30.05.2016
İŞÇİLER MC DONALDS’I İŞGAL ETTİ
ABD´de saatlik 15 dolar asgari ücret için mücadele eden binlerce işçi, McDonalds´ın Chicago´da hissedarlar toplantısını gerçekleştireceği genel merkezini işgal etti, toplanü başka bir binaya alınmak zorunda kaldı.
18.02.2013
MCDONALDS’IN EKMEKÇİSİ ‘PES ETTİ!’
McDonalds´a ekmek tedarik eden East Balt firmasında sendikalı olduğu için işten atılan 13 işçi, mücadele sonucu işlerine tekrar döndü.
15.02.2013
TEKGIDA-İŞ MC DONALDS RESTORANLARINI EYLEM ALANI İLAN ETTİ
Tekgıda-İş Sendikası, Mc Donalds restoran zincirine ekmek tedarik eden ABD merkezli EAST BALT firmasının Türkiye´deki fabrikalarında sendika üyesi oldukları için işten atılan işçilerle birlikte Mc Donalds restoranları önünde eyleme başladı.
13.02.2013
MC DONALDS EKMEK TEDARİKÇİSİNDE İSÇİ KIYIMI
Mc Donald´s zincirlerine ekmek üreten East Balt Gıda yönetimi, Tekgıda-İş Sendikası´na üye olan 8 işçiyi işten çıkarttı. Sendika, işverenin anayasal suç işlediğine dikkat çekerek, haksız yere işten çıkarılan üyelerinin işe iade edilmesini istedi.
12.02.2013
MC DONALDS TEDARİKÇİSİ EAST BALT İŞVERENİNE ÇAĞRI: ÜYELERİMİZİ İŞİNE İADE EDİN!
MC DONALDS TEDARİKÇİSİ EAST BALT İŞVERENİNE ÇAĞRI: ÜYELERİMİZİ İŞİNE İADE EDİN!
11.09.2017
DÜNYA EMEK MÜCADELESİNDEN…
Kenya Ulusal Hemşireler Sendikası üyeleri, maaşlarının aksatılmadan ödenmesi için başlattıkları grevde 13. haftayı geride bıraktı. Hükümetin hemşireleri işten atmakla tehdit etmesi sonuç getirmedi. Mücadele başarıyla sürüyor.
17.04.2015
DAHA FAZLASINI HAK EDİYORUZ
ABD´nin birçok şehrinde fast food sektöründe çalışan işçiler, saatlik ücretlerinin 15 dolara yükseltilmesi için protesto yürüyüşü düzenledi.
30.11.2014
UNİTED BİSCUİTS İŞÇİ ÇIKARIYOR
Kısa süre önce Ülker tarafından rekor bir fiyata satın alınan İngiliz bisküvi markası 680 işçiyi çıkarma kararı aldı.
15.05.2014
15 MAYIS FAST FOOD ÇALIŞANLARI EYLEM GÜNÜ
IUF icra kurulu komitesi FAST FOOD çalışanlarının içinde bulunduğu kötü çalışma koşullarını protesto etmek için 15 Mayısı uluslararası alanda FAST FOOD çalışanları Eylem Günü olarak ilan etmiş ve bu süreci tüm icra kurulu üyeleri ile birlikte bir basın açıklaması ile başlattı.
21.08.2013
İNŞAATA GÖMÜLDÜLER İTHAL ETE MUHTAÇ ETTİLER
Et fiyatları yine aldı başını gidiyor. Kırmızı et, neredeyse lüks gıda. TÜİK’e göre, temmuz ayı ortalama dana etinin de, koyun etinin de kilosu 26 TL. Bunlar, Türkiye geneli için ortalama fiyat tabii. Daha ucuz olduğu yerler de var, İstanbul gibi daha pahalı olduğu yerler de. 2009 Temmuz´da dana eti 16 TL idi. Bu da 5 yılda yüzde 49 artış demek.
03.08.2013
İNSAN SAĞLIĞININ GIDAYLA TAHRİBİ
İNSAN SAĞLIĞININ GIDAYLA TAHRİBİ
İnsan sağlığının gıdayla tahribi Gıda reklamları ve şirketlerin sponsorlukları I Türkiye´de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı´nın temel meşgalesi, gıda sağlığı ile ilgili politikalar üretmek değil; helal gıda patentleri vermek, bitkisel sözde ilaçları ruhsatlandırmak, GDO´lu ürünlere denetimsiz patentler vermek, früktoz kullanım ve oranlarının arttırılmasını sağlamak gibi skandal niteliğinde uygulamalar olageldi. HANDE ARPAT Emek yoğun bir örgütlenme gerektiren gıda sektörü, hammadde kullanması ve üretmesi, istihdama katkısı ve toplumların beslenmesi açısından en önemli sektörlerden biridir. GSYİH´ye katkısı, istihdam, ithalat ve ihracat kapasiteleri ile ülke ekonomisi içinde de öncü sektörlerden olan gıda sektörü, 1980´li yıllardan beri neredeyse tüm sektörlerde olduğu gibi ciddi bir yapısal dönüşüme uğratıldı. Bu yapısal dönüşümün en temel dinamikleri olan özelleştirme, rekabet, serbest piyasacılık, hızlı tüketime özendirme, tekelleşme ve esnek istihdam uygulamaları uluslararası sözleşmelerle teminat altına alındı, halk sağlığını ana eksenine oturtan tanm ve gıda politikaları ancak burjuva siyasetçilerinin konuk edildiği televizyon programlarında çerez propaganda malzemesi oldu. Mart 2009´da bir televizyon programında Gıda güvenliğine yalnız sizin başkanınız olduğum için değil aynı zamanda bir aile reisi olduğum için çok önem veriyorum diyen Obama´mn bu beyanından iki ay önce genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) şirketlerine verdiği hayat öpücüğüyle ünlenen Tom Vilsack´ı Tarım Bakanı yaptığını hatırlatmadan geçmeyelim. Bu hızlı yapısal dönüşümü, kontrolsüz özelleştirme ve tekelleşmeyi ve rekabetin gıda sektöründe yarattığı can alıcı yıkımı pek çok açıdan incelemek mümkün. Meseleye halk sağlığı, emekçiler, çevre, kültür gibi birçok açıdan bakılabilir. Genel olarak, bu yıkımın temelinde uluslararası tekellerin öncülüğündeki kâr arttırma politikalarının ve şirketlerin elinde kulda olan devletlerin mevzuat değişikliklerinin olduğunu söylemek abartılı olmaz. SENTETİK GIDALAR VE İNSAN SAĞLIĞI Gıda politikalarının tek amacı kâr arttırmak olduğundan gıda güvenGıda sektöründe tarihsel olarak en büyük reklam ve sponsorluk kampanyaları McDonald´s ve Coca Cola tarafından başlatıldı. Devletin özel girişimlere müdahale etmesine şiddetle karşı olan Walt Disney de, reklamlar, tüketime özendiren görseller, mekanlar açısından özellikle fast-food tekelleri için azımsanamayacak katkılar sundu. Bu reklam kampanyalarının ana hedef kitlesi geleneklere en az bağlı tüketici kitlesi olan çocuklar olarak belirlendi. Hala okullarda dersliklere eğitim materyalleri temin etmeleri, kantinlerde zorunlu satış hakkı elde etmeleri, diledikleri reklam kampanyasını yapabilmeleri dışında şenlikler, yarışmalar, kültür-sanat etkinliklerine sponsor olarak da sürekli reklamlarını yapıyorlar. Aynı zamanda McDonaldsIaştırma diye tabir edilen bir yaşam ve tüketim tarzını tüm dünyaya yaymak için ayrılan ciddi fonlarla ne yazık ki pek çok doktor, akademisyen ve bürokratı da satın alıyorlar. ligi ciddi derecede ihmal edilmektedir. Devletlerin uluslararası tekellere verdiği desteğin yanında, tüm dünyada kabul edilen kararlar veren ve bilimsel anlamda tarafsız olması beklenen FDA´mıı (Amerika Gıda ve İlaç Dairesi) da bu konuda sicili oldukça kabarık. Kolalı içecekler, katkı maddeleri, GDO´lu gıdalar, fast-food ürünler, bebek mamaları gibi konularda son derece şaibeli raporlar sunan FDA´dan pek çok bilim insanı istifa etmek zorunda kaldı veya işten atıldı. Türkiye´de gıda sektörünün yaklaşık % 80´i kayıt dışıdır. Halihazırda denetim, etiketleme gibi uygulamalarda olan eksikliklere kayıt dışı sektör de eklendiğinde halk sağlığıyla ilgili ciddi endişeler doğmakta. Bu açıkların neden olduğu en güncel olaylardan biri de yakın zamanlardaki okul sütü skandalidir. Ancak ne yazık ki Türkiye´de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının temel meşgalesi, gıda sağlığı ile ilgili politikalar üretmek değil; helal gıda patentleri vermek, bitkisel sözde ilaçlan ruhsatlandırmak, GDO´lu ürünlere denetimsiz patentler vermek, früktoz kullanım ve oranlarının arttırılmasını sağlamak gibi skandal niteliğinde uygulamalar olageldi. Tüm dünyaya hakim olan fastfood ürünler, kolalı içecekler, dondurulmuş gıdalar, seri üretilen ve kontrolsüz hormon ve antibiyotik yüklemesi yapılan tavuk ve danaların neden olduğu sağlık problemleri ise buraya sığdınlamayacak denli geniş bir konu. Bu sektörün kâr marjını arttırmak için yapabileceklerinin sınırı yoktur; öyle ki, trans yağları aşırı deFast-food´un özellikle de çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini tartışmaya gerek var mı´ recede kullanan fast-food şirketlerinin sağlığa son derece zararlı olan bu yağların ağız içindeki kayganlığı arttırıp çiğneme sayısını dakikada 25´ten 10´a indirmek suretiyle daha çok ve daha hızlı yemeyi/tüketmeyi özendirmeye çalışması diğer bir skandaldir. SEKTÖRDEKİ EMEK SÖMÜRÜSÜ VE ÇEVRE TALANI Türkiye´de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinde kayıt dışı ve esnek istihdamın yoğun olduğu gıda sektöründeki emek sömürüsü özellikle uluslararası dev şirketlerde dikkat çekiyor. Örneğin, Coca Cola ABD´de mesai ücretlerinin yatmaması gibi nedenlerin yanında siyahi çalışanlarına ırk ayrımcılığı yaptığı gerekçeleriyle de milyonlarca dolar tazminat ödedi.Şirketin Hindistan, El Salvador gibi ülkelerde çocuk işçi çalıştırma açısından da sicili bayağı kabarık. Türkiye´de ise 2005 yılında sendika üyesi oldukları için işten atılan 110 işçinin günler süren direnişleri ve çevik kuvvetin coplu, biber gazlı, darplı müdahalesi ile anılan Coca Cola, çevreye verdiği zararlarla da sıkça haberlere konu oldu. Kolalı içeceklerin 1 litresi için 2.5 litre (kimi fabrikalardaki özel tekniklerle 1.54 litre) su kullanan kola şirketleri, doğal su kaynakları için en az HES´ler kadar tehlikeli görünüyor. Bunun yanında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2013´ün ilk yarısına ait Gıda ve İçecek Sektörü Raporu´nda sektördeki emek sömürüsü, sağlık ve çevre sorunları, denetimsizlik, etiketleme açığı gibi konulara değinmiyor; raporun ağırlığını küresel yatırımcılara sunulan kârlı yatırım fırsatları, helal gıdanın önemi ve doğuracağı harika fırsatlar, Türkiye´nin tarım ve gıda alanında öncülük potansiyeli gibi konulara yapılan vurgular oluşturuyor. Bir yanda tüm dünyada 870 milyon insanın yetersiz beslenmesi, beş yaş altı çocuk ölümlerinin % 4 5´inin yetersiz beslenme nedenli olması ile gıda sektörünün gittikçe devasa bir boyuta ulaşması arasında ciddi bir çelişki var. Ana ekseni insan yerine kâr olan gıda politikalan ile dünyadaki açlık, yetersiz beslenme, gıda güvenliği gibi temel sorunlar çözülecek gibi görünmüyor. İnsanın varolabilmesi için şart olan tüm gereksinim ve haklar için geçerli olduğu gibi, gıda ile ilgili sorunların da çözümü ancak sosyalizmde gibi görünüyor.