Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından düzenlenen "Özel İstihdam Büroları ve Zorunlu Bireysel Emeklilik (BES)" konulu konferansta Türkiye’de tepkilere rağmen hükümetin uygulamaya koyduğu kiralık işçilik ve zorunlu BES’in etkileri ele alındı. Ankara’da bulunan TBB Genel Merkezi’nde yapılan konferansın açılış konuşmasını TBB Emek Komisyonu Koordinatörü Kürşat Karacabey yaptı. Kârın kapitalizmin kutsalı olduğunu belirten Karacabey, emek taşeronluğu, kiralık işçilik, zorunlu BES gibi uygulamaların devletin sosyal devlet anlayışına küsmesinin, küçülme arzusunun bir yansıması olduğunu kaydetti.
‘HAK KAYIPLARI KAPIDA’
Açılış konuşmasının ardından TBB Emek Komisyonu Başkanı Av. Ali Çetin Aygün başkanlığındaki konferans başladı. İlk konuşmacı Sendika Uzmanı Onur Bakır, Türkiye’de kiralık işçilik ve özel istihdam büroları üzerine sunum yaptı. Kiralık işçilik ile işçi sağlığı ve güvenliği konusunda zaten işlemeyen yasal mevzuatın felç edildiğini vurgulayan Bakır, "Sendikaların bu düzenlemeye karşı etkili bir direniş sergilediğini söylemek ne yazık ki olanaklı değil. Önümüzdeki dönemde bu düzenlemeyi kıdem tazminatının fona devriyle gasp edilmesi, işçilerin haklarını dava yoluyla almasının arabuluculuk yöntemiyle engellenmesi, ulusal istihdam stratejisi çerçevesinde esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması söz konusu. Dolayısıyla emekçilerin tüm kazanılmış haklarının yok edileceği bir süreçle karşı karşryayız. Emekten yana olan tüm güçlerin ortak mücadelesine ihtiyaç olduğu kanaatini taşıyorum" dedi.
AB’de kiralık işçilik ve özel istihdam bürolarının işleyişini anlatan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu, mevzuattaki kısıtlamaların kaldırılması için çok uluslu şirketlerin lobi faaliyeti yürüteceğine dikkat çekerek, "Avrupa’nın pek çok ülkesinde olduğu gibi ve belki Amerika’da olduğu gibi daimi geçiciler gibi bir sisteme doğru dönüştürmek isteyecekler. Avrupa ülkelerinin kiralık işçilik tarihine baktığımız zaman önümüzdeki neoliberal uygulamaların giderek daha fazla olacağı ve kiralık işçilikle ilgili, kısıtlamaların giderek ortadan kaldırılacağı bir döneme girebiliriz" uyarısında bulundu.
VARLIK FONUNA KAYNAK: BES
Doç Dr. Aziz Çelik ise, bireysel sigorta ve özel emeklilik şirketlerindeki fonların Varlık Fonu çerçevesinde değerlendirileceğine ilişkin ifadenin kanun gerekçesinde yer aldığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Yine kanunda Varlık Fonu’nun yurt içi ve yurt dışı sermaye ve para piyasalarından ilgili mevzuat kapsamında yer alan izin ve onay şartı aranmaksızın her türlü yöntemlerle sağlanan finansman ve kaynaklardan oluşacağını söylüyor. Dolayısıyla BES’in kamu denetimi dışında kamu varlıklarının bir çırpıda özelleştirilerek keyfi bir kullanımı anlamına gelen Varlık Fonu’na yeni kaynak sağlanmasından ibaret olduğunu düşünüyorum."
Zorunlu Bes’i Şili’deki uygulamayla açıklayan ODTÜ Öğretim Görevlisi Yıldırım Koç ise şunları söyledi: "Bu konu gündeme geldiğinde Şili’de ilk 1980 yılında başlayan daha sonra 12 Latin Amerika ülkesine yaygınlaştıran, açıkçası kapitalizmin altın çağının sona erdiği koşullarda sosyal güvenlik sisteminde köklü bir değişiklik anlamına gelebilecek bir adım olma olasılığı aklıma geliyordu ilk başta. Fakat baktığımızda bu konuda 1997’de Pinera girişiminin bu doğrultuda bir yola sokulamadığını, kafalannda bu olsa bile mevcut sosyal güvenlik sisteminin tümünü ortadan kaldırıp onun yerine bireysel hesaba dayalı zorunlu bir emeklilik hesabı sistemine geçmeye siyasi olarak güçleri yetmedi. Şili’de bu ancak Pinochet diktatörlüğü altında yapılabilmişti. Tasarruf açısından baktığımızda hükümet ciddi kamu açığı sıkıntısı yaşıyor. Kaynak bulmaya çalışıyorlar. Ama burada biriken kaynaklar karşı karşıya bulundukları sorunu çözmek açısından ciddi miktarlar değil. Belki de bunun için zaten yayınladıkları yönetmelikte cayma hakkını genişlettiler ve ödemeye ara verme imkanı sağladılar. Yani özetle galiba bu kendi açılarından çok akıllı bir adım değildi ve başarısızlığa mahkum. Daha önce zorunlu tasarrufta yaşanan sıkıntıların belki aynısı yaşanmayacak ama istedikleri amaca ulaşabilecekleri kanısında değilim."