Yurt Gazetesi yazarı Atilla Özsever´in bugünkü köşe yazısı..

Yeni asgari ücretin saptanmasıyla ilgili görüşmeler aralık ayında başlıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü, DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş’in öncülüğünde Asgari Ücret Çalıştayı yapıldı. Çalıştayın açış konuşmasını yapan DİSK Genel SEKRETERİ Adnan Serdaroğlu, asgari ücretin Türkiye’de çalışanlann yüzde 44’ünü doğrudan ilgilendirdiğini belirterek açlık sınınnın 1,050 TL., yoksulluk sınınnın ise 3,300 TL. olduğunu söyledi.

Serdaroğlu, bu koşullarda asgari ücretlinin 740 lira ile geçinmeye çalıştığını ifade etti. DİSK Genel SEKRETERİ Serdaroğlu, 2013 Yılı Programı’nda asgari ücretliye 23 TL.’lik bir zam öngörülürken bütçeden patronlara asgari ücretli dahil çalışan başına 47 TL. ile 183 TL. arasında bir sigorta prim teşviği verildiğini belirtti. İktisatçı ve Cumhuriyet Gazetesi Yazan Mustafa Sönmez de, asgari ücretin düşüklüğünün yanında bu ücrete dahi erişemeyen milyonlarca insanın bulunduğunu hatırlattı. Mustafa Sönmez, resmi verilere göre 2,5 milyon, gerçekte ise 5 milyona yakın işsizin bulunduğunu, yine 4 milyona yakın kayıt dışı çalışanın da asgari ücrete mahkum olduğunu söyledi.

Sönmez, Türkiye’deki asgari ücretin 412 euro olduğunu belirterek bu ücretin Portekiz, İrlanda, Yunanistan gibi krizdeki ülkelerin bile alünda kaldığını kaydetti. Ben de asgari ücretin tarihçesi ve sendikal mücadeledeki yerinden söz ettim. Kocaeli Üniversitesinden Yard. Doç. Dr. Hakan Koçak da, asgari ücretin çok geniş kesimleri ilgilendirdiğini, hatta Emek Platformunun yeniden oluşması için katkı bile sağlayabileceğini söyledi. Araştırmacı Ferda Koç da, bölgesel asgari ücret konusuna değinerek bu bağlamda Kürt işçilerin sorunlannı dile getirdi. Asgari ücret, 13 milyon çalışanın 6 milyonunu, 5 milyon işsizi, 4 milyon kayıt dışı çalışanı, yani toplam 15 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiriyor. Yine sigorta priminin alt ve üst sınınnın asgari ücretle bağlantılı olması nedeniyle dolaylı olarak emekli aylıklannı etkiliyor.

Öte yandan 2007’de yapılan bir araştırmaya göre, asgari ücretteki yüzde l’lik bir artış, toplu sözleşmelerde de en az yüzde l’lik bir artış sağlıyor. Genel Sağlık Sigortası primi, işsizlik ödeneği, stajyer ücreti, doğrudan doğruya asgari ücretle bağlantılı olarak belirleniyor. Asgari ücret, aileleri katmadığımız halde bu kadar geniş bir kesimi doğrudan ilgilendirdiği için toplumsal muhalefetin de önemli bir mücadele alanı olmalıdır.

Nitekim Asgari Ücret Çalıştayı sonunda yayınlanan bildiride, bu konu özellikle vurgulandı. Çalıştay programında, "Asgari ücret görüşmelerinin başladığı günden itibaren toplumsal muhalefetin tüm bileşenleriyle birlikte güçlü eylemlerin düzenlenmesi, görüşüldüğü gün Çalışma Bakanlığı önünde ortak merkezi bir eylem yapılması ve aynı zamanda asgari ücret zammı ile ilgili bir imza kampanyasının başlatılması" karan alındı. Artık Türk-İş, DİSK demeden tüm emek örgütlerinin, toplumsal muhalefetin özneleri olan tüm unsurlann böyle bir kampanyada aktif görev alması gerekiyor…