Soması: Soma´da geçen yıl yaşanan maden katliamının üzerinden 10 ay geçti ama değişen bir şey olmadı. Denetim ve yaptırıma yönelik değişikliklerin yetersiz kalması 2015 yılının ilk 3 ayında Türkiye´ye bir Soma acısı daha yaşatttı

İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) Mart Ayı İş Cinayetleri Raporu’nu açıkladı. Yazılı, görsel ve dijital basından edinilen bilgiye dayanarak hazırlanan rapora göre, Mart ayında iş kazaları sonucu en az 139 işçi yaşamını yitirdi.
2015’in ilk 3 ayında ise iş cinayetlerinde toplam 351 işçi öldü. Böylece Türkiye bir Soma acısını 2015 yılında yaşamış oldu.
Mart ayında yaşamını yitiren 139 emekçinin 121’i işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 12’si çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 6’sı esnaflardan olmak üzere 18’i kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluştu.
Mart ayında iş cinayetleri tarım, inşaat, taşımacılık, ticaret ve metal işkollarında yoğunlaştı. İşçiler en çok trafik/servis kazaları, ezilme/göçük, düşme, boğulma/zehirlenme ve diğer nedenlerden dolayı can verdi.
Raporda, işçilerin çalışırken yıldırım düşmesi, silahla vurulma, kalp krizi ve intihar sonucu ölümler diğer nedenler arasında sayıldı.

EN ÇOK ŞANLIURFA’DA YAŞANDI
Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık işkolundaki iş cinayetlerinde mevsimlik tarım işçisi, çiftçi, çoban, orman işçisi ve balıkçı olarak çalışan 41 emekçi hayatını kaybederken inşaat işkolunda ise 35 işçi yaşamını yitirdi.
Taşımacılık işkolunda 16’sı TIR. kamyon, servis minibüsü, yolcu otobüsü, moto kurye, kargo ve taksi şoförü olmak üzere 17 işçi can verdi. Raporda, taşımacılık işkolunda 14-16 saate varan çalışma süreleri, araçların bakımının düzenli yapılmaması, yolların uygun olmaması gibi etkenler iş cinayetlerinin ana sebebi olarak belirtildi. Mart ayındaki iş cinayetleri sanayileşen illerde yoğunlaştı. Rapora göre iş cinayetleri en çok Şanlıurfa, Adana. Bursa. İstanbul, Aydın, Kocaeli ve Konya’da can aldı. 16 ölüm Şanlıurfa’da; 10 ölüm Adana’da; 7’şer ölüm Bursa ve İstanbul’da; 6’şar ölüm Aydın, Kocaeli ve Konya’da yaşandı. 

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ CAN ALDI
Raporda, cinsiyete göre iş cinayetlerinin dağılımına da yer verildi. Mart ayında 13 kadın ve 126 erkek işçi can verdi. Kadın işçilerin iş cinayederindeki ölümleri ise tarım, tekstil, sağlık ve belediye işkollarında gerçekleşti.
Erkek işçilerin ölümlerini ise bu düzeyde artıran husus inşaat, maden ve taşımacılık işkollarının hemen hemen tamamına yakını oluşturdu. Mart ayında iş cinayetlerinde 4 çocuk ve 47 yaşlı işçi can verdi.
Mart ayında tarım, gıda, iletişim, büro, inşaat, taşımacılık, konaklama, savunma ve belediye işkollarında emekli ya da emeklilik çağında çalışan 47 işçi yaşamını yitirdi. Mart ayında iş cinayetlerinde 14’ü Suriyeli, 1’iAfgan ve 1’i Japon olmak üzere 16 göçmen işçi can verdi.

Yaptırım Gücü Artırılmalı
Türkiye’de uçak sanayinin önde gelen bir şirketinde 20 yıl süreyle A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak çalışan Metin Acar, yasa ve yönetmeliklerde bir kısım değişiklikler yapılmasına rağmen devam eden ölümlü iş kazalarına ilişkin Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin çaresizlik içinde olduğunu ifade eden Acar, yasal düzenlemelerin aşırı ayrıntılar yerine sorumlu kişilerin alanında yaptırım gücünü artırıcı yetkilerle donatılmasının ve gerçek anlamda bağımsızlaştınlarak işveren veya vekilinin boyunduruğundan kurtarılmasının sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Acar,  iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimlerinin özlük haklan ve ücrederinin, onların etkili çalışmalarını engellemeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini de ifade etti.
Dünya’da iş yasalarının işçinin işveren karşısında zayıflığının giderilmesi amacıyla ortaya çıktığına dikkat çeken Acar, şöyle konuştu:

‘CAYDIRICI DENETİM İÇİN YASAL DÜZENLEME ŞART’
”Bu temel felsefe çerçevesinde işçinin çalışma ortamında karşı karşıya kaldığı fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikososyal risklerini bertaraf edecek şekilde yasa ve yönetmeliklerin yeniden düzenlenerek ve caydırıcı denetim, yaptırım uygulanacak şekilde yeniden ele alınması gerekmektedir.
Ancak Türkiye’deki gelir dağılımındaki uçurum, eşitsizlik, adalet sisteminin işlememesi gibi sosyal, siyasal ve ekonomik çıkmazlar olması, gereken yasaların çıkarılmasını ve uygulanmasını engellemektedir. Sonuç olarak devlet, bilim ve insan odaklı yönetim tarzına geçmedikçe ve acil yönetim tekniği ile yönetildikçe karmaşa ve tabii ki iş kazaları da sürüp gidecektir."