Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Mayıs 2012
AVRUPA’DA İSYAN

Fransa ve Yunanistan seçimlerinin ardından pazartesi günü, Avrupa gazetelerinin, başyazılarının başlıklarında en çok yer alan sözcükler “isyan”, “protesto” idi.

AVRUPA’DA İSYAN

Fransa ve Yunanistan seçimlerinin ardından pazartesi günü, Avrupa gazetelerinin, başyazılarının başlıklarında en çok yer alan sözcükler isyan,protestoidi. Seçmen bir tür politikayı ve politikacıyı reddetmişti, ama hangi politikaları onayladığı, belli değildi. Diğer bir deyişle, belirsizlik, kaos unsurları artmaya devam etti.

Fransada Sosyalist Partinin adayı Hollande başkanlık seçimlerini ikinci turda kazandı. Yunanistanda, ülkeyi 1974ten bu yana yöneten Yeni Demokrasi Partisi ve sosyal demokrat PASOK, beklenenden daha az oy alarak koalisyon hükümeti dahi kuramaz noktaya düşerken, neo-liberal, kemer sıkma politikalarına karşı çıkan partilerin hepsi oylarını arttırdı. Radikal Sol koalisyon (Syriza), YDPnin arkasından ikinci sıraya oturdu. Komünist Parti oyunu arttırarak mecliste 21 iskemle alacak konuma ulaştı. Açıkça faşist politikaları savunan Altın Şafak partisi, önceki seçimlerde yüzde 0.25te kalan oylarını yüzde 8.8e yükselterek beklenenin çok üstünde bir başarı elde etti. Bu sonuçlar, Avrupada egemen sermayenin, Almanya hükümeti, Avrupa Merkez Bankası ve IMF eliyle dayattığı ekonomi politikalarını Fransa ve Yunanistanda seçmenin kabul etmediğini gösteriyordu.

‘Mobious Şeridi’nde siyaset

Modern komünist hipotezin (baskısız, sömürüsüz bir dünya kurulabilir!) kurucularından K. Marx, kapitalist toplumda hükümetleri, sermayeninyönetim komitesiolarak tanımlıyordu. F. Engelse göre burjuvazinin siyasi partileri, egemen sermayenin, bazen birine, bazen öbürüne binerek yoluna devam ettiği atlara benziyordu. Her seçim, toplumdaki siyasi sıcaklığı ölçen bir barometre işlevi görmekle birlikte genelde bir at değişimi işlemi olmaktan öteye gitmiyordu.

Pazar günü gerçekleşen, Fransız başkanlık seçimlerinin, Yunanistan genel seçimlerinin sonuçları, son iki yılda üye ülkelerin yarısında hükümetlerin yönetememesi nedeniyle çöken Avro bölgesinde, böyle bir yönetim komitesi oluşturmanın son derecede zorlaştığını, egemen sermayenin olağan atlarının enerjisinin tükendiğini göstermiyor mu? Meydanda başka atlar var. Ama onlar da henüz sermayeyi sırtlarına almayı kabul edecek kadar uysallaştırılabilmiş değil.

Zaten, sermayenin bu yorgun atları koşmaya zorladığı yol da bir garip, adetaMobious Şeridine benziyor. Şeridin bir yüzünde ilerlemeye başlarsınız, ama o yüz giderek öbür yüze dönüşür. Ya da merdiven olarak düşünürseniz, yukarı doğru çıkarken, aşağı doğru iniyorsunuzdur. The Times gazetesinin, pazartesi günü seçim sonuçlarını değerlendiren başyazısına göre Avrupa hükümetlerinin tam da böyle bir şey yapması gerekiyor: Kemerleri sıkarken, ekonomik büyüme koşullarını oluşturmaları gerekiyor. Aşağı inerken yukarı çıkıyor olmaları gerekiyor.

Yönetenler ve yönetilenler

Bu görüntünün ne kadar ciddi, hatta tarihselbirdurumakarşılık geldiğini görebilmek için, yüz yıl önce, yine kapitalizmin bir yapısal kriz içinde, hegemonyacının (sistemde düzeni sağlayan, liderlik eden ülkenin) hegemonyasını kaybetmesinin sancıları yaşanırken, Avrupa hop oturur hop kalkar, savaşlara devrimlere hazırlanırken, V.I. Leninin devrimci durum olarak tanımladığı koşulları anımsamak yararlı olabilir.

Lenin, devrimci durumu, Yönetenler eskisi gibi yönetemiyorlar. Yönetilenler de eskisi gibi yönetilmek istemiyorlar formülüyle tanımlıyordu. Yunanistana, Fransaya hatta, geçen iki yılda, üye devletlerin yarısında hükümetlerin yönetemeyerek çöktüğü Avro bölgesine baktığımızda tam da böyle birdurumgörmüyor muyuz? Tüm Avrupaya egemen sermayenin (finans kapitalin) kemer sıkma programını dayatan Almanyanın muhafazakâr hükümeti de öfkesi giderek artan, seçim sandıklarına, grev oylamalarına da yansıyan bir işçi hareketinin, ekonomik büyümeden payını alamayan milyonların” (Der Spiegel, 04/05/12) tepkisiyle karşı karşıya değil mi?

Yönetenlerin artık yönetemedikleri, yönetme, ayrıcalıklı olma iddialarını, halkın gözünde haklı kılacak işlevleri yerine getirmedikleri görülüyor. Aksine, yönetenler gittikçe artan oranda, beceriksiz, buna karşın iktidar ve servet ihtirasının müstehcen düzeylere ulaştığı bir görüntü sunuyorlar.

Bu ortamda, komünist gelenek yeniden canlanır ve halkın ilgisini çekmeye başlarken, faşist partilerin dinle de yakınlaşmaya, sermaye partilerinin egemen sermayenin ilgisine, iktidar koridorlarına davet edilmeye layık olacakları bir düzeye doğru yükselmeye başladıkları görülüyor.

Kısacası, ekonomik siyasi kutuplaşma artmaya devam ediyor, egemen sermayenin politikalarını olağan rejimleriçinde kalarak uygulamak giderek olanaksızlaşıyor.

DİĞER HABERLER
KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Kent Gıda ve Mondelez Turkey Gıda arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ
TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ

Sendikamız bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinliklerini, konfederasyonumuz Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun almış olduğu karar çerçevesinde Bursa, Mustafakemalpaşa, Karacabey şubelerimiz ile birlikte Kocaeli, Eskişehir, Gebze, Tuzla ve İstanbul Avrupa Yakası şubelerimize bağlı işyerlerinden üyelerimizin yoğun katılımı ile büyük bir coşkuyla Bursa’da kutladı.

1 MAYIS’TA KAÇIRILAN FIRSAT
1 MAYIS’TA KAÇIRILAN FIRSAT

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş ilk kez 1992 yılında Ankara’da 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak bir kapalı salon toplantısında birlikte kutladı.

1 MAYIS VE GENEL TATİL ÜCRETİ
1 MAYIS VE GENEL TATİL ÜCRETİ

Dünya emekçilerinin birlik dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs İstanbul’da bir kez daha kutlanamadı.