1 MAYIS’A DOĞRU SENDİKALAR NEDEN DARMADAĞINIK?
Bütün sendikaların üyeleri, aynı sorunlan yaşıyor ve aynı saldın aynı yerden. 1 Mayısa da sayılı günler kaldı. ´İşçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü´…
Bütün sendikaların üyeleri, aynı sorunlan yaşıyor ve aynı saldın aynı yerden. 1 Mayısa da sayılı günler kaldı. ‘İşçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü’…
Ne için birlik, neye karşı mücadele? Her 1 Mayıs’ın tartışılması gereken sorusu değil mi? Ancak, diğer bütün sorunlarda ve önceki 1 Mayıslarda olduğu gibi, sendikacılar, bu yılda ortak bir yanıt vermeyi beceremediler. Bırakalım ortak yanıtı, sorunun ne olduğu ve birlik ihtiyacı bile tartışılmıyor.
Zaman zaman bir araya geldiler, ama birinin diğerine çalım atmaya hazır olduğu zoraki birliklerdi bunlar ve kısa sürdü. İlişkilerde esas olan çatışma oldu. Sorunla uğraşmak yerine, birbirlerinin kuyulannı kazdılar.
Oysa sorunlar o denli ciddi, o kadar açık. o kadar göstere göstere geliyordu ki, ürkmemek. ne olduğunu anlamamak, normal koşullarda mümkün değildi.
Örneğin, kamu çalışanlan 20 yıldır ‘grevli, toplu sözleşmeli, sendika hakkı’ ister. İşçi ve memur sendikalarının tamamı taşerona, esnek çalışmaya karşıdır. İşçi sendikaları, işsizlik fonunun işçiye kullanılmasından yanadır.
Benzer düşündüklerinde, bu kez de, karşı çıkma biçimi üzerinde farklılaşma yaşanır. Kimisi filin kulağına, kimi ayağına, kimisi hortumuna saldırmak ister.
T. Kamu-Sen, KESK ile yan yana gelmiyor, KESK, Birleşik Kamu-İş’le… Hatta 2011 lMayıs’ında, Birleşik Kamu-İş üyeleri alana girerken, taşlı sopalı saldınya uğramış, alana sokulmamışlardı.
KESK, T. Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş ise Memur-Sen’e tavırlıdırlar.
İşçi sendikaları da aynı. Türk-İş içinde Sendikal Güç Birliği muhalefeti var. DİSK ile Türk-İş arasında sorunlar var, ikisi de Hak-İş’e mesafeliler.
2012 1 Mayıs’ına doğru, çatışma eğilimi daha da güçlendi. Göstermelik olarak bile yan yana gelmediler.
Önce, Türk-İş, T. Kamu-Sen, Memur-Sen ve Birleşik Kamu-İş, ortaklaşa yapacağız dediler. Sonra Türk-İş ve T. Kamu-Sen’in İzmir’de yapacaktan, Memur-Sen ve Hak-İş’in Ankara Tandoğan’da olacağı, Birleşik Kamu-İş’in ayılarak Sıhhiyeyi tercih ettiği ortaya çıktı.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB yurt çapanda ortak yapma karan aldılar. Sendikal Güçbirliği Platformu ve İstanbul Sendikalan Platformu, Türk-İş’in merkez mitingi olan İzmir yerine İstanbul’da olacaklannı açıkladılar.
Kim kiminle olacağı gürültüsü arasında güme giden ise, emekçiler ve ülke.
AKP, Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısını hazıriıyormuş, memurların iş güvencesi ortadan kalkacakmış, kıdem tazminatı yok ediliyormuş, sendikalar barajlarda boğuluyor, esnek çalışma, kiralık işçilik ve bölgesel asgari ücret geliyormuş. İşçiler köle olacak, sendikalar yok edilecekmiş.
Cumhuriyet yok edilmesi, Türkiye’nin, emperyalizmin maşası olarak komşu ülkelere saldırtılması, ülkenin bütünlüğünün hiç bu kadar tehlikeye girmemesi, 1 Mayıs’ın konusu olmadı, olamadı. Sendikalar hiç bu kadar tabanından ve ülkeden kopmamışlardı. Neden?
1-AB fonları ve Soros’la yıllar yılı süren ilişki ve eğitimler sonucu, ülkeye ve emekçilere kast edenin emperyalizm olduğunu diyebilenler dahi, ABD ve AB yi saklar oldular.
2-Kimi sendikacıların tarikat bağlantısı, tevekkülü ve AKP ne yaparsa yapsın şirin görmeyi sağlıyor.
3-Yolsuzluklar, saldırana direnmeyi engelliyor.
4-ABD kontrolündeki bölücü faaliyeti ilericilik sanma hastalığı, emperyalizmi ve etnik bölücülü besliyor.
5-Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve Bayrağa düşmanlıkta emperyalizm, yandaş parti ve hükümet, irtica. PKK ve kimi sendikalara çöreklenmiş ‘sol’ aynı cephede buluşmaktadır. Her musibette bir hayır vardır derler.
1 Mayıs aymazlığı, sendikalarda, gidişe dur diyen tabandan ayağa kalkışı başlatacaktır. Bu devran böyle gitmez.