Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
22 Aralık 2010
2011 VE ‘ENDİŞE ÇAĞI’

Geçen hafta, gerçekleşen AB zirvesinden sonra yorumcuların, siyasi eğilimleri ne olursa olsun iki konuda hemfikir oldukları görülüyor. Birincisi: Zirve Almanya’nın zaferiyle sonuçlanmıştır. İkincisi: Kriz devam ediyor, andaki görüntü endişe verici. Ben bu yorumlara bakınca, “yine kabak çalışanların başında patlayacak” diye düşünüyorum.

2011 VE ‘ENDİŞE ÇAĞI’

Almanya’nın zaferi

Financial Times yazarlarından, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (European Council on Foreign Relations) üyesi Wolfgang Müncahu, pazartesi günü, zirveyi değerlendiren yorumunda, Merkelinki kadar bütünsel, uzun erimli bir siyasi zafer az gördümdiyordu ve ekliyorduNe istediğini biliyordu, istediklerinin hepsini aldı Geçen hafta, AB, Alman tarzı kriz yönetimine tam anlamıyla abone olmuş oluyordu.

Ben bu ana kadar Bu model AByi krizden çıkarabilir mi?diyen birisine rastlamadım. Genel kanı Alman modelinin, borçları ve bütçe açıklarını hedef alan bir yaklaşım olduğu, bu sorunlarla uğraşırken, krizi daha da derinleştireceği doğrultusunda. Alman modelimali krizdeki ülkelere, tüm kaynaklarını borç ödemeye, bütçe açığını kapatmaya yönlendirmeleri karşılığında finansal destek sağlamayı öngörüyor. Diğer bir deyişle, Almanya, Avrupayı kendi liderliği altında birleşmeye zorlarken, kendisi bölgenin en güçlü, en büyük (Avro bölgesinin yüzde 30u), hızlı büyüyen ekonomisine sahip olmakla birlikte, bunu, üzerine yük almadan gerçekleştirmek istiyor.

Geçen sefer, Almanya, Avrupayı birleştirmeye çalışırken kırmıştı Yine kıracak gibi görünüyor. Almanyanın dayattığı, krizdeki ülkelerin bütçe açıklarını azaltmaya öncelik veren önlemler, ekonomik büyümeye değil daralmaya açılıyor. Buna karşılık, göreli olarak uzun dönemli, yeniden yapılanmaya yönelik önlemler henüz gündeme gelemiyor; gündeme geldiklerinde, çoktan sosyal güvenlik ağları tasfiye edilmiş olacağından, işsizliği ve iflasları arttırdıklarında verili siyasi düzeni, altından kalkması olanaksız toplumsal maliyetlerle karşı karşıya bırakacaklar.

Dünün araçlarıyla çalışmak…

Bu olasılıklarla ilgili endişeleri dile getiren yorumları okurken, aklıma Marshall Mcluhanın bir sözü geldi: Çağımızda yaşadığımız endişe büyük ölçüde, bu günün işini, dünün araçlarıyla yapmaya çabalamaktan kaynaklanıyor. Korkutucu bir gözlem! Keynes de 1930larda, zamanın ekonomi yönetimi için benzer şeyler söylüyordu. Pazartesi günü, Prof. Krugman, “Zombiler kazandığında başlıklı yorumunda, serbest piyasa köktencileri hemen tüm öngörülerinde yanıldılar, ama şimdi siyasi ortama her zamanından daha egemenler diyordu. Krugmanın ABD için yaptığı bir saptama Avrupa için çok daha geçerli. Brükselde fiyat istikrarı, mali disiplin, yapısal reformdan başka bir öneri yok! Bu gidişle, bir taraftan daha derin bir ekonomik durgunluk, giderek daha sert döviz ve ticaret savaşları, bu yola bir kez girince de bekli de daha kötüsü

Böyle karanlık bir yolda ilerlemeye zorlayan Zombiler, halkın, özellikle çalışanların, bu yolun getirdiği yükleri uysalca kabul edeceklerine ya da başkaldırılarının zamanında ezilebileceğine inanıyorlar. Bu yüzden kriz yönetim tartışmalarına bakınca, işsizliğin azaltılmasına ilişkin hiçbir önlemle karşılaşmıyoruz: Sermaye kendini yeniden yapılandırırken, işsizlik oranı yüzde 30ların üzerinde dolaşan gençlerin, yeniden yapılanma sırasında işlerini kaybedecek olan 40 yaş üstü işçilerin geleceğiyle hiç ilgilenmiyor.

Sermaye derken aslında dikkatleri mali sermaye üzerinde yoğunlaştırmakta yarar var. Çünkü şu anda halen dizginler mali sermayenin elinde. Pazartesi sözünü ettiğim “14” büyük aile halen ABD mali piyasalarını denetliyor. Daha yakından bir bakış, türev piyasalarının yönetiminin üyeleri, JPMorgan Chase, Goldman Sachs, Morgan Stanley gibi bankalardan gelme, kimlikleri gizli tutulan, içlerine yeni kimseyi almayan, dokuz kişilik bir komitenin elinde olduğunu ortaya koyuyor. Bunların türev piyasaları üzerindeki denetimiyse diğer sektörlerdeki firmalara çok pahalıya mal olabiliyor (Luise Story, New York Times 11/12/2010). Tüm yapısal sorunlar (bütçe açıkları, kapasite fazlası) olduğu gibi dururken, borsalar Lehman öncesi noktaya geri dönmüş görünüyorlar. Onlar biriktirmeye devam ediyor, geri kalanlar sürünüyor! The Observerden Will Hutton da pazar günü Büyük mali yapıları dizginleyemezsek, ekonomi asla toparlanmayacak diyordu.

Kemer sıkma politikaları daha yeni devreye giriyor. Öyleyse, çalışanlar üzerindeki baskılar artmaya devam edecek. Diğer taraftan, dikkatler mali sermaye üzerinde yoğunlaştıkça, yönetici blokun iç çelişkileri derinleşecek. Tüm bunlar (uluslararası gerginlikler bir yana) 2011inçok ilginçbir yıl olacağını gösteriyor.

CUMHURİYET – ENGİN YILDIZOĞLU

DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.