oldu. Gelir artışı göstergesi fert başına büyümedir.
 
Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde yaşanan  büyüme oranını değerlendirmek için Türkiye’nin fert başına ortalama gelirini eski yıllarla  değil, dünyanın fert başına geliri yakın olan ülkeler ortalaması ile karşılaştırmak gerekir. İki nedenle;
 
İlki; Her ülkede GSYH az veya çok artar ve önceki yıllara göre daha yüksektir. Baz yılında GSYH daha düşük olunca büyüme oranı da daha yüksek olur. Çok basit bir matematiksel gerçektir. Söz gelimi  GSYH büyüklüğü 100’den 110’a çıkarsa, büyüme oranı yüzde 10 demektir. Yaratılan katma değer 10’dur. Buna karşılık 1000’den 1050’ye çıkarsa  büyüme yüzde 5, fakat yaratılan katma değer 50 olur.
 
Son 20 yılda gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme oranı Türkiye’den daha yüksek, yüzde 5,5 dolayında oldu. GSYH büyüklüğü olarak Türkiye, Dünyada 17. sırada iken son yıllarda 19. sıraya geriledi. Bu gerilemede kur artışı etkili oldu. Ancak dolar kurundaki artışta satın alma gücünü düşürüyor.
 
İkincisi ; Dünya ekonomik konjonktürü dönemler olarak farklıdır. Söz gelimi dış talebin düşük olduğu ve  sermaye hareketlerinin sınırlı kaldığı dönemlerle tersine daha yüksek olduğu dönemleri karşılaştırırsak mevcut ekonomik performansı ölçemeyiz.
 
Türkiye de fert başına büyüme yaklaşık yüzde 5 olmalıdır. Bunun bir nedeni dış borçların çevrilmesi  için önce içerde gelir yaratmak gerekir. Bir diğer nedeni de refah göstergesi olarak çağdaş ihtiyaçlar artıyor. Buna yetişmek için kişilerin satın alma gücünün artması gerekir.
 
Adalet ve Kalkınma Partisi, hem siyasi hem de ekonomik açıdan çok şanslı bir konjonktürde iktidar oldu. Koalisyonlar dönemi dediğimiz adeta siyasi karmaşadan sonra ve Dünyada sermaye hareketlerinin yoğun olduğu, kaynakların bol olduğu, küreselleşmenin yükseldiği bir dönemde iktidar oldu. Avrupa Birliği ilişkileri 2004 yılında zirve yaptı. Yerli ve yabancı sermaye destek verdi.
 
Bu konjonktürde eğer mevcut kaynaklar daha etkin değerlendirilseydi, söz gelimi bütçeden verilen desteklerin bir kısmı ile yatırım yapılsaydı ve istihdam yaratılsaydı, inşaat sektörüne talebe orantılı kaynak ayrılsaydı, kalan kaynaklar üretimi artıracak yatırımlara yönlendirilseydi, altyapı yatırımlarını devletin kendisi borçlanarak yapsaydı hem büyüme oranı daha yüksek olurdu hem de sürdürülebilir olurdu.
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]