70 GÜN ÖNCE BAŞLAMIŞTI HER ŞEY
Türkiye Yazarlar Sendikası, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirisini her yıl bir kadın şaire/yazara yazdırıyordu. Bu kez bildiriyi Ankara´nın ayazında hak arayan TEKEL işçilerinden Birnaz Kaya kaleme aldı.
Türkiye Yazarlar Sendikası, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirisini her yıl bir kadın şaire/yazara yazdırıyordu. Bu kez bildiriyi Ankara’nın ayazında hak arayan TEKEL işçilerinden Birnaz Kaya kaleme aldı.
İzmir Balatcık Yaprak Tütünden Atılmış İşçi Kadınlar vardır… Kadınlar yaşamın her alanında, göğün yarısını omuzlarında taşır. Kadınlar yaşamın her parçasının dehşetli ağırlığını daima bilerek, hissederek. Kadınlar; bilerek ya da bilmeyerek çirkinliğin, baskının, sömürünün her türünü, her rengini, biçimini. Görerek, didişerek, değiştirerek… Türkiye Yazarlar Sendikası, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün bu yılki bildirisini yazmayı biz direnişteki TEKEL işçilerinden istedi; görev bana düştü, ben size çok şey söylemeyeceğim, bu meydan, çadırlar, seslerimiz her şeyi söyledi çünkü…
En fazla 7 günde biter diye başlamıştık ya da ben öyle düşünüyordum. Ama o kadar kolay olmadı. İsteklerimiz kabul edilebilir şeylerdi aslında ama madalyonun bir de öbür yüzü vardı. Eğer sokaklara dökülmüş bizlere, TEKEL işçilerine istekleri verilirse, bizden sonra hak arayan tüm emekçilere "evet" demek zorunda kalacaklardı!
TEKEL işçilerinin sokağa döküleceğini, üstelik 70 gün dayanabileceğini tahmin etmeyen hükümet şaşırdı. Ve bence, keşke bu işçiler sokağa dökülmeden, tüm emekçilerin sesi olmadan isteklerini kabul etseydik, diye pişman oldu. 70 gün bize ne kattı, neleri değiştirdi hayatımızda? İnsan olmanın ince detaylarını, sadece kendimiz için ve ailelerimiz için yaşamadığımızı, toplumsal tepkilerin insanlar üzerindeki etkilerini, bir bütün olunca, tek yumruk olunca, işçi sınıfının birleşmesi durumunda Türkiye’nin gündeminin nasıl değişebileceğini gördük.
Direnişimizin 70. gününde diyoruz bunları. Bana göre biz kazandık. Çünkü bizimle ses buldu emek, bizimle ses buldu susturulmuşluk. Biz olduk; penceresiz odalardaki kalın duvarlardan sızan ışık. Sadece kendimi temsil etmiyorum artık. Onurlu ve haklı emekçi kitlesinin sorumluluğunu da üstlendim. Biz emekçi kadınlar, büyük işçi sınıfının bir yarısı olarak bu meydanda, bu çadırlarda direniyoruz. Birleşmiş gücün ne olduğunu bir kez daha anlamış, öğrenmiş olarak… Biz TEKEL işçileri direnişimizin 70. gününde, bizleri yok sayan, çalışma hakkımızı, elimizden alan AKP iktidarını, sömürücü bütün iktidarları, sömürünün her çeşidini protesto ediyoruz… Saygılarımla.