Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
30 Eylül 2014
BÖYLE OLMAMALIYDI!

Olduğu gibi görünmekten kaçınmak, sebebi ne olur ise olsun temel bir kırılganlık sebebidir. Bu yola girenler belki kısa vadeli ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılayabilir veya nefsini tatmin edebilir; fakat geleceğindeki ipoteğin büyümesini ve sorunların ağırlaşmasını önleyemez, giderek kırılganlaşır ve de yalnızlaşır.

BÖYLE OLMAMALIYDI!

Olduğu gibi görünmekten kaçınmak, sebebi ne olur ise olsun temel bir kırılganlık sebebidir. Bu yola girenler belki kısa vadeli ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılayabilir veya nefsini tatmin edebilir; fakat geleceğindeki ipoteğin büyümesini ve sorunların ağırlaşmasını önleyemez, giderek kırılganlaşır ve de yalnızlaşır. Türkiye ekonomisinin son on yılına baktığımızda benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz: makrœkonomik görünümü olduğundan çok daha iyi göstermek için çaba harcanıyor; iktidar mensupları ve yabancı sermaye hesapsızca nemalanırken, üretim ve geniş kesimlerin durumundaki kötüye gidiş tümüyle görmezden geliniyor.

 
REKABET GÜCÜ ÇÖKTÜ
 
Koşulların değişmesi ile birlikte aldatanlar ve onlarla suç ortaklığı yapanlar ile aldatılanlara ilişkin gerçekler açığa çıkmaya başladığında gelişmeleri kontrol altında tutmak mümkün olamıyor. Bu sürecin bütünü, telafi edilemeyecek boyutta bir kaynak israfıdır, ibretlik bir felakete koşuştur.
 
Güncelliğini kaybetmiş olan enflasyon hesabındaki yapısal değişim, daha 2005 yılında üstü örtülen gerçek niyeti haykırmaya başlamıştı. Üreticiler, ücret geliri elde edenler ve durumu bu kesimlerdeki gidişata bağımlı olanlar aleyhine bir yaklaşım devreye sokuldu: ülkemiz gerçeklerini kesinlikle temsil etmeyen bir enflasyon sepeti ile söz konusu rakam ısrarla olduğundan düşük gösterildi. Türk lirası değerlendikçe enflasyon seri bir şekilde düştü, yerli üreticilerin rekabet gücü çöktü; sanayi zora girdikçe emek maliyeti bu hesap sayesinde geriletildi, faaliyet gelirleri istikrarlı bir şekilde gerilerken düşen faizler borçların hesapsızca artmasına katkı yaptı.
 
EN BÜYÜK KRİZ
 
Ülkemizin genelinde faaliyet gelirleri erir iken ekonomi büyüyormuş gibi gösterildi; bu durum menkul veya gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerini balonlaştırdı ve cari açığı patlattı. Tüketiciler ve üreticiler bilinçli bir şekilde tutarsızlığa teşvik edilerek borç batağına sokuldu. İşsizlik rakamı ise hizmet sektörü ve kamu kesimindeki istihdamın da katkısı ile olduğundan düşük gösterildi. Tüm bu tablo mali sektör ve siyasi iradeyi olduğundan güçlü gösterdi, gelir yaratma peşinde koşan finansal sermayeyi fazlası ile ödüllendirdi. Tarımı tam anlamı ile çökertti, sınai üretim cephesinde rekabet gücünü azaltarak kırılganlaştırdı; bunlar tüketicilerin korunuyor olması adına yapılmadı. Herkes iki anahtar için heveslendirildi, nefsinin peşinde koşmaya teşvik edilerek borçlandırıldı; böyle yaparak kimlere hizmet ettiklerini şimdilik anlamamış olabilirler, fakat geçekler açığa çıkacak ve böyle devam edemeyecek. Arap Baharı sonrasında finansal sermaye uyanmaya başladı ve suç ortaklığından ayrılmaya, canını kurtarmaya çalışıyor; bu durum aldatan veya aldatılan herkesi derinden etkileyecek. Aldatanlar bir birine girerken, aldatılanlar kötü baş ağrıları ile gaflet uykusundan uyanmak zorunda kalacak. Gerçek niyetler ortalığa dökülecek, olduğundan farklı görünmek mümkün olamayacak ve buna Cumhuriyet tarihin en büyük krizi denecek. Her şey değişecek, hiç bir şey eskisi gibi olamayacak.
 
Cari açığımız mecburen küçülecek, ekonomi daralacak; enflasyon ve işsizlik artacak. Eşanlı olarak gerek mali sektörün gerekse kamu kesiminin göründüğü veya gösterildiği gibi olmadığı net bir şekilde anlaşılacak. Siyasi irade bünyesindeki yaklaşık iki yıldır devam eden gaz-fren tartışmaları bu korkunun iyice yoğunlaştığı anlamına geliyor.
 
KUR NİYE YÜKSELİYOR?
 
Artık boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor; ağırlaşmış sorunlar nedeniyle artmakta olan ihtiyaçları karşılamak ve gelişmeleri kontrol altında tutmak mümkün olamıyor. Korkular gideni geri getirmiyor, geçmişin yanlışlarını düzeltmiyor. Döviz kuru niye yükseliyor sorusuna yanıt arayanlar, bu durumu olduğundan farklı görünme merakı ile aklı kötüye kullanmanın geç gelen yıkıcı sonuçlarından biri olarak görmeli ve bunun daha başlangıç olduğunu hiç aklından çıkartmamalı!
 
Evet, tarih kendini tekrarlayacak: Olduğundan farklı görünmeye abone olup kendilerine güvenenleri sebebi ne olur ise olsun aldatanlar, eninde sonunda kırılganlaşacak ve yalnızlaşacak. İnsanlarının duygusallığını suiistimal edenler, ne ektiler ise onu biçecekler. Türkiye için, kendi insanlarının dayanışması ve kararlı desteği dışında bir çözüm aramak gaflettir; sonu felakettir. Bu gerçeği bir kez daha yaşayarak öğrenmek zorunda kalmamalıydık.
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]