Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
11 Ekim 2021
122 MİLYAR REZERV KUR ARTIŞINA KARŞI NİYE KULLANILMIYOR

Merkez Bankası’nın 122 milyar dolar olduğu belirtilen rezervi akla bir dizi soru getiriyor:

122 MİLYAR REZERV KUR ARTIŞINA KARŞI NİYE KULLANILMIYOR

-Böylesine büyük bir rezervi kur artışını frenlemek için niye kullanmıyoruz?

-Merkez Bankası “büyük ağabey” olarak müdahale etse kur artışı önlenmez mi?

-Yoksa biz aslında kurun artmasını mı istiyoruz?

-Ve en can alıcı soru; yoksa kullanılabilir nitelikte 122 milyar rezerve sahip değil miyiz?

En son söylenecekleri en başta söyleyip detaya öyle girelim… Birinci olasılık; Merkez Bankası’nın 122 milyar dolara ulaştığı söylenen döviz rezervi kur artışına karşı kullanılmadığına göre aslında bu boyutta “kullanılabilir rezerv” yok.

İkinci olasılık; dövizin artmasından rahatsızlık duyulmuyor, aksine belki de artması isteniyor.

Üçüncü bir olasılık var mı?

Merkez Bankası niye yapar, ne yapar?

Merkez Bankası döviz kuruna faize dokunmaksızın iki temel müdahalede bulunur.

Birincisi, kurun çok artmasını önleme amaçlıdır.

İkincisi de kurun çok gerilemesini engellemeye dönüktür.

Döviz kurundan keskin dalgalanmalar istenmez çünkü.

Merkez Bankası’nın elinde bu iki amaca hizmet etmek üzere kullanabileceği iki döviz operasyonu yöntemi vardır. Geçmişte bu operasyonlara başvurulmuştur.

Bunlardan biri dövize doğrudan müdahaledir. Merkez Bankası bankalar arası piyasaya içinde bulunulan duruma göre alıcı ya da satıcı olarak girer. Merkez Bankası burada çok büyük tutarlı işlem yapmasa bile büyük oyuncu olduğu için piyasa genellikle kısa sürede sakinleşir. Geçmişte bunun örnekleri görülmüş; çok küçük tutarlı işlem yapmış olsa dahi Merkez Bankası’nın varlığı piyasanın bir anda daha dingin bir hal almasını sağlamıştır. Şu dönemde böyle bir müdahaleye girişilmek istense aynı sonuç elde edilebilir mi, çok tartışılır tabii ki. Çünkü herkes Merkez Bankası’nın elini görüyor, gücünü biliyor.

Merkez Bankası son döviz alım müdahalesini 15 Şubat 2006, son döviz satım müdahalesini ise 23 Ocak 2014’te gerçekleştirdi. Merkez Bankası piyasaya müdahale ettiğini o gün açıklar, tutar ise müdahale tarihinden 15 işgünü sonra duyurulur.

İhale yöntemi

Merkez Bankası’nın dövize ilişkin ikinci müdahale yöntemi ihaleler yoluyla yaptığı alım ya da satımdır. Bu uygulamada tutar daha önceden ilan edilmek kaydıyla alım ya da satım ihaleleri düzenlenir ve en uygun fiyatı, yani kuru teklif eden bankalar döviz alır ya da satar.

Merkez Bankası son döviz alım ihalesini 22 Temmuz 2011’de, son satım ihalesini ise 27 Nisan 2016’da gerçekleştirdi.

128 arka kapının da arkasıydı!

Merkez Bankası’nın müdahale ve ihale yoluyla alıp sattığı döviz tutarı, son dönemin 128’inin yanında çerez kalır.

Dileyen müdahale ve ihale yöntemine konu döviz tutarını Merkez Bankası’nın web sayfasında bulabilir. Bu ifade aslında ne kadar önemli. Merkez Bankası’nın web sayfasında bulunabilecek veri setinden söz ediyoruz. Oysa Merkez Bankası bilançosunu çok iyi okuyan üstatlar olmasa, 128’i değil web sayfasında görmek, öğrenemeyecektik bile.

Şak şak satılmasa da şıp şıp damlatılabilir; eğer varsa!

Yapılan açıklamalara bakılırsa Merkez Bankası’nın döviz rezervi 122 milyar dolara ulaşmış durumda. Çok büyük bir rezerv bu.

Şimdi ana yazının girişinde vurguladığımız detaya dönelim. Elimizde bu kadar büyük bir rezerv var ama TL değer kaybetmeye devam ediyor. Şu soruya da kimse yanıt veremiyor:

“Biz bu rezervi kötü günler için biriktirmedik mi, niye kullanmıyoruz? Döviz rezervini, hadi öyle bir zamanlar dile getirildiği gibi şak şak 10’ar milyar dolarlık satış yapıp eritmeyelim ama hiç olmazsa bu rezervle Merkez Bankası olarak piyasaya girip ortalığı sakinleştirelim. Piyasa “Büyük ağabey Merkez Bankası geldi, elinde 122 milyar doları var, ezer geçer bizi” diye korksun.

Sahi niye yapmıyoruz bunu?

“Zar zor biriktirdiğimiz 122 milyar doları eritecek büyüklükte bir talep var, karşılayamayız” diye kaygı duyuyor olabilir miyiz, hayır.

Öyleyse neden, hangi gerekçeyle bu dövizin bir kısmını, örneğin 15-20 milyar dolarını kullanıp da kurun artmasını önlemeye çalışmıyoruz?

Ya bu kadar rezervimiz yoksa!

Yine girişte belirttik ya akla gelmiyor değil ya elimizde aslında bu boyutta kullanabileceğimiz rezerv yok ya da dile getirmiyoruz ama kurun artmasını istiyoruz.

Tuhaf değil mi?

122 milyar dolarımız var ise borç ödeme riskimizin arttığına işaret eden CDS primi neden böylesine yüksek? Yani yabancılar Türkiye’ye bakıp “Bunların 122 milyar rezervi var, borç ödeme riski olur mu” diye yaklaşmaz mı, sahi niye böyle yapıyorlar? Yoksa bizim bu kadar rezervimiz olmadığını mı düşünüyorlar? İyi de niye öyle düşünüyorlar ki?

Gerçekten bu büyüklükte rezervimiz yok ama tam aksini dile getirip hem de en yetkili ağızlar tarafından 122 milyardan söz ediyorsak, bir dönem doğru olmayan ekonomik veriler açıklayan Yunanistan’ın durumuna düşmüyor muyuz? Kaldı ki Merkez Bankası’nın gerçek rezervi öyle gizlenebilir, ankete dayalı bir veri de değil ki. Merkez Bankası analitik bilançosu her gün, haftalık vaziyeti de adından belli her hafta yayımlanıyor.

Bir tarafta 122 milyar dolarlık rezervden söz ediliyor ama diğer yanda da net rezervin eksi 37.3 milyar dolar olduğu yazılıp çiziliyor.

Elinde “kemiksiz” 122 milyar doları olan bir Merkez Bankası piyasaya “büyük ağabey” olarak girip ortalığı yatıştırmaz mı? Niye yapılmıyor bu?

Kurun artmasının istenebileceğine ihtimal vermek ise olacak şey değil. Basit bir örnek… Petrol fiyatlarındaki artış artı kur artışı; işte sonuçta akaryakıtta feragat edilecek ÖTV kalmadı, zam başladı. Kullansak ya şu 122 milyarın bir kısmını, petrol fiyatlarındaki artışın kur artışıyla birleşip iyice darbe vurmasını önlesek.

Birileri izah etse ya, 122 milyar doları şimdi kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız?

Sakın “utangaç” arka kapı müdahalesi yine başlamasın!

Türkiye bir 128 gerçeği yaşadı. Ne yazık ki! Büyük bir ekonomik suç işlendi.

Şimdi Ankara’da yine benzer iddialar gündemde.

128’in bir hata olduğunu varsayalım; değil de öyle varsayalım. Ama aynı hata bir kez daha yapılırsa tanım değişir, kesin suç olur. İddiaların gerçek olmadığını umalım.

Gücünüz varsa, yani söylenen kadar döviz rezerviniz varsa, Merkez Bankası’nın sitesinde ilan edebileceğiniz şekilde, mevzuata uygun olarak satış yapın, niye yaptınız diyen mi olur!

Ama arka kapıdan dolanarak, çitin üstünden atlayarak, birilerine haksız kazanç sağlayarak satış yapacakların, artık üç kere değil, beş kere düşünmesi gerek.

“Elde satılacak döviz mi var” diye düşünenler çıkabilir. Milyar dolarlardan söz edilmiyor zaten, ihtiyaca göre gün gelir birkaç milyon bile çok değerli olabilir!

KAYNAK Alaattin AKTAŞ / Dünya
DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.