Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve TES-İş Sendika yönetimi hakkında 150 milyon lira usulsüzlük yaptıklarına ilişkin şikayette bulunulduğu ortaya çıktı.

150 MİLYONLUK YOLSUZLUK YARGIDA

1. Akay Hastanesi 

       Akay Hastanesi’nin satın alınması ile ilgili olarak yöneticiler tarafından daha önce yaptırılan değer tespit raporunda hastanenin eş benzerinin en fazla 27 milyon liraya mal edilebileceği belirtilmiş fakat her nasılsa hastanenin 57 milyon liraya alındığı bildirilmiştir. Daha sonradan haricen öğrenilen fiyatın bu dahi olmadığı çok fahiş bedel olan 92 milyon lira ödendiği, iş bu bedelin ise birçoğunun hiçbir hukuki mesnedinin bulunmadığı ve ödemelerin şirket yetkililerinin şahıslarına yapıldığı, sermaye artırımına gidilmesine rağmen sermaye bedellerinin de bu şahısların hesaplarına ödeme yapıldığı tarafımızca anlaşılmıştır. Bu durumlar sendika yönetimi tarafından her zaman gizlenmek için büyük çaba sarf edilmiştir.

2. Didim EĞİTİM ve Sosyal Tesisleri

       Didim EĞİTİM ve Sosyal Tesisleri inşaatı ile ilgili olarak, iş usulüne uygun ihale edilmediği gibi ihale bedeli olarak tespit edilen ve 18.9 milyon liraya ihale edilen iş, yapılan ödemeler 72 milyon liraya ulaşmış olmasına rağmen kesin kabulü bile yapılmadan 10 yıllığına yıllığı 1 milyon liraya gibi komik bir rakama tamamen zararına kiraya verilmiştir. Kiraya verilmesinin dahi amacına uyulmayan bir işlem olmasına rağmen bu işten 55 milyon lira sendika zarara uğratılmıştır.

3. Akçay EĞİTİM ve Sosyal Tesisleri

       Akçay EĞİTİM ve Sosyal Tesis inşaatı ile ilgili olarak, Sendika Yönetim Kurulu’nca önce fizibilite raporu hazırlatılmıştır. Fizibilite raporunda bu tesisin 34 milyon liraya mal olacağı belirtilmesine rağmen tesis ‘inşaatı 42 milyon liraya ihalû edilmiş ve bugüne kadar da 55 milyon lira harcanmasına rağmen hala bitirilmemiştir. Yine bu işi yapan Arıkan Firması’nın ihaleyi aldığı tarihte karşılıksız çekleri ve vergi borcunun bulunması nedeni ile işi yapma yeterliliğinin ve ihaleye girebilecek durumda dahi bulunmayan bir firmaya ihale edilmesi de düşündürücüdür.

4. Ankara Enerji Oteli

       Ankara Enerji Oteli’nin işletmesi ile ilgili olarak, yönetim söz konusu oteli yine değerinden çok üstünde 4.5 milyon liraya almıştır. Daha sonradan otelde tadilat yapılarak, otel 7 milyon liraya mal edilmiştir. Yani otelin tadilatı nedeniyle alım bedelinin bir katı daha harcama yapılmıştır. Daha sonra da otel aylık İl bin lira bedelle kiraya verilmiştir. Demek ki alınış amacı tamamen değişik olan otel yöneticiler taralından birilerine söz verilerek alınarak tadilat yapılmış ve çok cüzi rakamla kiraya verilmiştir, iş bu cüzi kira kira bedeli bile kiracı tarafından ödenmediği gibi hiçbir işlem de yapılmamaktadır.

5. Mersin Enerji Oteli

       Yine Mersin Enerji Oteli’nde de aynı durumlar olmuştur. Tadilat üzerine tadilat yapılarak otel İl milyon liraya harcama yapılmasına rağmen bu otel de kiraya verilmiş fakat kira bedelleri zamanında ödenmemiştir, ödenmemektedir.

TES-İş muhalefeti de konuyu gündeme getirmişti

       TES-İş muhalefeti 2008 yılında konu ile ilgilidir bijdiri yayınlamış ve sendikada yaşanan yolsuzlukları dile getirmişti. Muhalefetin yayınladığı bildiride özetle şu görüşlere yer verilmişti: Sendikanın Denetim Kurulu’nun tespit ettiği usulsüzlük ve fazla harcamalar, hiçbir zaman ‘çamur at izi kalsın’ mantığı ile izah edilemez.

       Sendikanın işletmecilerle imzaladığı sözleşmeler, Sendikanın ödediği istihkaklar halen Sendika arşivindedir. Tüm deliller şu anda TES-îş Sendikası’nın bünyesindedir.

       Tekrar net olarak soruyoruz son 4 yılda Genel Başkan Mustafa Kumlu’nun ve yakınlarının inanılmaz şekilde artış gösteren mal varlığının kaynağı neredendir?

       Yapılan yatırımlarla bu servet artışının aynı tarihlere rastlaması tesadüfi midir?

       Bu yönetim, Başkanlar Kurulunu dahi kandırma girişiminde bulunmuştur. 6 Haziran 2008 tarihindeki Başkanlar Kurulu toplantısında 57.3 milyon lira olarak Akay Hastanesi’nin alınışını rapor ederek sunan bu yönetim, gerçek rakamın 92.3 milyon lira olduğunun Denetim Kurulu’nca anlaşılması üzerine müteakip toplantıya gelerek bunu itiraf etmiştir. Bunu Başkanlar Kuruluna sunulan çalışma raporunda belgelendirmişlerdir ve bunu ( 36 milyon lirası) sehven yanlışlık diye izah edebilmişlerdir. Şube başkanlarının sendikanın zarara uğratıldığı eleştirileri üzerine Mustafa Kumlu "Arkadaşlar pahalı aldınız diyebilirsiniz, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, biz yoğurdu böyle yiyoruz. Ama şunu iyi bilin muhasebe açısından ve hukuksal açıdan bir eksikliğimiz yoktur" (minarenin kılıfını hazırladık anlamına gelen) diyebilecek kadar işi pişkinliğe verebilmiştir.

       Bugünkü TES-İş Yönetimi’nin hesapları, yarın genel başkanın hesaplarıyla birlikte mutlaka bağımsız yargı önünde açılacaktır. O zaman hiçbir şeyi kaçıramayacaklardır."

       Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve TES-İş Sendika yönetimi hakkında 150 milyon lira usulsüzlük yaptıklarına ilişkin şikayette bulunulduğu ortaya çıktı.

       Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-tş Sendikası) Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve sendika yönetimi hakkında 150 milyon lira civarında usulsüzlük yaptıklarına ilişkin şikayette bulunulduğu ortaya çıktı. Savcılıkça yaptırılan bilirkişi incelemesinde Kumlu’nun mal varlığındaki artışla iddia edilen yolsuzluklar arasında bağ kurulamayınca takipsizlik kararı verildi. Ancak şikayetçiler takipsizlik kararına bir üst mahkemede itiraz etti. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin soruşturma ile ilgili incelemesinin devam ettiği belirtildi.

Sahte evrak düzenlediği iddiası

       TES-İş Trabzon Şube Başkanı Cengizhan Gündoğdu ve Kütahya Şube Başkanı Eşref Erden tarafından 2008 yılında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na verilen şikayet dilekçesinde Kumlu ve diğer yöneticilerin yönetime gelmeleri ile birlikte Sendikalar Kanunu ve Yönetmeliği’ne aykırı olarak ve hatta hiç dikkate almayarak kendi özel şirketleri gibi hareket ettikleri iddia edildi. O dönemde yapılacak genel kuruldan önce sanıkların, yaptıkları yolsuzlukların kapatılması amacı ile evrak düzenledikleri ve evrakları yok ettikleri ya da etmeye çalıştıkları iddia edilen dilekçede, öncelikle sendika bilgisayar kayıtları, karar ve muhasebe evrakları ile tüm belge ve evrakların denetimi altına alınması talep edildi. Şikayet dilekçesinde şu suçlamalarda bulunuldu:

Çek yasağı olan firmaya iş ihalesi

       Sendika yöneticilerinin kendilerine rant sağlama çabaları içinde bulunmaları nedeniyle birçok işlemleri kayıt dışı yapmaya çalıştıkları öne sürülen şikayet dilekçesinde, devletin de çok büyük vergi kaybına uğratıldığı belirtildi.

       Şikayet dilekçesinde, "Tarafımızca bilenen işler ve son 3 yılın Sendika Denetim Kurulu Raporları’nın incelenmesinde de görüleceği üzere evrakların incelenmesi ile netleşecek işlerde, Sendika Yönetim Kurulu tarafından ihale edilen işlerin tamamı, ihale Kanununa aykırı olarak ve tamamen keyfi uygulamalarla, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan çek yasağı olan firmalara dahi ihale edilmiştir" denildi.

Savcılığa verilen şikayet dilekçesinde daha sonra şu görüşlere yer verildi:

       Yukarıda belirtilen hususlar sadece ve sadece dağın görünen bir ucudur. Sendika Denetim Kumlu’nun hazırladıkları son dört döneme ait raporlar savcılıkça celp edildiğinde durumun açıklananların ne kadar üzerinde bulunduğu görülecektir.

       Yukarıda belirtilen is ve. eylemlere bakıldığında sendika yönetim kurulu sendikanın amacı ile hiç bağdaşmayan iş ve eylemler yaparak, kendilerine çıkar sağlamak ve buna kendikerine göre mesnet teşkil edebilecek alım, satım, inşaat yaptırmak, lüks yönetim binaları edinmek v.s. gibi devamlı para harcamaya yönelik eylem ve işlerde bulunmuşlardır. Çok zor şartlar altında para kazanarak geçimini idame ettirmeye çalışan işçilerimizin hakkını korumak amacı ile ödedikleri aidatları bu şekilde kullanılarak yöneticilerin bu şekilde krallıklar oluşturmasına kaunun müsaade etmeyeeğini düşünmekteyiz. Sonuç: Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle de resen yapılacak incelemede ortaya çıkacak duumlar karşısında, sanıklar hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak cezalandırılmaları için gereğini saygılarımızla arz ederiz"