MECİDİYEKÖY eski Ali Sami Yen Stadı üzerindeki Torunlar GYO´ya ait Torun Center inşaatında asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu meydana gelen ve 10 işçinin hayatını kaybettiği olayın ardından inşaattaki olumsuz koşullar tek tek gün yüzüne çıkıyor. Torunlar Center´de işçilerle konuştuk.

MECİDİYEKÖY eski Ali Sami Yen Stadı üzerindeki Torunlar GYO’ya ait Torun Center inşaatında asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu meydana gelen ve 10 işçinin hayatını kaybettiği olayın ardından inşaattaki olumsuz koşullar tek tek gün yüzüne çıkıyor. Torunlar Center’de işçilerle konuştuk.

5 AYDA 2 KEZ YANDI
İnşaatta taşeron olarak çalışan 30 yaşındaki Osman Çanak, Kahramanmaraş’ta yaşayan ve birinin henüz yüzünü bile göremediği iki çocuğu için 5 ay önce Torun Center inşaatına girdi. "Biz burada şans eseri yaşıyoruz" diyen Çanak işe başladığından beri yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Asansör her gün bozuluyordu. Biri 23 Ağustos’ta olmak üzere 5 ayda iki kez yangın çıktı. Bir hafta önce 500 kiloluk bir demir düştü şans eseri ölen olmadı. 5 aydır her gün fazla mesai yapıyoruz. Geldiğimden beri herhangi bir teftiş olmadı. Koğuşlarda insan yatmaz. Biz 6-7 kişi kalıyoruz ama 20 kişi kalan var. Yaşanacak gibi değil, 2 aydır hastayım. Yattığm yerde gece mi gündüz mü bilemiyorsun. Bu olayda da ihmal var. Asansörü kullanan bilmeyen bir kişi. Olay saat 19.00 gibi oldu. Eğer saat 17.00’de olsaydı en az 30 kişi ölürdü. Asansöre yemek saatlerinde 30-35 kişi biniyoruz. Balık istifi gibi oluyoruz. Eşim bırak gel dedi ama ben bayramdan sonra da burada çalışmaya devam edeceğim."

‘MÜHENDİS DEĞİLİZ!’
İnşaat işçilerinden biri 20 yaşında Anadolu Üniversitesi öğrencisi, okul harçlığını çıkarabilmek için 3 ay önce işe başlamış. Genç işçi yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Olaydan bir gün önce ben içindeyken asansör yine arızalandı. Asansörün kullanıcısı ölen işçilerden Hıdır Ali Genç’ti. Ne olduğunu anlayamadan bir anda durdu. Ali çok korktu. Sonra düzeldi. ‘Arızalıysa işçi binmeseydi’ diyorlar. Ama bir yandan da asansörü yaptıklarını söylüyorlar. Biz makina mühendisi değiliz ki bakınca anlayalım. Çıkmış ‘sektörel vaka’ diyorlar. 10 kişi ölmüş suçu çalışanlara attılar, inşaatta yaşam koşullarımız çok kötü. Koğuşlar havasız, pencere yok. Hapishane gibi. İki haftadır hastayım iyileşemiyorum. Burayı teftiş edecek biri olmalı."

‘SAĞLAM OLANA BİNMİŞTİ’
Kahramanmaraşlı Hüsamettin Durmaz 29 yaşmda. Bir çocuğu var. 6 aydır evine ekmek götürebilmek için çalışıyor. Durmaz, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ben geldikten 3 gün sonra dış cephede çalışan bir çocuk cam monte ederken düşüp öldü. 19 yaşında üniversite öğrencisiydi. 1 hafta önce de taşıyıcı halat koptu. Çocuğun omzu çıktı. 2 kere yangın çıktı. Sektörel vaka diye açıklama yaptılar. Kendi şirketi kendi asansörü. Suçu işçilere atıyor."
İnşaatta 1 hafta önce çalışmaya başlayan bir diğer işçi Aziz Torun’un açıklamalarım yalanlayarak şunları söyledi:
"Bizim orada 2 asansör var biri bozuk. Torun bindiyse sağlam olana binmiştir. Bir daha hiçbir inşaatta çalışmayı düşünmüyorum. Bu inşaatlar devlet himayesinde. İşçinin bir değeri yok. Araya menfaat girince insan değeri çok düşüyor. Koğuşların durumu çok kötü. Yerin 5 kat altında. Her yerden sular akıyor. Pencere bile yok. Sabah olduğu anlaşılmıyor. Durulmaz burada. Bu olay olmasaydı 1-2 gün daha çalışıp çıkardım buradan. Daha çalışmaya başlayamadan çıkışımı aldım."

ÖNCE POLİS GELDİ
İnşaatın karşısında bulunan Ali Sami Yen Apartmanı’nın görevlisi de sürekli asansörün arızalı olduğunu, inşaatta sık sık kazalar yaşandığını ve hiçbir zaman saatinde paydos edilmediğini anlatarak şunları söyledi:
"Bu facia 19.00 gibi oldu. İlk cenaze 22.30’da çıktı. Ambulanstan önce polis geldi. Kazadan 1-2 saat sonra da ambulans. Asansör yere çakıldıktan sonra 3 buçuk tonluk makine dairesi de işçilerin üzerine düştü. Daha önce de kule vinci apartmanın en üst katının camından girdi. Mahkemelik bir durum olmadı. Para karşılığı anlaştılar."
Öte yandan koruma bandı olmayan inşaatın, çevredeki apartmanları tehdit ettiği ortaya çıktı. Çevre sakinleri, inşaat başladıktan sonra oluşan hava kirliliğinden ve beton parçacıklarının evlerine dolmasından şikayetçi.

MECİDİYEKÖY’deki rezidans inşaatmda yaşanan asansör faciasıyla ilgili gözaltma alınan 5 kişi, polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Ardından ek gözaltı süresi verilerek tekrar polis merkezine götürüldü.
10 işçinin ölümü ile sonuçlanan asansör kazasından sonra başlatılan soruşturma kapsamında inşaatın sahibi firma ile asansör firması ve iş güvenliği uzmanı firma çalışanlarının da aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı. Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğünde ifadeleri tamamlanan 5 kişi, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi.

2 KİŞİ DAHA İFADE VERMEYE ÇAĞRILDI
5 kişi, savcılık sorgusunun ardından bir günlük ek gözaltı süresi kararı verilerek polis merkezine geri gönderildi. Şüphelilerin hazırlanacak bilirkişi raporu üzerinden yeniden sorgulanacağı öğrenildi.
Olaya ilişkin iki kişinin daha ifadelerinin alınması için emniyete çağrıldığı öğrenildi. Bu iki kişi, soruşturmayı yürüten savcının talimatıyla Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne davet edildi.

‘Aziz Torun, İş Müfettişiydi’
MİLLİYET gazetesinin ekonomi yazarlarından Güngör Uras, asansör cinayetiyle gündeme gelen Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (Torunlar GYO) Başkanı Aziz Torun’un 1976-1982 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı’nda iş müfettişliği yaptığını yazdı.
Aziz Torun’un projenin inşaatına 2012 yılında başlandığını hatırlatan Uras, şunlan yazdı:
"Torunlar GYO, Türkiye’de faaliyet gösteren 31 GYO’nun büyüklük bakımından ikincisi.
Birinci sırada Emlak Konut GYO var. Torunlar’ı Doğuş GYO takip ediyor. 31 GYO’nun piyasa değeri 21 milyar TL.
Emlak Konut GYO 10 milyar TL piyasa değeriyle ilk sırada. İkinci Torunlar GYO’nun piyasa değeri 1.7 milyar TL."

İstanbul Barosu: İş Cinayeti
İstanbul Barosu, 10 işçinin hayatını kaybettiği olay üzerine basın açıklaması yayınladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Yapının bir an önce tamamlanarak; satışından elde edilecek gelirin paylaşılmasının ‘kamu yaran’ olarak görülmesi anlaşılabilir değildir.
Haziran ayında istanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü tarafından inşaatta faaliyetin geceleri de sürmesine izin verildiği ise yaşanan bu facia ile ortaya çıkmıştır. Belirli kişilerin ticari faaliyetlerinden azami kar etmeleri için sağlanan olanaklar için Kamu Yararı tanımlaması tam bir hukuksuzluk ifadesidir."