2013 BÜTÇESİ SERMAYENİN BÜTÇESİDİR
Türkiye, büyük ölçüde dış kaynak girişine yani sıcak paraya bağımlı, yüksek cari açığın finansmanına dayalı bir büyüme stratejisi izlemiştir.
2013 Bütçe Tasarısı TBMM’ye sunulmuş ve 2013 yılma ilişkin tahmini gelir ve harcama kalemleri kamuoyuna açıklanmıştır. Türkiye, 10 yıllık AKP iktidarı döneminde büyük ölçüde dış kaynak girişme yanı "sıcak paraya" bağımlı, yüksek cari açığın finansmanına dayalı bir büyüme stratejisi izlemiştir. Bu strateji bilimsel raporlarda "istıhdamsız büyüme stratejisi" olarak adlandırılmaktadır. 2012 yılında yüksek büyüme oranlan tersine dönmüş ve ekonominin durgunluğa girmesi ile birlikte büyüme oranlarında ciddi anlamda azalma eğilimi baş göstermiştir.
2012 büyüme hedefi yılbaşında yüzde 5 olarak açıklanmışken, bugün 2012 sonu itibariyle yüzde 2,5 büyümenin bile başarı sayılacağından bahsedilmektedir. 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’na göre 2013 mali yılı genel bütçe ödenekleri toplamı (Hazine yardımları ve gelirden ayrılan pay hariç) 403 milyar 987 milyon 679 bin TL olarak belirlenmiştir. 2013 Bütçe Tasarısı’nda öngörülen gelir ve giderler aşağıda gösterilmiştir. 2013 bütçesinde AKP hükümetinin yıllardır izlediği vergi rejiminin değişmediğim görülmektedir. Bu rejımm özelliği verginin büyük oranda işçi ve emekçilerden alınmasıdır.Bu durumu vergi kalemlerindeki artışlara bakarak görebilmek mümkündür.
2013 BÜTÇESİ HALK İÇİN YAPILMIŞ BİR BÜTÇE DEĞİLDİR
2013 bütçesinde Özel Tüketim Vergisi 83 milyar TL tutarı ile en büyük kalemi oluşturmaktadır. Büyük bölümünü işçi ve emekçilerin ödediği gelir vergisinin miktarı 57 milyar TL’den 63 milyar TL’ye yükseltilmiştir. … 2013 bütçe tasarısında toplumun geniş kesimim ilgilendiren vergi kalemlerinde belirgin bir artış söz konusu iken, kurumlar vergisinde herhangi bir artış öngörülmemiş olması dikkat çekicidir. Gelir vergisi ve dolaylı vergiler toplam vergi gelirleri içinde aslan payını oluşturmaktadır. 2013 bütçesinde Özel Tüketim Vergisi 83 milyar TL tutarı ile en büyük kalemi oluşturmaktadır. Büyük bölümünü işçi ve emekçilerin ödediği gelir vergisinin miktarı 57 milyar TL den 63 milyar TLye yükseltilmiştir.
AKP Hükümeti, istihdama kaynak ayırarak, asgari ücreti tamamen vergi dışı bırakarak, temel tüketim mallan üzerindeki KDV’yi sıfırlayarak, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamasına elverecek ücret politikaları uygulamak bir tarafa, tam tersi yönde adımlar atarak, iddia ettikleri gibi fakir fukaranın, garip gurabanm değil, her açıdan sermaye çevrelerinin çıkarlarının savunucu olduğunu, 2013 bütçesi ile bir kez 0o daha kanıtlamıştır. 2013 Bütçe yılı içinde kamu adına yapılacak harcamaların hangi alanlara yönelik olacağının ve finansmanının nasıl sağlanacağının belirlendiği hazırlık sürecinde, bütün bu gelir ve harcamaların muhatabı olan geniş halk kesimleri, sendikalar, emek ve meslek örgütleri geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi tamamen dışarıda bırakılmıştır.
Emekçilerin örgütlü kesimleri olan sendikaların ve meslek örgütlerin halk için bütçe talepleri bütçe oluşturma sürecinde sürekli olarak göz ardı edilmektedir. Halkın ve emek örgütlerinin taleplerinin tamamıyla dışlandığı, mutfağında uluslararası fmans örgütleri temsilcilerinin bulunduğu, birbirinin kopyası olan bütçelerin halkın çıkarma ve yararına olduğunu belirtmek mümkün değildir. 2013 bütçesi ile tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi, gittikçe yoksullaşan halka yüklenen dolaysız ve dolaylı vergiler, özel sektöre kaynak transferi, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi ve yatırımlarda azalmanın oluşturduğu karamsar tabloyu sürdürmektedir. 2013 yılı bütçesi, iç ve dış borçlar, borç faizi ödemeleri, dış ticaret açığı, faiz dışı fazla, yatırımlardaki azalma; eğitim ve sağlık gibi temel sosyal alanlarda yaşanan ticarileştirme, vergi adaletsizliği, gelir dağılımı ve bölüşüm politikalarının işçi ve emekçiler aleyhinde yerli ve yabancı sermaye çevrelerinin çıkarına uygun bir içerikte biçimlendirilmiştir.
Yıllardır kamu hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmamış, bu hizmetler piyasa kurallarına bağlanarak büyük ölçüde ticarileştirilmiştir. Kamusal mülkiyet ve hizmetler bu doğrultuda sürekli olarak tasfiye edilmektedir, imalat sanayi, enerji, madencilik, demir çelik, iletişim dahil bir çok temel ve stratejik sektör böylelikle uluslararası sermayenin sömürüsüne açılmıştır.
Kamu yatırımlarının sürekli gerilediği, askeri ve güvenlik harcamalarının belirgin bir şekilde arttığı, asgari ücretlilerin, işçilerin ve kamu emekçilerinin insanca yaşam taleplerinin göz ardı edildiği; eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin sistematik olarak piyasalaştırıldığı; taşeronlaştırmanın kural haline, iş güvencesiz ve kayıt dışı istihdam biçimlerinin yaygınlaştığı bir ortamda hazırlanan 2013 bütçesinin işçi sınıfının ve halkın çıkarlarına düzenlemeler içerdiğini söylemek mümkün değildir. 2013 Bütçe Tasarısı, AKP Hükümetinin sınıfsal tercihini bir kez daha sermaye sınıfından yana yaptığını net bir şekilde göstermektedir. Kapitalizmin krizinin bütün faturasının bir kez daha geniş halk kesimlerine yıkılmaya çalışıldığı günümüzde, işçi sınıfı ve halkın örgütlü güçlerinin taleplerine sahip çıkması büyük önem kazanmaktadır.