Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
01 Şubat 2013
11.706 İŞÇİ KIRIMI

BAKAN Faruk Çelik, Güneydoğu Galvaniz´in iş sağlığı güvenliği konusunda sabıkalı olduğunu dile getirdi. Çelik, 2011 yılında iki kez teftiş görmüş, idari para cezasına çarptırılmış. Belli ki iş sağlığı ve güvenliği konusunda eksikleri olan bir iş yerimiz dedi.

11.706 İŞÇİ KIRIMI
Rakamlara göre her yıl i; tam bir işçi kırımına dönüştü. Resmi kazalarında 1500 işçi yaşamını yitiriyor.

FABRİKA SABIKALI ÇIKTI

BAKAN Faruk Çelik, Güneydoğu Galvaniz’in iş sağlığı güvenliği konusunda sabıkalı olduğunu dile getirdi. Çelik, "2011 yılında iki kez teftiş görmüş, idari para cezasına çarptırılmış. Belli ki iş sağlığı ve güvenliği konusunda eksikleri olan bir iş yerimiz" dedi.

HER YIL 9 BİN İŞÇİ CAN YERİYOR

AKP hükümetleri döneminde yaşanan iş kazalarında ölen işçi sayısı 15 bini geçti. Üstelik bu sadece resmi rakamlar. SGK yöneticilerinin açıklamaları ise kan donduracak cinsten: Yılda 1500 işçi iş kazasında ölüyor; her iş kazasına karşılık 5 işçi de meslek hastalıkları nedeniyle can veriyor. Yani her yıl 9 bin işçi gerekli tedbirler alınmadığı için can veriyor. Türkiye, iş güvenliğinde sondan üçüncü sırada.

ÖLDÜREN ZİHNİYET

GAZİANTEP’te 7 işçinin öldüğü patlamanın olduğu gün SGK yöneticileri de Ankara’da toplantıda, işçi ölümlerini konuşuyordu. Görkemli binalar yapıldığı, özel şirketlere yatırım teşviki verildiği, hastanelerin kâr eder hale getirildiği söylendi. Yöneticiler, eğitimi alışveriş merkezlerine, toplu taşıma araçlarına afiş asarak yapacaklarını dile getirdi.

 Bitmeyen iş cinayetleri, insan kıyımı Tamer Arda ERSİN Ankara Gaziantep’te en az 7 işçinin ölümüne, çok sayıda işçinin yaralanmasına neden olan patlama yaşanırken, Ankara’da aynı saatlerde iş Sağlığı ve Güvenliği sempozyumuna katılan SGK yetkililerinin, iş güvenliğini görkemli binalardan ibaret gören konuşmaları dikkat çekti. Ankara Serbest Muhasebeci MALİ Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından düzenlenen "işveren uygulamaları, iş sağlığı ve güvenliği" sempozyumu önceki gün Milli EĞİTİM Bakanlığı Şura Salonu’nda gerçekleştirildi.

E- Devlet uygulamasından bahseden Ankara SGK II Müdür Yardımcısı Sadık Abanuzoğlu, SGK’ya borcu olan işverenleri ihalelere sokmamakla cezalandıracaklarını söyledi. Abanuzoğlu işe giriş ve çıkış saatlerinin E-Devlet sistemi tarafından kontrol edildiğini, sistemden vatandaşın memnun olduğunu iddia etti. Abanuzoğlu, sistemin getirilmesiyle işverenle aralarındaki ikili ilişkilerin geliştiğini ifade etti.

SGK’DA REFORMUYLA BİNALAR YENİLENMİŞ

‘Sosyal Güvenlik Reformu’nun yansımaları ve teşvik uygulamalarını değerlendiren SGK Sigorta Primleri Genel Müdürü Cüneyt Olgaç da SGK’yı şirket gibi göreSempozyumda konuşan SGK yetkililerinin konuşmaları iş cinayetlerinin ardında yatan zihniyeti ortaya koyuyor rek "Reformu yapmasaydık SGK iflasa sürüklenecekti" dedi. Özel şirketleri yatırıma teşvik etmeye önem verdiklerini ifade eden Olgaç, "Dokuz ayrı kanun çıkardık ve özel sektöre para yardımı yaptık.

Teşviklerin bir aylık maliyeti 658 milyondur" dedi. Kamu hastanelerinin yenilenerek kâr ettiğini belirten Olgaç, her kesimin eşit biçimde yararlanabildiği bir sistem yaptıklarını iddia etti. Olgaç, reformla SGK binalarının yenilendiğini ve görkemli hale getirildiğini ifade etti.

İŞ GÜVENLİĞİ İÇİN AFİŞ YAPMAK YETERLİYMİŞ

Kayıt dışı istihdamla mücadele stratejilerini açıklayan SGK Kayıt Dışı istihdamla Mücadele Daire Başkanı Yakup Süngü, kamuda ve özelde çalışan işçileri karşı karşıya getirerek, kamuda çalışan bir işçinin günlük kazancının 82 TL, özel sektörde çalışan bir işçininkinin 46 TL olduğunu söyledi, işçilere iş güvenliği konusunda nitelikli eğitim verilmediğini, buna gerek de olmadığını itiraf eden Süngü, "insanları, eğitim vermek için bir araya getirip sıkmanın manası yok.

Biz zaten iş güvenliği konusunda eğitimi alışveriş merkezlerine, toplu taşıma araçlanna afiş yaparak ve dizi aralarında kısa reklamlar yayınlayarak veriyoruz" dedi. Meslekler arasındaki ücret farlarına karşı bir şey yapamayacaklarını savunan Süngü "Ücretler arz ve talebe göre belirlenir. Müdahale edemeyiz" dedi.

SONDAN ÜÇÜNCÜLÜK İTİRAFI

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu anlatan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı İsmail Gerim ise iş kazasında ölen 1 işçiye karşılık, meslek hastalıklarından 5 işçinin öldüğünü, kanunun yüzde yüz her şeyi çözmediğini itiraf etti. Gerim, verilere göre her yıl 1500 işçinin iş kazasından öldüğünü, 215 ülke arasında iş güvenliği konusunda sondan üçüncü olduğumuzu açıklamak zorunda kaldı.

İşyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve hekiminin bulunması gerektiğini belirten Gerim, işverenin gerekli sertifikaları alması sonucunda bu görevleri yapabileceğini savundu. Sempozyumda işçilerin sendikal hakları konusunda ve iş kazalarının önlenmesi konusunda pratik adımlardan bahsedilmemesi dikkat çekti.

KAPİTALİST sistemin bugün geldiği aşamada sermaye birikiminin yeniden ve yeniden yapılanma mücadelesinde engellerini ortadan kaldırmaya olanak sağlayan neo-liberal politikalar Türkiye gibi geç kapitalistleşen bir ülkede esas üretici olan canlı emeğin hayatına karşılık, "iktidar" varlığını ve bekasını sürdürmeyi inatla direnmektir. Emekçiler karınlarını doyurmak için, her türlü çalışma koşullarına razı olmayı sağlayan ekonomik düzen, önlenebilir ve engellenebilir iş kazalannda emekçilerin yaşamlarını kaybetmeleri hiç de tesadüfi değildir.

Çünkü çalışma başlı başına bir risktir. Bu risklerin ortadan kaldırılması ve engellenebilmesini sağlayacak olan, üretim araçların esas sahibi olan işveren, patron yani sermayadarm kendisidir. Bugünkü düzende en az girdi ile çok çıktı yaratmak, en az maliyetle çok kâr elde etmek zenginleşmenin bir aracıdır. Bu araç için her şey mubahtır. Günümüzün olmazsa olmazı olarak görülen, günün gerekliliği olarak adlandırılarak, vazgeçilmezliği ile göklere çıkarılan esnek çalışma koşullan yasayla teminat altına alınmıştır.

Hepimizin bildiği gibi taşaronlaşma fasonlaşma, uzun çalışma saatleri, kısa sürede çok çıktı yaratma, yoğun ve güvencesiz çalışma olanağı her yerde ve her durumda yaratılmaktadır. Avrupa’nın kirli sanayilerinin arenası olan Türkiye’de, ekmeğin aslanın midesinden almak için çalışan emekçilerin "en kötü iş, işsizlikten iyidir" diyip razı olup, "güvencesiz" işi, sağlığı, mesleği, geliri kabul etmektedirler.

Emekçilerin rızası, sermayenin kâr mücadelesinin asli unsuru olduğu gibi emekçilerin örgütsüzlüğü mücadele güçlerinin her koşulda sermayenin karşı mücadelesi ile kırılması iş cinayetlerinin görünmez zeminini hazırlamaktadır.

ÖLÜMLER ARTARAK DEVAM EDİYOR

Geçtiğimiz günlerde Davos’da Dünya Ekonomi Forumun’da, "Türkiye’nin bugünkü zenginliği, refahı; Avrupa’yı fersah fersah geçti" ifadelerinin arkasındaki korkunç gerçek, önlenebilir ve engellenebilir iş cinayetlerinden yaşamını yitiren ve dur denmedikçe yitirilecek olan ölümlerdir. Haziran ayında yürürlüğe giren 6331 Sayılı iş Sağlığı ve Güvenliği Yasası iş cinayetlerine son vermeyi amaçlamış olmasına karşın ölümlerin artarak devam etmektedir.

Bu ne demek? Yasa, bu cinayetlerinin sonlanmasmı amaçlamamaktadır, istanbul işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Meclisi’nin çalışmalarında, raporlannda ve kamusal alanlarda açık olarak bilgilendirmelerinde ortaya konulduğu gibi Yasa sadece ve sadece üretimin sürdürülmesine olanak sağlayan sermayedarı koruyan esas üretici canlı emeği korunaksız bırakmaktadır.

Yeni yasa ile işin sağlığının yani sürdürülebilir olmasının kabul ettirilmesi, işçinin sağlığı ve güvenliği ikincilleştirilmekte bunun bedeli ise emekçi, teknik eleman (iş yeri hekimi, iş güvenlikçisi, destek elamanı, çalışan temsilcileri) ve sermayedar olarak ayrışırken, esas sorumlu olan sermayedarın üstündeki yükler paylaştırılmaktadır. 17 Mayıs 2010 da TTK Karadon’da meyadana gelen iş kazasında 28 işçi 2 mühendisin ölümünde sorumlu olanların, bilirkişi raporuna göre ölen işçiler olduğu beyanı her şeyi açıklamaktadır.

YENİ YASADA DENETİM DIŞARIDAN SATIN ALINACAK

Yeni Yasa denetim mekanizmasını dışardan satın alınmayı mümkün kılacak düzenlemeyi yasalaştırmıştır. işçi sağlığı ve güvenliği bir hak değil, satın alman bir metaya (mal-hizmet) dönüşmüştür. Şirket denetçilerinin emekçilerinin tam korumasından öte, sermayenin maliyet kaybını önleyen bir mekanizmaya dönüşmesine olanak sağlayacaktır.

Böylece yeni Yasa, durmak bilmeyen iş cinayetlerin yaşanmasına olanak sağlayan düzenek olacaktır, iş cinayetlerinin adaleti arandığında ise sadece ve sadece para cezasıyla geçiştirilecek tazminat mekanizmasıyla çözümlenmesi vicdanları rahatlatacağı umulmaktadır. Oysaki iş cinayetlerinin olası kasıt ile sermayaderlarmm yargılanmasının önünü açılması ve ağırlaştırılmış hapis cezalarının uygulanması gerekmektedir.

Sadece adalatin tecellisi değil aynı zamanda sermayenin bugünkü mücadelesine ve tahhakküme karşı emek mücadelesi için sendikalar, emekten yana partiler, yeni toplumsal muhalafet insiyatifleri vs. top yekûn olarak iş cinayetlerini bitirmek için yaşama hakkı için direnmek, güç birliği oluşturmamız önceliğimiz olmalıdır. (*)

Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü İSTANBUL Milletvekili Levent Tözel Meclis’te yaptığı konuşmada, Gaziantep Güneydoğu Galveniz Fabrikasında çıkan patlamada 7 işçinin ölümü ve iş cinayetlerini hazırlayan ortamdan hükümetin ve işverenin sorumluluğu olduğunu, ölenlerden ikisinin Suriyeli kaçak işçi olmasının, patronların aç gözlülüğünü gösterdiğini söyledi. Tüzel, Antep’te 7 içinin ölümüne yol açan patlamanın, işveren, sermaye ve hükümet cephesinin parmak kımıldatmadığını gösterdiğini söyledi.

Tüzel, 2008’de 21 işçinin ölümüne neden olan Davutpaşa’da maytap atölyesinde çıkan patlamanın yıl dönümü nedeniyle Mecliste yaptığı konuşmada, üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen, Danıştay kararında, Çalışma Bakanlığının ve BEDAŞ’ın sorumluluğunu ortaya koyduğu halde, hâlâ adalet sağlanmadığını söyledi. 3 Şubat 2011’de Ostim OSB’de 19 işçinin öldüğü patlamada benzer kayırma ve adaletsizliklerin yaşandığını kaydeden Tüzel, atölyelerden, ocaklardan, fabrikalardan iş cinayetlerine yol açan patlamalar istemediklerini söyledi.


Tüzel, iş cinayetlerine, ocak göçüklerine, doğal gaz felaketlerine dur demek için yurttaşların ve vekillerin sesini yükseltmesini istedi. (ANKARA)

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, patlamanın olduğu fabrikanın yeni taşındığını söyleyerek, küçük bir işyeri iken son bir yılda büyüyen fabrikanın, iş sağlığı güvenliği konusunda sabıkalı olduğunu dile getirdi. Çelik, "2011 yılında iki kez teftiş görmüş, idari para cezasına çarptırılmış. Belli ki iş sağlığı ve güvenliği konusunda eksikleri olan bir iş yerimiz" dedi. iş yerlerine her kazadan sonra "bir daha olmasın" temennisinde bulunduklarını söyleyen Çelik, "Ama bunlar yaşanıyor. Ben buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bütün çalışanlarımız koşullara uygun bir şekilde çalışması gerekiyor, çalıştırmanız gerekiyor. Eğer sizin teçhizatınız, donanımlarınız sağlanmadan çalıştırılıyorsanız, bu konuda bize bir telefon kadar yakınsınız, lütfen bize bildirin" dedi. İŞ

CİNAYETLERİNDE 60 BİN İŞÇİ ÖLDÜ

İŞ cinayetlerinin her geçen gün artması ‘güvencesizlik’ ve ‘örgütsüzlük’ gerçeğini gözler önüne sermektedir. Sözleşmeli, taşeron çalıştırma koşullarının egemen olması ve giderek gerek sendikal anlamda gerekse tüm düzeylerde işçi örgütlülüklerine uygulanan baskının, yoğunlaşmış ve uzatılmış çalışmanın işçi ölümlerini artırıyor. 1945 yılında çıkarılan İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu’ndan bu yana ülkemizde iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda ölen ve sakat kalan işçilerin kaydı tutuluyor. 1946’dan 2010 yılına kadar ölen işçilerin sayısı tam 59 bin 300’e ulaşmış durumda. Her yıla 9 bin 226 ölü işçi!

AKPLİ YILLARDA 11 BİN 706 ÖLÜM

AKP iktidarı döneminde yaşanan iş cinayeti sayısı da ocak ayında yaşanan iş kazalarıyla birlikte en az 11 bin 706. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş kazalarıyla ilgili Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre AKP iktidarı altında geçen 2002-2011 yıllarında toplam 735 bin 803 iş kazası yaşandı. Bu kazalarda toplam 10 bin 804 işçi öldü, 14 bin 665 kişi ise sakat kaldı.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri 2012 yılında da en az 878 işçinin iş kazaları sonucu hayatını kaybettiğini gösteriyor. 2013 yılında ise 7 Ocakta TTK Kozlu Müessesinde 8, Zonguldak’taki diğer madenlerde ayrı zamanlarda 2, Kocaeli’de 1, Çanakkale’de 1, İstanbul Tuzla’da 1, Bursa Gemlik’te 1, Karabük’te 1 ve son olarak da Gaziantep’te yaşanan patlamada 7 işçi ve dün de İzmir’de ve Antalya’da ölen 2 işçi ile ocak ayında yaşanan iş cinayetlerinde en az 23 işçi hayatını kaybetti. Böylece AKP’li dönemde yaşanan iş cinayetlerinde ölenlerin sayısı en az 11 bin 706 oluyor. (HABER MERKEZİ)

Davutpaşa’da 5 yıldır adalet aranıyor DAVUTPAŞA’da bir maytap atölyesinde meydana gelen ve 21 işçinin ölümüyle sonuçlanan patlamanın üzerinden tam 5 yıl geçti. 21 işçinin öldüğü, 116 işçinin yaralandığı patlamayla ilgili sorumlular hâlâ cezalandırılmış değil. Kaçak maytap atölyesini denetlemeyenler, atölyenin kurulmasına izin verenler, atölyede güvenlik önlemi almayanlar hesap vermedi. Ölen işçiler için adalet arayışı 5 yıldır devam ederken, her duruşma öncesinde iş cinayetlerine dikkat çekiliyor.

En son 14 Eylül 2012’de görülen 10. duruşmada da patlamada sorumlu olduğu belirtilen Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydm’m dinlenmesi için duruşma 22 Şubat 2013’e ertelenmişti. 22 Şubatta görülecek duruşma öncesi Danıştay’dan gelen son karara göre, olayda istanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, içişleri Bakanlığı ile BEDAŞ’ın da sorumluluğu bulunuyor.

OSTİM VE İVEDİK’TE ÖLENLER ANILACAK

3 Şubat 2011 tarihinde Ankara OSTİM ve İvedik’de meydana gelen patlamanın üstünden iki yıl geçti. Patlamalarda 19 işçi yaşamını yitirmiş, 30’a yakın işçi ise yaralanmıştı, işçilerin aileleri, yaşananların cinayet olduğuna dikkat çekiyor. Bir daha benzer acıların yaşanmaması için tüm sorumluların yargılanmasını isteyen aileler, mahkeme salonlarında neredeyse ölen yakınlarının suçlu tutan açıklamalara tepkililer. "Ölenler mi suçlu, denetlemeyenler mi?" sorusuna yanıt bekleyen aileler, 2 Şubat günü Ostim’de patlamanın olduğu yerde bir kez daha ölen yakınlarının acısını yaşayacak.

DİĞER HABERLER
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Barry Callebaut Türkiye arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?