Sendikalaştığı için eşiyle birlikte işten atılan Adem Ocak, işten atılma sürecini şöyle anlattı: “İnsan kaynakları bizi çağırdı. Neden bu yola başvurdunuz. Neden derdinizi bize anlatmadınız. İstifa edin. e-şifrelerinizi getirin istifa ettirelim. Etmezseniz işinize son vereceğiz dediler.”

 

TEK DOĞRU SÖYLEDİĞİ 5 ARKADAŞIMIZLA GÖRÜŞMEK

 

Muharrem Yılmaz’ın, “Hiç kimse sendikaya üye olduğu için işten atılmadı” sözlerine tepki gösteren Ocak, şöyle devam etti: “Programda 5 arkadaşlarımızla görüştüğünü söyledi. Tek doğru söylediği de oydu” dedi. İşçilerle “Neden sendikaya üye oluyorsunuz” denilerek toplantı üstüne toplantı yapıldığını belirten Ocak,  işçilerin tek tek odaya çekildiğini ifade ederek devam etti: “Bu durum da biz mi işçileri rahatsız ediyoruz yoksa kendileri mi?”

 

İşten atıldıktan sonra direnişe başladıklarını ifade eden Ocak, fabrika önüne gübre dökülmesiyle ilgili ise şunları anlattı: “SÜTAŞ’ın çevresindeki kameralardan tekrar tekrar izlesin. Bunları görsün. Eğer biz bunu yaptıysak bunu ispatlasın. Ama kendi görüntülerini kesintisiz yayınlasın. Bizim oradaki su fıskiyesini kırdığımızı söylüyor. Bunu ispatlasın. Jandarma o gün  geldi içerideki görüntüleri inceledi. SÜTAŞ ceza kesti. Sağlık Bakanlığından geldiler kamera görüntülerini izleyip SÜTAŞ’a ceza kesti. Bunları biz yapmış olsaydık, kamera kayıtlarında bunlar görülseydi cezayı biz yerdik.” Fabrikada Yılmaz’ın haberi olmadan hiçbir şeyin yapılmadığına dikkat çeken Ocak, “Tüm yapılanlar Muharrem beyin bilgisi dahilinde yapıldı” diyor. Atılan işçilerin geri alınmasını isteyen Ocak, sonuç alıncaya kadar mücadele edeceklerini bildirdi. Kimseyle kavga etmediklerini söyleyen Barış Beyan, aynı iddianın sendikalaştıkları dönemde İnsan Kaynaklarında da dile getirildiğini söyleyerek “Huzursuzluk yapıyorsunuz, baskı uyguluyorsunuz dediler. Bizde kimi tehdit ediyor ve huzursu ediyorsak getirin yüzleştirin dedik. Kimse bizi yüzleştirmedi” dedi. 

 

2012’DEN BERİ SENDİKA DÜŞMANLIĞI SÜRÜYOR

 

2012 yılında işten atılan 33 işçiden biri olan Yunus Dağçal, “Bu mücadele yeni değil. 2012 yılında 32 arkadaşımla birlikte işten çıkarıldım. Açtığımız davayı 30 arkadaş  kazandık. Sendikal nedenlerden dolayı atıldığımız belirtiliyor dava sonucumuzda” dedi.

Yılmaz’ın CNN Türk’te “15-20 metre karelik alan gübre döküldü” sözlerinin yalan olduğunu söyleyen Dağçal, “Biz ölçtük 100-120 metrekarelik bir alan. Muharrem Bey 13 metre olduğunu söylüyor. 13 metrekarelik alan 13 ton hayvan dışkısı nasıl dökülür. Fıskiyeyi kırdılar deniliyor. Fıskiye diye bir şey yok. Bunlar kameradan bizi sürekli izliyor. Böyle bir şey olsa tek tuşla o suyu keserlerdi” diye konuştu. Bekledikleri alanın SÜTAŞ’a ait olmadığını söyleyen Dağçal, bekledikleri yerin kara yolu kenarında kamuya ait bir alan olduğunu söyledi. Yılmaz’ın çevre düzenlemesi gerekçesiyle gübre döküldü” sözlerinin samiyetsiz olduğunu ifade eden Dağçal, “Yolun karşı tarafında SÜTAŞ’a ait 700 metrekarelik yerde hiçbir şey yok. Kendisine ait olmayan alana niye gübre döküyor” dedi.