Edinilen bilgiye göre, uzun yıllar yapı market sektörünün önemli kuruluşlarından biri olan Alman sermayeli Bauhaus’ta sorun yaşamadan yıllarca çalışan işçiler sendikal faaliyetin işveren tarafından öğrenilmesinden sonra çeşitli baskılara maruz kaldı. İşveren Türk-İş’e bağlı Türkiye Kooperatif, Ticaret, EĞİTİM ve Büro İşçileri Sendikası (Koopİş) üyesi işçilere sendikadan istifa etmesi için baskı yaptı. Bu baskılar neticesinde bazı işçiler sendikadan istifa etti, etmeyenler ise işten çıkarıldı. Bu doğrultuda Bauhaus’un İstanbul’daki mağazalarından çıkarılan işçi sayısının 43’e ulaştığı öğrenildi. İşçilerin açtığı işe iade ve sendikal tazminat davaları ise lehte sonuçlanmaya başladı. 

 

İşten çıkarılan Ahmet B. tarafından açılan ve İstanbul 16. İş Mahkemesi nde görülen davada verilen karar Bauhaus’ta yaşananları gözler önüne serdi. 

 

 

Mahkeme, çalışanın iş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli sebeplerle feshedilmediğine, fesih sebeplerinin somut, açık ve kesin olarak belirtilmediğine, yapılan feshin şeklî anlamda geçersiz olduğuna vurgu yaptı. Davacı işçi ve 4 arkadaşının işyerinde sendikalaşma faaliyetinde öncü durumda olduklarını saptayan mahkeme, işverenin sendikalaşmayı önlemek amacıyla işçilere sendikadan istifa konusunda baskı yaptığını, bu baskılar neticesinde bazı işçilerin sendikadan istifa ettiğini, etmeyenlerin işten çıkarıldığını belirtti. İşçinin iş sözleşmesinin sendika üyesi olması nedeniyle feshedildiği sonuç ve kanaatine vardığını açıklayan mahkeme, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verdi. Mahkeme aynca işçiye 1 yıllık brüt ücreti tutarında sendikal tazminat ödenmesine hükmetti.