Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
23 Ağustos 2014
KENDİNİ UNUTMAYA DEMANS, KENDİNİ UNUTANA BUNAK DERLER

Yağmur yağar, sel gelir; işçi servisi sele kapılır, işçiler ölür, koskoca ana caddenin sel yatağına nasıl döndüğü de yıkılan ocaklarda unutulur. Yol yapılır, kanal açılır; bu işlerin sahibi kamu hizmeti veren belediyeler, üniversitelerdir; işçiler, çok küçük önlemler alınmadığı için ölür, unutulur.

KENDİNİ UNUTMAYA DEMANS, KENDİNİ UNUTANA BUNAK DERLER
Yağmur yağar, sel gelir; işçi servisi sele kapılır, işçiler ölür, koskoca ana caddenin sel yatağına nasıl döndüğü de yıkılan ocaklarda unutulur. Yol yapılır, kanal açılır; bu işlerin sahibi kamu hizmeti veren belediyeler, üniversitelerdir; işçiler, çok küçük önlemler alınmadığı için ölür, unutulur. 
Yüz elli yıldır, insanı delirtecek kadar temel, basit, önlemler alınmadığı için madenlerde göçükler, grizu patlamaları, yangınlar olur; işçiler ölür, unutulur. Selle taşan hastane kanalizasyonu zorla temizlettirildiği için hastalanıp bir yıl sonra ölen taşeron işçisi Zafer Açıkgözoğlu da bu gerçeği bildiği için, acı ve trajik ölümünün bir yıl içerisinde unutulacağını ölmeden önce söylemek zorunda hisseder. "Hafızayı beşer nisyan ile maluldür." 
Bugünkü Türkçe ile söylersek insan hafızası unutma özelliği ile sakatlanmıştır. Yaşamak için öğrenmeye gereksinim duyduğumuz kadar yaşamak için unutmaya da gereksinim duyarız. Bu nedenle insan hafızası, unutkanlık hastasıdır denilmiştir. Sevinçleri unuturuz ki, sevinilecek başka olaylar olduğunda yeniden sevinebilelim, üzüntüleri unuturuz ki, üzülecek başka olaylar olduğunda yeniden üzülebilelim. Yaşadıklarımızdan ders çıkarırız, bu derslerle yaşama müdahale edebilen bir canlıyız. Bu nedenle yaşadıklarımızı kayıt altına alırız.
 Başkalarına duyurup, benzer durumlarda onların da aynı sorunları yaşamasını engellemek isteriz. Bunları biriktiririz, yazarız, nesilden nesile aktarırız. Buna da "toplumsal hafıza" denilir. insanın acısını, sevincini kısaca unutması gerekenleri, unutma sürecini yaşadıktan sonra unutması normaldir de, hiç unutmaması gerekenleri unutması bir hastalık halidir. Adına demans-bunama denilir. Zordur. Yakınları nedeniyle çekenler bilir. Bilgili, iktidar sahibi, güçlü insan gider; adını, en yakınını tanıyamayan, güçsüz, zavallı, çaresiz bir insan ortaya çıkar. Kahredici bir durumdur. 
Hemcinsimiz üzerinde iktidar ilişkisi kurup, bu iktidar ilişkisini toplumsal düzen haline getiren bir canlıyız. Bu iktidar ilişkisinde iktidarda olanlar, bilirler ki, "Yalan, kurdu kuzu yapar". Bu nedenle yalanlar üretir, bu yalanlarla insanın insan üzerinde iktidar kurmasını doğal bir insani ilişki olarak sunarlar. Üretim süreci, insanın insan üzerinde kurduğu iktidarın en fazla görünür olduğu alandır. Üreten sınıflar da yönetilenler de devasa güçlerine karşın demans (bunama) hastalığına yakalanmış, bir zamanın güç sahibi ama şimdiki hasta haline getirilmiştir. 
Toplumsal hafızada üretim sürecindeki iktidar ilişkisine (ağa-maraba, patron-işçi) üretimi gerçekleştirenlerin itiraz ettiği Paris Komünü, Şeyh Bedrettin isyanı gibi pratikler iktidar sahipleri tarafından silikleştirilir, olanaklı ise silinir. insanoğlu gariptir. Kendisine yapılan haksızlıklara her zaman hemen yanıt vermese de onu içinde yaşatır. 
Öfkesini her gün bebek gibi büyütür. Unutulmayan öfkeye kin derler. Bazı kin duyguları kuşaktan kuşağa aktarılarak devam ettirilir. Aşiret düzeninde bunun adı kan davasıdır. Kan davası, "kolektif kin"in dışavurumudur. irlanda klanlarının birbirini boğazlamasını filmlerden izleriz. Sanayi devrimi sonrasında "kolektif kin’ln adına "sınıf kini" denilmiştir. Ezilen sınıflara yaşatılan bunamademans hastalığını, sınıf kini tedavi eder olmuştur. 
Toplumsal hafızada birken bu kin, makine kırıcılığından başlayıp, sisteme itiraz eden aşamaya doğru geliştikçe "sınıf bilinci"ne evrimleşir. Sınıf bilincine sahip, üreten kitlelerin tarih sahnesine çıkmaları ise üretenlerin artık yaşamı yorumlamanın ötesine geçip dünyaya çeki düzen verecekleri aşamaya geldikleri anlamına gelir.

 O güne kadar sabırla, inatla, unutturulanları anımsatmak, tarihe not düşmek, anlık sonuçlara değil süreçlere göre tutum almak, geleceğin, bugünün vicdan sahibi insanlarına yüklediği bir görevdir. 

DİĞER HABERLER
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]

YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR
YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR

Son vaka, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaşanıyor. Emekli maaşı alabilmek için eşinden boşananların sayısındaki artıştan yola çıkan kurum; boşandığı eşiyle yaşamaya devam eden 2 bin 418 kişi belirledi.

İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?
İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?

Aynı anda veya çalışma sürelerini bölerek farklı işverenlere yönelik çalışma giderek yaygınlaştı. Çoğunlukla ekonomik gerekçelerle olsa da kişilerin farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterme isteği de bunda etkili oluyor.

“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?
“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?

Bir ay önce bugünler… Yerel seçimlere birkaç gün kalmış. Seçim sonrasına ilişkin tahminler havada uçuşuyor. En çok merak edilen de dövizin seçimden sonra nasıl bir seyir izleyeceği…