Göçmenlerin mücadelesi çaiişma hayatında da 1-0 geride başlıyor Ucuz işgücü olarak görülen göçmenler ölüm pahasına çalıştırılıyor. A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Metin Acar hükümetin konuyu geçici sorun olarak görmesi nedeniyle çözüm üretilmediğini belirtti.
ÜLKEMİZE sığınan göçmenler hayatlarını yalnızca Ege sularında kaybetmiyor. Ülkelerindeki içsavaştan kaçarak Türkiye’de hayatlarını devam ettirmeye çalışan göçmenler güvencesiz ve iş güvenliği olmayan çalışma şartlarıyla yaşamaya çalışırken iş cinayetlerine de kurban gidiyor. Kayıtdışı çalıştırmanın yaygın olmasıyla da göçmen işçi ölümlerinin sayısını tespit etmek zorlaşıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSTG) iş cinayeîleriyle hayatını kaybeden göçmenlere ilişkin hazırladığı raporuna göre 2016 yılının ilk dokuz ayında en az 76 göçmen işçi yaşamını yitirdi.
Türkiye’ye göç ederek çalışma hayatına katılan işçiler hukuki olarak, mülteci, şartlı mülteci, göçmen, düzensiz göçmen gibi farklı statülerde tanımlanıyor. İSİG, raporunda, göçmen işçilerin sadece bir kısmının satatüsüne ulaşabildiğine, göçmen işçi ölümlerini tespit etmekte bile zorlanıldığma dikkat çekiliyor.
10 LİRA YEVMİYE
Bu koşullarda ulaşılabilen göçmen işçi ölümlerinin en çok inşaat, tanm, taşımacılık, metal, gemi, belediye gibi işkollannda yaşanıyor. İnşaatta 25, tarlada 10 liralık yevmiyeye çalışmak zorunda kalan göçmen işçiler yetersiz beslenme, barınma gibi soranlarla karşı karşıya kalıyor. Göçmen işçi ölümlerinin nedenlerine göre dağılımında ise; inşaatlarda yüksekten düşme, uygun olmayan taşıma araçlarında yollara savrulma, yoğun çalışma ve yaşam koşullan nedeniyle kalp krizleri gibi nedenler öne çıkıyor. Raporda, işyerlerinde kayıtsız çalışan göçmen işçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybedince, ‘yakınını görmeye geldi ve tesadüfen düştü’ denerek veya cenazelerinin sokağa bırakılmasıyla örtbas edildiğine dikkat çekiliyor.
Konuya ilişkin Aydınlık a konuşan A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Metin Acar, "Genel olarak ucuz işçilik veya yetersiz ücretle işçi çalıştırmanın kökeninde insanın önemsenmemesi yatmaktadır ki burada, insan bir meta olarak görülmektedir. Dolayısıyla göçmen işçiler tamamen bu kategoride değerlendirilmektedir. Nitekim ülkemizde bir bakanımız, göçmenlerin artışıyla birlikte Türk vatandaşının çalışmak istemediği işlerde göçmen işçilerin çalıştırılabileceğini ifade ederek, bu yönde yasal olarak düzenlemeler yapılacağım ifade etmişti. Çalışma koşullarının zaten yetersiz olduğu ülkemizde ve ayrıca denetim yapılmayan en riskli küçük işletmelerde göçmen işçiler çalışmak zorunda bırakılmışlardı" ifadelerini kullandı.
AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI
Göçmen işçilerin iş kazalarına çok fazla manız kalmalarına yönelik de bilgi veren Acar, bunun başlıca sebeplerine madde madde açıklık getirdi:
* Göçmen işçiler büyük oranda nitelik gerektirmeyen kol gücü ile çalışılan tehlikeli işyerlerinde istihdam edilmektedirler.
* Göçmen işçiler yeterli Türkçe bilmedikleri için iletişim ve eğitimde problemler yaşamaktadırlar. Hükümet konimi geçici bir sorun olarak algılamakta ve çözümler de bu boyutta geliştirilmektedir. Yasal gereklilikler ve denetim yeterli oranda yapılmamaktadır ve bu insanlar adeta gayrı sıhhi koşullarda çalıştırılmaya mahkum edilmişlerdir.
* Göçmen işçiler işyerlerine götürülmeleri uygun koşulların sağlandığı servis araçları ile yapılmamaktadır. Dolayısıyla iş kazalarının en çok yaşandığı yerler trafik olmaktadır.
* Göçmen işçiler, yasal olarak belirlenmiş haftalık 45 saat çalışma süresinin çok üzerinde çalıştırılmaktadırlar, bu da iş kazalannı tetiklemektedir.
* Göçmen işçilerin çalışma koşullarını şikayet edebilecekleri bir makam yoktur. Konu Allah’a emanet edilmiştir.
* Vatanlarını terk etmek zonında kalmanın verdiği psikososyal problemleri ve gelecek kaygısı bu insanlann psikolojik sorunlarını üst düzeye çıkartmışta’ ve büyük olasılıkla uyuşturucu kullanımı yoğundur. Devlet bu insanlara psikolojik destek sunmalıdır.