Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
08 Aralık 2014
ZENGİNİZ AMA HABERİMİZ YOK, İSPATLAYAMIYORUZ DA

Bir toplumda kişi başına düşen milli gelir arttıkça, bireyler zenginleşmeye başlar, zenginleştikçe mal sahipliği artar, arttıkça da sahip olunan mallan koruma ihtiyacı doğar. Şimdi, ´buda nereden çıktı?´ diyeceksiniz.

ZENGİNİZ AMA HABERİMİZ YOK, İSPATLAYAMIYORUZ DA

Bir toplumda kişi başına düşen milli gelir arttıkça, bireyler zenginleşmeye başlar, zenginleştikçe mal sahipliği artar, arttıkça da sahip olunan mallan koruma ihtiyacı doğar. Şimdi, ‘buda nereden çıktı?’ diyeceksiniz.
Geçenlerde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir ilginç açıklamalar yaptı. Özetleyecek olursam, milli geliri yeniden hesaplayacaklarını, 10 bin dolar civarındaki kişi başı milli gelirin, 11-12 bin dolara çıkacağını belirterek, "Bu durumu, ‘bir gecede zenginleştik’ diye değil, ‘meğerse zenginmişiz’ diye yorumlamak doğru olur.
Madem zenginiz, ispatlayın dense yapamıyorum. Eldeki veri kaynaklanınız yetersiz" dedi. Demek ki, neymiş; zenginmişiz ama haberimiz yokmuş ve zengin olduğumuzu da ispat edemiyor muşuz. Çünkü ispat edecek verimiz yokmuş. Açıkçası Birol Aydemir’in, ‘elde yeterli veri yok’ söylemine biraz takıldım.
Neden mi? 
Anlatayım.
Hatta yazının girişindeki cümleyi açarak, anlatayım.
Bir toplumda kişi başına düşen gelir arttıkça kişiler zenginleşir; zenginleştikçe, mal sahipliği artar, arttıkça da sahip olunan malları koruma bilinci oluşur ve sigorta yaptırılır. Yani, konu toplumun zenginliği ise, kişi başına düşen gelir kadar kişi başına düşen sigorta primi de önemli kriterdir. Bu bir tespit ya da varsayım değil; hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde durum budur.

Örnekleyeyim:
BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR
İsviçre’de kişi başına düşen milli gelir 44 bin dolardır, kişi başına düşen sigorta primi 8 bin dolara yakındır. Hollanda’da kişi başı milli gelir 41 bin dolardır, kişi başı sigorta primi 6 bin doların üzerindedir. Tayvan’da kişi başı gelir 38 bin doların üzerindedir, sigorta primi 4 bin dolardır. İrlanda’da milli gelir 40 bin dolardır, sigorta primi 4 bin dolardır. Almanya’da kişi başına milli gelir 38 bin dolar, kişi başı sigorta primi 3 bin dolardır. Avusturya’da kişi başı gelir 42 bin dolar, kişi başına düşen sigorta primi ise 3 bin dolardır. Peki, bizde durum ne? Kişi başına düşen gelir 10 bin dolar, kişi başına düşen sigorta primi ise sadece 146 dolar. Yani, bizde kişiler, gelirlerinin yüzde 2’sini bile sigortaya harcamıyorlar. O zaman; kişiler ya zenginleşmelerine rağmen mal sahibi olmuyorlar, ya mal sahibi oluyorlar ama koruma ihtiyacı duymayıp sigortalamıyorlar, ya da söylendiği gibi ortada bir zenginlik durumu yok. Hadi buyurun bakalım, çıkın işin içinden.

TÜİK’İN ZENGİNLİK KRİTERİ
Dahası var. Yine genel teamül; artan gelire paralel kişiler, mal sahipliğinde belli doyuma ulaştıktan sonra, gelirlerinin belli kısmını tasarrufa ayırırlar ki, gelecekte de refah seviyelerini korusunlar, bu konuda neredeyiz? Yüzde 12 ile gelişmekte olan ülkeler arasında tasarruf oranı en düşük ülkeyiz ki, bu oran, geçmiş yıllarda yüzde 14’lere yakındı. Yani, kişiler, bugün geçmişe oranla daha az tasarruf ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise oran ortalama yüzde 34’e yakın. Diyeceğim o ki, zenginleştik ya da zenginleşiyoruz demekle bu işler olmuyor; kağıt üzerinde rakamlarla oynayarak ya da yeniden hesaplamalar yaparak hiç olmuyor. Olsa da gerçekle örtüşmüyor. Hazır yeri gelmişken Birol Aydemire naçizane tavsiyem, TÜİK olarak sigorta konusunda da kapsamlı bir araştırma yapıp, bunu da kamuoyu ile paylaşmasıdır.

DİĞER HABERLER
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]

YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR
YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR

Son vaka, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaşanıyor. Emekli maaşı alabilmek için eşinden boşananların sayısındaki artıştan yola çıkan kurum; boşandığı eşiyle yaşamaya devam eden 2 bin 418 kişi belirledi.

İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?
İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?

Aynı anda veya çalışma sürelerini bölerek farklı işverenlere yönelik çalışma giderek yaygınlaştı. Çoğunlukla ekonomik gerekçelerle olsa da kişilerin farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterme isteği de bunda etkili oluyor.

“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?
“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?

Bir ay önce bugünler… Yerel seçimlere birkaç gün kalmış. Seçim sonrasına ilişkin tahminler havada uçuşuyor. En çok merak edilen de dövizin seçimden sonra nasıl bir seyir izleyeceği…